yurdumdaki amına koyayım lafına düşkünlüğü özellikle ön plana çıkartan ve bilinmesi gereken öğretici bir fıkradır.
şöyle ki;
bir gün köyün birinde, bir adam ölüyor. lakin adamı gömecekler ama köyde imam yok, yan köyden almaları lazım. neyse gidiyorlar komşu köye; "burda bir imam varmış amına koyayım" diye soruşturarak imamı buluyorlar. "imam efendi bizde biri öldü amına koyayım, cenaze namazını kıldıracak adam yok amına koyayım" diyerek imamı ikna ediyorlar ve kendi köylerine getiriyorlar. mefta nerede diye soruyor imam? "şurada amına koyayım" diye cevap alıyor, yıkıyorlar ediyorlar, pamuğu da tıkıyorlar. imama çay getiriyorlar bu sırada "al iç amına koyayım", misafirperverlik yapıyorlar "bir ihtiyacın var mı amına koyayım" tarzında sürekli malum kelime üzerinden kurulu cümleler ile son derece bunalan imam artık işinin son raddesine gelmiş cenaze namazı kılınmış, mefta gömülecek soruyor; "meftayı nasıl bilirdiniz?" cevap geliyor; "iyi bilirdik amına koyayım". imam kafayı bir yana çeviriyor sonra da diyor ki; "iyi o zaman gömün amına koyayım".
lisede duyarlı müdüremizin öğrencilerine ağaç diktirttiği bir gün arka bahçedeydik elimizde fidanlar.
bi kişi kazma bi kişi kürek bi kişi de fidan çalışıyordu öyle. bi de selim vardı boş boş dolanıyordu.
çukur açıldı, tam fidan yerleştirilicekken selim'in sesi geldi "gömün amına koyim".
ve hemen arkasında biten ekrem hocamızın sesi "ölünce senin arkandan da öyle diyecekler"