fikret kızılok'un cidden acı çekerek yaptığını inandığım şarkısıdır. bu kadar mı hüzünlendirir bi şarkı be abi demek istiyorum sana burdan sayın fikret kızılok.
"Ey gönül! Anlamayanlar seni üzerler, rahatsız ederler;
hatta seni deli, divane ederler, elini ayağını bağlarlar.
Sen içi tatlı, özlü bir yemişe benzersin, bu yüzden seni hep kırarlar" cümlesiyle mevlana tarafından tanımlanan.
şarkıda seven kişi kendi içinde bir diyalog yaptırıyordur mantık ve aşkı arasında.
bunca yıl herkesten kaçtın
en sonunda buldum sandın
ansızın içini açtın
yapma dedim yaptın gönül
yani: o kadar yıl bekledin birden o boşluk ve hevesle aslında yanlış olduğunu bildiğin kişiye kapıldın.
gözleri senden uzaktı
farkedilmez bir tuzaktı
sana böylesi yasaktı
yapma dedim yaptın gönül
yani: aslında seni sen olduğun için sevmeyen, sana bakmayan seni görmeyen , sana aşk tuzağı kuran biriydi. sana masum olmayan , hesapçı şeyler yaşamak yaklışmazdı. bünyene uymazdı.
o bir yolcu sen bir hancı
gördüğün en son yalancı
içimdeki derin sancı
gitmez dedim kaldı gönül
yani: sen onun için sadece konacağı dallardan biriydin. evet o da bir yalşancıydı daha önce karşılaştığın bir çok yalancı gibi. evet bu hovardalıkla o aslında seni üzeceği belli olan biriydi. tehlikeye atılmıştın daha önce böyle bir aşk yaşamadığın için acısını da tahmin edemiyordun.
sen istedin ben dinledim
senden ayrı olmaz dedim
en sonunda ben de sevdim
şimdi beni kurtar gönül
yani:mantığındansa aşkı seçmiştir seven kişi. aşksız kalpsiz hayatın anlamı nedir ki zaten demiştir. ve aşktan sonra sevgi de katılmıştır işin içine. alışmıştır karşısındaki tuzakçıya ve sevmiştir. şimdi artık onu acıdan koruyacak mantık sığınağı da istila edilmiştir.
gözlerin bakar da, görmez
ellerin tutar da, bilmez
gece gündüz farkedilmez
demedim mi sana gönül
yani: karşındakinin iç yüzünü göremedin diyor kısaca.
sabahın tam üçündesin
dertlerin en gücündesin
hâlâ onun peşindesin
gitme dedim gittin gönül
yani: onun yüzünden ne acılar çektin. evet anlıyorum çok zor bir noktadasın ama hala onun peşinden gitmen o aşkın devamının geleceğini sanman da yanlıştı. herkes dedi- ben yani mantığın da dedim ama sen yine de kalbini dinledin.
böylesi sevdiğin için
bir kördüğüm oldu içim
ağlıyorsun için için
demedim mi sana gönül
yani: bu kadar kaptırma demiştim. demiştim , demiştik, demişlerdi.. ama ne anlamı var sen böyle üzülüyorsun işte.
yıllar sonra dinlenildiğinde aslında tam olarak sözlerinin anlaşılmadığı farkedilen, anlaşıldığındaysa harika bir aşk şarkısı olduğuna bir kes daha kanaat getirilen eserdir. damardır.
leman sam versiyonuyla durduk yere adamın amına koyan şarkılar kategorisine girmeye hak kazanır. yıllardır aşık olunandan bağımsız şarkı kendi başına acıtabilme yeteneğine sahip ender şarkılardandır. hoş, pek hoş.
ruh, can, kan, benlik, irade, nefs gibi kelimelerle anlatılmaya çalışsa da anlaması kolay anlatması zor kelime.
şiirlerimizde, türkülerimizde gönül muhakkak delidir. zaten gönlü akıllıdan bu tür eserler çıkmaz. yeterki gönül dellensin.
- usandım senin elinden deli gönül abdal gönül -
deli gönül gezer gezer durursun .
arı gibi her çiçekten alırsın .
nerde güzel görsen orda kalırsın .
ben senin kahrını,çekemem gönül.
bu tür eserlerde gönül sanki bir başkası imiş gibi gönülle kavgalar edilir, küs kalınır ters düşülür. gönül uçar gider aka da karaya da konar. neticede insan gönülün götürdüğü yeri hayaller ,ayakları o yöne gider. işte insanoğlunu hayvandan ayıran özellik. gönül deli gönül.
Kalp ne zaman sevgi ile donanırsa o zaman ismi gönül olur. Sevgi olmazsa, gönül ne işe yarar? Gönül olmazsa sevgi nereye konur? Gönül sevginin durağıdır.
"yapma!" dedim, yaptın gönül.
"gitmez!" dedim, kaldı gönül.
en sonunda ben de sevdim.
şimdi beni kurtar gönül.
demedim mi sana gönül?
"gitme!" dedim, gittin gönül.
en sonunda ben de sevdim.
şimdi beni kurtar gönül.