5. ankara kitap fuarında tanıştığım dünya tatlısı uykusuz yazarı. efendim kendileri benim uykusuz alma sebebim bir buçuk yıldır. alıyorum, onun 'kendimi durduracak değilim' isimli köşesini okuyorum bir solukta. derginin geri kalanını daha sonra okumak üzere bırakıyorum bir köşeye. fuarda, diğer yazar ve çizer abilerimizin yanında bu kadar dürüst olmasam da ona bu hislerimi anlattım. karşılığında da 'kendimi durduracak değilim' kitabına afilli bir imza ve sevgi selam cümleleri aldım kendisinden. çok iyi bir yazardır vesselam.
bayıralarak okuyoru'z'.
--spoiler--
Doktor, "çok alkol alıyor muyuz?" diye sordu. çoğul konuşmayı seven insanlardan biriyle karşı karşıyaydım. sanki doktorla her gece beraber içiyormuşuz da, o bilincini kaybedip sabah ayılınca durumu bana soruyormuş etkisi yaratan bu çoğul soruya gülmek zorunda kaldım...
--spoiler--
okumaktan zevk alınan bir uykusuzdur kendisi. hayata dair ince tespitleri vardır. insanları bulundukları ruh haline göre adlandırması da takdire şayandır.
ne dese inanırız, ne yazsa okuruz insanı. gerçekten bağımlılık yapıyor.
geçen hafta sevgilisinin Javier Bardem* hakkındaki eleştirilerinden bahsettikten sonra yazdığı minik ayet(!) gerçekten etkileyiciydi:
"Her kim ki bir insanı haddinden fazla kötülüyorsa, biliniz ki o, tam tersini düşünüyordur..."
9 eylül sayısında basketin pivotu kerem ve futbolun sağ beki adnan karşılaştırmasıyla beni benden almış insan.
--spoiler--
basketin pivot kerem'i, futbolun sağ beki adnan'ı her zaman geride bırakmıştır. kerim'in teri antrenman zamanları gri tişörtünün arkasında seksi bir üçgen oluştururken, adnan'ın teri tüm vücuda yayılarak sınırları belirsiz bir kokuya dönüşür. bunu her iki soyunma odasında takımda olmamama rağmen bulunma şerefine erişmiş biri olarak söylüyorum. kerem'le adnan'ın liseden sonra neler yaptığını bilmiyorum. kerem, bir plaza çalışanı olup basketi bırakarak, kulağında ipod'la koşu bandına yönelirken (teri mutlaka yine üçgendi), adnan'ın kaderi halı saha dolaylarında "iyi topçu" seviyesinde kalmış olmalı.
--spoiler--
yaşadığı olayları, başından geçen türlü badireleri olağanca içtenliğiyle çarpıtmadan anlatan uykusuz dergisi yazarı. günümüz dünyası insanı ve karakteristiğini, inceden inceye eleştiriyor. yazılarında daima bir aykırılık konusu var. bu da daha fazla olayı mercek altına alması demek oluyor. yazılarında günlük aktiviteleri ve şehir yaşantısı olaylarının etkilerini müthiş sürükleyici ve etkili bir şekilde okuyucusuna aksettiriyor. toplumun ikiliklerini, kargaşayı derinlere inerek anlatır. ufak bir hadiseyi son derece ehemmiyetli bir durumu getirmesi, sinekten yağ çıkardığının göstergesidir.
kati surette es geçilmemesi gereken yazar, her geçen hafta yeni bölümünü beklediğimiz bir dizi kadar bizi sabırsızlatandır.
uykusuz alma sebebi oluyor çoğu zaman tek başına.
hayran olmadım ben hiçbir ünlüye. küçükken üç bej futbolcu posteri asardım odama, ünlülerle tüm ilişkim bu.
tam anlamıyla işte budur üstat demedim kimseciklere.
bu adam hariç.
kendimi durduracak değilim kitabını 2 defa okuduktan sonra artık yorum yapma isteğimi durduramadım. ve yazıyorum.
