kendisi için sanatçı sıfatı rahatlıkla kullanılabilecek kalitede bir kişi. üstelik çok yönlü. beste yapıyor, şarkı söylüyor ve de ayrıca çok iyi bir oyuncu. geniş aile dizisinin tadı tuzu.
sevilesi, sevilesi daha da sevilesi adam. allahım ünlü hayranlığı, aşık olmalar falan hiç yapmadığım şeylerdir ama bu adam beni alıp götürüyor resmen. "adamm, sana aşığım beee" diye bağırasım var! böyle izlerken izlerken insanı çığrından çıkarıyor. işte öyle birşey fırat tanış. "devrimden sonra"yla bir kez daha sevdim seni.off.yanlış anlaşılmasın tamamen sanatçı kişiliğine aşığım *
yani şarkısı geniş ailedeki replikleri tramvaydaki oyunculuğu kadıköyde barlar sokağında gördüğünüz zaman ki mütevaziliği onu gözümde gerçek bir sanatçı yapmaktadır.
"Menekşe ile Halil"den "Ihlamurlar Altında" ya kadar pek çok dizi ve sinema filminde rol aldı. "Geniş Aile" adlı dizide Bilal karakterini başarıyla canlandırmaktadır. Bir süredir de üstünde çalıştığı albümünü tamamlamak üzeredir. Müziğe olan ilgisi ilkokul öğretmeninin kendi tabiri ile müthiş mandolin çalmasıyla başladı. Sözlerini 15 yaşındayken yazdığı "Yani" isimli şarkısını konservatuvardan arkadaşı olan Emre Altuğ'a söyleyince Emre Altuğ şarkıyı beğenip albümüne koyar. Ardından da Gülay başka bir şarkısını seslendirip ikinci albümüne ismini verdi. Bir arkadaşı da Sümer Ezgü'nün programındaki performansını internete koyunca en çok paylaşılanlar arasına girer. Sanatçı albümü için Eser Taşkıran ile çalışmakta. Şimdilik 5 şarkının olduğu albümde parçalardan biri Behçet Necatigil'in "Sevgilerde" adlı şiiri. Bir diğeri ise sözleri Cüneyt uzunlar'a ait olan "Yavaş" . iki besteyi de Turgay Yakut yapmış.
Bunun dışında yine kendi deyimiyle pek muhabbetli biri olmayan, herşeye gülmeyen biri. Kendini bildi bileli zayıf biri. Bunu da günde 1,5 saat yüzme ve spor yapmasına borçlu olduğunu söylüyor. (Hürriyet)
"Devrimden Sonra' filminde aydın yazarı öldüren bir faşisti oynuyordunuz ve cezaevine girdiğinizde devrimciler size bir hayli iyi davranıyordu. Sanıyorum film en çok buradan eleştiri aldı, ne dersiniz?
-Filmdeki karakter, aydın yazarı vuruyor ve bunu içeri alıyorlar. Ancak buna işkence yapmıyorlar. Tarihsel süreçte bunun böyle olmadığını biliyoruz, evet. Bunu yapanlar da devrimciler. Buradan yola çıkarsak, "işkence yapılmaz mı canım, devrim olsa da işkence yapılır bu işin raconu budur" mu demek istendi? Biz de insanları askıya alıp altlarında piknik tüpü mü yakalım? Bu neyin, hangi intikamcının kafasıdır? Teknik kısmı konuşulur..."