"senin de hiç sevmediğin gibi
bıçaklar, silahlar, kanlar ve yaralar;
havalarda uçuşurken
en sevdiğin gibi
şaraplar, yataklar, öpüşler ve düşler
havalarda uçuşurken"
çok değişik bir havası var bu şarkının. ne zaman playlistte denk gelse her şeyi bırakıp bu şarkıya odaklanıyorum. şey gibi; sanki uzun bir gece yolculuğuna çıkmışsın, otoyol ışıklandırmalarını bir bir geçerken radyoda tatlı tatlı çalıyor.
"Senin de hiç sevmediğin gibi
Bıçaklar, silahlar, kanlar ve yaralar;
Havalarda uçuşurken
En sevdiğin gibi
Şaraplar, yataklar, öpüşler ve düşler
Havalarda uçuşurken
Kırgınım sana ben
Yalnız beni değil
Kendini de kandırmışsın.
Kırgınım sana ben,
Üstelik bu ana dek
Hiç kırılmadığım gibi
Ben gökyüzünü tutamam
Yıldızları çalanlar var
Bu karanlığın sebebi onlar.
Sözlerimi tutamam,
Hayalleri çalanlar var
Bu vazgeçişimin suçlusu onlar.
Bu kırgınlık, ki hafife gelmez
içimde büyür, içimde üşür
Gönlüm dönüşür...
Ölüm çeker içim, ömür seçer içim.
Ben gökyüzünü tutamam
Yıldızları çalanlar var,
Bu karanlığın sebebi onlar.
Sözlerimi tutamam
Hayalleri çalanlar var
Bu vazgeçişimin
Suçlusu onlar.
Gökyüzünü tutamam,
Yıldızları çalanlar var.
Bu karanlığın sebebi onlar
Sözlerimi tutamam
Hayalleri çalanlar var,
Bu vazgeçişimin suçlusu onlar..."