ya arkadaş, bi insan gündelik olanı çok garip bir şeymiş gibi bu kadar güzel anlatabilir mi?
tüm enerjisini kısacık bir cümleyle okuyana bu kadar güzel iletebilir mi?
her yazısını okuduktan sonra yanaklarını sıkıp, yerim ulan seni deme isteği uyanıyorum içimde, affola.
kitabında cosmopolitan kadınları'nı öyle bir tanımlamıştır ki, buyrun;
her şeyin iyelik ekiyle sonlandığı, tüm dünyanın müthiş ben dili yardımıyla onların çevresinde döndüğü, muhteşem cosmopolitan kadınları'nın dünyasına hoş geldiniz.
onlar kahve yerine kahvem demeyi çok seviyor. bildiğiniz kahve aslında, etiyopya'da günlüğü 1 dolara çalışan işçilerin ürettiği ve starbucks'ın bardağını ortalama 3 dolardan sattığı bir çeşit ofis içeceği. tabii, hiçbir cosmopolitan kadını'na etiyopya ve starbucks'ın aynı cümle içinde kullanıldığı bir saptama yapmamanız gerekir. böyle bir hata, kısılan gözler ve büzülen dudaklar arasında, zamanın ruhunu kavrayamayan asosyal bir anguda dönüşmenizle sonuçlanabilir...
uykusuzun en beğendiğim yazarı. sırf uykusuz için değil, normalde "takip ettiğin köşe yazarları kim?" diye sorsalar, adını vereceğim yazarlar içinde kendisi muhakkak olur. yazıları fevkalade güzel ve anlatmak istediği duguyu tam olarak verebiliyor. anlatmaya çalıştığı şey hiç yaşamadığınız, bilmediğiniz bir olay veya duygu olsa dahi kelimelerle adeta yaşatıyor onu size.
...yani diyeceğim, bu çok sık kullanılan "modern" kelimesinde herhangi bir teori yok. Sadece çirkin olan, hatta fakir olan karşısında, insanın pırıltılı bir dünyaya olan hasretini dindirmeye yarıyor.
muhteşem tespit insanı.facebookta online yakalayıp heycandan bir anda parmaklarıma ulaşan 'beni de tespit etsene mesela ?' gibi dünyalar saçması isteğim karşısında yine de kibarlığını bozmayan sempati güzeli.çok sıcak ve pek zeki.
dakikalarla sınırlı olaylarda, sayfalarca sürebilecek gözlemler yapabilen, dakikaların kattıklarının kişiden kişiye değişebileceğini en çarpıcı şekilde insanın yüzüne vuruveren uykusuz yazarıdır.
kendisi için yağmurda, çamurda(çok zor koşullarda*) tüyapa gidip 4 saat sıra beklemişliğim vardır. değdi mi? değdi. imzalı bir kendimi durduracak değilim'im var benim!
"mutlaka siz de okumalısız" galeyanı içinde eşime dostuma tavsiye -hadi azımsamayalım- ısrar ve belki biraz da baskıda bulunduğum kendimi durduracak değilim adlı kitabın yazarıdır. kardeşime "dur bak şunu ben okuyayım sana" diyerek okumaya başladığım bir yazıyı gülme krizi geçirerek okuyamadığımda vuku bulmuştur.
ellerine sağlık diyoruz sevgili sözlük.
şimdilerde yakışıklı yazıtlarıyla katkıda bulunduğu uykusuz dergisi'nde biyografisi şu şekildedir.
"1976'da Denizli'de doğdu. 1993 yılında diş hekimliği okumak için izmir'e taşındı. Üniversite sonrası asteğmenlik görevi için Ankara'ya taşındı. Askerlik sonrası, diş hekimliğini tecrübe etmek için istanbul'a taşındı. Gazetelerin kitap eklerinde ve bazı dergilerde yazdı. Biyografisini kısa ve 3. tekil diliyle yazmayı bir çeşit 'artistik' sandı..."
ince tespitlerini, halk diliyle pekiştirerek mükemmel yazımsamalar yapıyor uykusuzda. okunasıdır.