gölgesizler

entry63 galeri1 video1
    26.
  1. istanbul Film Festivalinde izlediğim, çok başarılı bulduğum bir Ümit Ünal filmi.
    Ümit Ünal'ın sinemasına hastayım. Enlerimden...
    0 ...
  2. 27.
  3. '' kar neden yağar? '' sorusuyla aslında filmin özetini filmin ortasında veren ve cevabı basit olan ''kar herşeyi örter'' diyebileceğiniz filmdir ...
    4 ...
  4. 28.
  5. bir edebiyat şaheseri nasıl harcanır, bu kadar yoğun ve derin bir kitabın içi nasıl boşaltılır, örnek film. çok özensiz ve acele çekilmiş, kast müthiş, ama oyuncular tiyatro provası yapıyorlar sanki. 'sinematograf ve tiyatro arasında ikisini de telef etmeyecek bir birleşme mümkün değildir', der bresson. bir köylü öyle mi konuşur? hiç çalışılmamış hiç kafa patlatılmamış. hepsinin haber spikerlerinden daha düzgün türkçesi var.
    aynı şekilde sinema ve müziğin arası da, sanılanın aksine, pek iyi değildir. özellikle kısa filmciler ve yeni yönetmenler görüntüdeki zayıflıkları kapatmak amacıyla müziğe başvururlar. daha doğrusu medet umarlar. aynı şey gölgesizler'de de var. öyle yerlerde giriyor ki müzik, atmosfer arabesk bir mizansene dönüşüyor.
    bana öyle geliyor ki yönetmen iki tür arasında kalmış. gişe filmi mi yapacaksın, sanat filmi mi? eğer gişe filmi yapmayacaksan popüler trüklerden, klişelerden uzak dur. yok eğer gişe filmi yapacaksan en başta gölgesizler'i seçme.
    halbuki roman mucize gibidir. ben kendimi şanslı hissettim önce romanı okudum diye. bekçinin sevgilisine söylediği beni çarpan bir cümle vardır; kendi yoklukları ile ilgili, yok filmde. bir diyalog vardır romanda, filmde o da yoktu.
    -yani hayat tekrarlardan ibaret.
    -hayır, tekrarların tekrarından.
    4 ...
  6. 29.
  7. Son dönem türk sinemasının başarılı örneklerindendir.

    Tanrının bile unuttuğu, izbe bir köyde ardarda gerçekleşen esrarengiz kaybolma vakalarıyla seyircinin ilgisinin üzerine çekmeyi başarıyor ve bir daha da filmin pençelerinden kendinizi kurtaramıyorsunuz. Yer yer kopukluklar olsa da ilginç senaryosuyla ben buradayım diyen bir yapım.
    4 ...
  8. 30.
  9. Var mıyım yok muyum?
    Varlığımın, "yok oluşunu", aslında "yok" olduğumun farkına varıp tekrar "var" olduğumu hissettim. Hani, bir rüya görürsünüz, rüyanızda çığlık atarsınız kimse duymaz. Siz bile duymazsınız kendi çığlığınızı. Sessizliğin çığlığı kulaklarınızı sağır eder ya hani.. işte böyle bir filmdi.
    aslında hepimiz bir rüyanın içindeyiz belki de.
    1 ...
  10. 31.
  11. bir filmi başarılı yapan, karmaşık ve anlaşılmaz olması değildir. ki sırf seyirci anlayamasın, güzel olduğu içgüdüsüne kapılsın diye değil; anlamaya çalıştıkça, deştikçe karşısına anlamlar çıksın diye ve boşlukları kendisi doldurdukça, farklı biçimlerde doldurabileceği boşlukların alternatiflere yer açmasıyla kişiye sağlanan filmi sahiplenme duygusunun hissettirdiği mutluluk o filmi başarılı kılar. bu filmde de öyle.

    ayrıca tüyap 2010'da hasan ali ağabeye imzalattığım kitabı da zeytinyağlı yaprak sarma kadar lezzetli bir türkçe romanı.
    2 ...
  12. 32.
  13. golgesizler filminin sonunda muzik duzenlemelerinin kimlere ait oldugunu okudugumda (bkz: tolga gorsev)(4 duzenleme), (bkz: goksun cavdar)(1 duzenleme) , (bkz: mustafa suder)(1) ve alper erinc(1 duzenleme)' in isimlerine rastliyorsunuz ve dogal olarak su soru akla geliyor ; filmin muziklerini candan ercetin yapmamismiydi ? basin bultenlerinde afislerde oyle gecmiyormuydu ? yahu peki bu adamlar kim diye sormazlarmi adama candan hanim. (bkz: faydalanmak), (bkz: telif hakkı), (bkz: egoizm)
    1 ...
  14. 33.
  15. 34.
  16. okuduğum en zor, en sağlam, okuyucuyu en çok yoran romanlardan biri. inanılmaz bir kurgusu var ve yazar bu müthiş kurguyu yaparken her cümleyi tartıp biçip okuyucuyu darmadağın edecek şekilde oluşturuyor eseri.
    kitabı tamamen anlayabildiğimi de düşünmüyorum aslında. ama kitap konusunda fikirlerine çok güvendiğim bir abimin sözüyle bitireyim;

    ''türkiye' de orhan pamuk' tan sonra biri nobel alacaksa o da hasan ali toptaş' tır.''

