Bir eserini okuduğunuz zaman 'Bütün eserlerini okuyacağım' dediğiniz yazardır. Diri cümleleri, psikolojik tahlilleri, hayal gücü olağanüstüdür.
Beyaz Geceler eserinde aşık ve sevgiyi, Suç ve Ceza'sında vicdanı, suçluluk psikolojisini, Budala'sında saflık ve iyi düşünebilmeyi öğreten usta yazardır. Kısacası ölümsüzleşmiştir.
--spoiler--
"insanlar basit ve üstün olarak ikiye ayrılırlar. Basit olanlar, yalnızca insan cinsini üretmeye yarayanlardır, diğerleri de yeni bir şey söyleyebilmek isteğiyle doğmuş, üstün insanlardır. Toplum muhafazakarlık görevini yerine getirmek için çok kez bu insanları asıp kesiyor ya da her türlü hareket imkanından mahrum ediyor. Ama yine aynı toplum, bir nesil sonra bu astığı insanların anıtını dikip, onlara tapıyor... ilk bölüm şimdinin adamıyken, ikinci bölüm hep geleceğin adamıdır. Birinciler dünyayı korur ve nüfusu çoğaltırlar. ikincilerse onu hareket ettirir ve asıl amacına doğru yürütürler."
en ünlü eserlerinden kumarbaz' ı 25 günde yazmıştır.
yayın evi ile yaptığı anlaşma gereği; eğer 25 gün içinde yazmazsa dostayevski ilerde yazacağı kitaplarından hiçbir hak talep edemeyecekti.
--spoiler--
"kendi kendisine yalan söyleyen ve kendi yalanını dinleyen o hale gelir ki, artık ne kendisindeki, ne de çevresindeki hiçbir gerçeği ayırt edemez; bu yüzden de hem kendisine, hem de başkalarına saygısızlık eder. hiç kimseye saygı duymayan biri sevmekten de vazgeçer
--spoiler--
Ortaokul-lise yıllarımın puslu beynimin adamı, Ölü evinden anıları ayakta okumuştum, hatırlamıyorum gerçi ama Tolstoy'la iyi giden yazardı.
Edit: Kısaltılmış versiyonlarının tatsız olacağını düşündüğüm eserlerin sahibi.
hayatı boyunca küçük bir çocuğu iğfal ve babasını öldürmek istemesi yüzünden vicdan azabı çekmiş, bu da yetmezmiş gibi tanrı var mı yok mu sorunsalında gidip gelmiş kah varlığına inanmış kah ise tanrı yaratımı yaşadığı dünya ve bu dünyanın ağırlığı altında ezilmiş ve isyan etmiş büyük yazar. tüm romanlarında kendisini anlatmıştır.
ilginç ve inişli çıkışlı bir hayat yaşamış, idam mangası karşısında var olmanın ne demek olduğunu keşfetmiş, bu yaşam ve ölüm arasındaki ayrımı yer altından notlarda geçen şu pasajda mecazlara yükleyerek anlatmıştır. " bakın, yağmur yağarken ben böyle bir saray yerine eğer bir tavuk kümesi görsem, ıslanmamak için belki de bu kümese girerdim. ama kümes beni yağmurdan korudu diye de ona şükran borcumu ödemek için onu saray gibi göremem doğrusu. siz tabii şimdi gülerek böyle bir durumda kümesle sarayın arasında bir fark olmadığını söyleyeceksiniz.
-evet, yaşamda tek amacımız ıslanmamak olsaydı, dediğiniz doğru olurdu.'' oedipus kopleksi içinde geçen hayatı annesine duyduğu sevgi ve yokluğuna erken karışmasıyla büyük bir aşk'a dönüşmüştür. kendisini anne ve babası arasında görmüş ve büyük sıkıntılarını yaşamıştır. ömrünce babasından nefret etmiş hatta ilk epilepsi krizini babasının öldüğünü haber aldığı gün yaşamıştır.( bunun iki nedeni var hem ölmesini istemesi, hem de düştüğü olağan boşluk) kendisine dair hafızamda kalan en ilginç detay ise, uyumadan önce bıraktığı bir notta ''eğer uyanmaz isem üç gün bekleyin sonra gömün'' ve ölmeden önce rastgele açtığı incil'de karşısına çıkan notta ''artık tutma beni'' yazıyor olması.
üslubu bir hayli etkileyen, kitaplarını okuduktan sonra karakterlerin ağzından konuşuyormuşum gibi hissettiğim hatta onlar gibi konuşma çabası sarfettiğim eserler veren göz bebeğim.
''toplumun alt tabakasındaki dürüst insanların oranı, üst tabakadakilere oranla daha fazladır. alt tabakadaki insanlar, hırsız, namussuz, kişiliksiz görünseler bile suçlu olduklarını kabul ederler. oysa üst tabakadakiler pek çok büyük suç işledikleri halde kendilerine toz kondurmazlar. işte bu noktada alt tabakadakiler daha namuslu ve daha masumdurlar...!'' demiş edebiyat peygamberi.
romanları yazmayan yaşatan ustadır.
her romanı sıkılmadan okunur. ve insan o romanın içinde kaybolur ve gerçeği arar. genellikle alt tabakayı konu alır ve çok iyi yazar. başta suç ve ceza, ezilenler, budala, kumarbaz çok iyi romanlardır.
ve en büyük becerisi rodion romanoviç raskolnikov kahramanına hayat vermiştir. ve tartışmasız en iyi romancıdır. neden mi? çünkü romanlarında sadece aşktan, savaştan, bahsetmez. bütün duygular yer verir.
ve insan dostoyevski keşke şimdi de yaşasaydı dedirtir.
rus edebiyatının ve dünya edebiyatının ağır taşlarındandır.kitaplarındaki psikolojik betimlemeleriyle kendisine hayran bırakır.tasvirleri o kadar güçlüdür ki masanın üstündeki bardağı, duvardaki nemi, odadaki kokuyu, kahramanın alnından akan teri hissedersiniz.öyle ki tutar kolunuzdan, kitabın sayfalarında savurur sizi.kelime kelime hapsolursunuz.yaşarsınız her şeyi.öyle güçlüdür işte kalemi.
kumar oynamak için kitap yazdığını söylesem yalan olmaz. yeteneği, kendisine durduk yerde müthiş acılar çektirebilmesinden gelir. bu da içindeki o inanılmaz manevi boşluktan ötedir.
hayalgücüyle herhangi bir acı tanımlanamaz. bugün gerçek bir karakteri sahnede canlandırmak için oyuncular kilolar verip almakta, akıl hastanelerinde vakit geçirmekteyken bir adamın oturduğu masada zihin oyunlarıyla yazdığı kitabı gerçek olarak algılamak yanlış bir düşüncedir.
bu yüzdendir ki, dostoyevski hiçbir zaman bir pessoa bir O. atay olamayacaktır.
dünya çapında bir yazar olamamasının tek nedeni anadolu'nun milyonlarca yıllık birikimiyle yoğrulmuş zengin kültürü içerisinde doğup büyüyememesi olan yazar.
insan olmak, gerçek insan, etiyle kemiğiyle insan olmak bile ağır geliz bize. Utanırız bundan, insan olmayı yüz karası sayarız, benzeri olmayan toplumsal birtakım insanlar olmak için çabalarız.