    yazar başka bir kitabında da konusuz roman yazmaya çalışan bir yazarı anlatır ki sanırım bu bilgi yazarın ve bu kitabın ne kadar zor olduğu konusunda yeteri kadar ipucu verir size.
    1 ...
  17. 35.
  18. 36.
  19. aydemir akbaş 'ın oynadığı dede de yer yer absürde kaçan replikleri ve tiplemesiyle ayrı bir renk katmıştır.
    0 ...
  20. 37.
  21. gölgesizler 2008 filminden bir replik:

    Suçluların çok olduğu yerde, masumlar değersiz kalır.

    http://www.replikler.net/replik/golgesizler-2008/
    0 ...
  22. 38.
  23. Hasan ali toptaş kitabıdır...

    edit: imla
    0 ...
  24. 39.
  25. --spoiler--
    film tamam da asker hamdi'nin çocuklara n'olmuş...
    --spoiler--
    bir de altan erkekli, psikolojik, felsefik bir hikaye falan aklıma bana bir şeyhler oluyor geldi. serbest çağrışım işte.
    0 ...
  26. 40.
  27. Kitabı güzeldir, filmi güzeldir, daha ne olsundur.

    --spoiler--
    Acaba uzak ne kadar uzaktır?
    --spoiler--
    0 ...
  28. 41.
  29. kitabı ayrı güzel filmi ayrı güzel olmuştur.
    aklımda kalan iki replik hala da beni derin düşüncelere götürür.
    " herkes hem burada olmak istiyor, hem de çok uzakta."
    "kar neden yağar, kar?"
    1 ...
  30. 42.
  31. varlık ve yokluk üzerine işlenmiş, soundtrack i candan erçetin e ait eksantrik film.
    ümit ünal tarafından sinemaya uyarlanmış hasan ali toptaş romanı.

    filmden akılda kalanlar:
    * kar neden yağar? kar?
    * demek ki bir insan ölüpte gömülmeyince böyle oluyormuş.
    * asker hamdi nin 9 karıdan olma bir avlu dolusu çocuğu ve bunların kaybolması.
    * köyün en güzel kızının bir ayı tarafında kaçırılması ve tecavüze uğrayan kızın bir ayı doğurması.(burada ayının bir metafor olduğu ve enseste gönderme yapıldığı söylenmektedir.) muhtar karakterin de ayı benzeri özürlü bir çocuğunun olması.
    * altan erkekli nin şaşkın şaşkın etrafında olup bitenleri anlamaya çalışan ifadesi ve selçuk yöntem in başarılı oyunculuğu.

    hasan ali toptaş tan alıntılar:
    "kendini kendi varlığında bir kez daha yok edenlere ne yapılabilir ki?"
    "o zaman anlamış bütün gerçeği; ne yürüyormuş, ne duruyor. yürüyorum dediği, durmanın ta kendisiymiş. düş gibi bir şey yani... koşarsın koşarsında varamazsın hani; içindeki umut, varamadığın kadar büyür..."
    0 ...
  32. 43.
  33. Hasan ali toptaş'ın başyapıtlarından biri... Dili çok iyi kullanmasının yanında romanın geneline yayılan yurtsuzluk, adressizlik, bir yere ait olamama hali insanı derinden etkiler. ismi, yeri yurdu belli olmayan bir köy, yine yeri yurdu belli olmayan bir şehrin hemen yamancındadır. Kalfasını jilet almaya gönderen berber, çırağı aramaya çıktığında o köye rahatlıkla gelir. Çünkü onun aradığı çırağı değil, yurdudur. evet "herkesin bir hiçkimsesi var" ve aynı zamanda "herkesin bir kayıplığı", "herkesin bir kayboluşu" da var...
    1 ...
  34. 44.
  35. okumakta olduğum kitap hasanım alim yine döktürmüş.
    0 ...
  36. 44.
  37. Herkes filme yoğunlaşmış ama kitap okunmazsa hem yazara, hem varoluşçuluğa, hem de topyekün türk edebiyatına ayıp edilmiş olunur ki bunu hiç istemeyiz.
    3 ...
  38. 45.
  39. Dolu kafa izlerseniz, tövbe edersiniz filmi. Boş kafa da yazık olur. Saygılar.
    0 ...
  40. 46.
  41. An itibarıyle kanal d de yayınlanan film. Direk pas geçtim gece gece gerilime gerek lüzum yok.
    0 ...
  42. 47.
  43. dün gece seyrettiğim, şimdi ise tesadüfen tv2 de rastladığım film.

    pek bir şey anlamamıştım filmden ama yine de sevmiştim.
    0 ...
  44. 48.
  45. az önce izlediğim ; verdiği mesajı anlamasam da sıkılmadan izlediğim bir filmdir. s*ktir edin konusunu oyunculukları izletiyor filmi.
    0 ...
  46. 49.
  47. "falanca gece oldu, filanca gün oldu ağardı, zaman arabaların camlarına biriken egzoz dumanı oldu" gibi bol bol duyu aktarımı yapılan, hunharca ağdalı dil kullanılan kitap. seven sever fakat ben sevemedim gitti bu tarzı. arkadaş, şu ruslar gibi sade, duru, net, anlaşılır yazamıyor musunuz ya ? cidden, kafa karıştırmaya kasınca iyi yazar olacaksınız diye bir kaide yok. kimden öğrendiniz siz bu teknikleri yahu. düz olun hasan abicim ya. biraz da psikoloji falan. lütfen.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük