Ey Fuzuli,sen ki Fuzulisin ancak hiç bir fuzuli bu kadar anlamlı olamaz.Senin tek bir yazının beni divan şiirine hayran bıraktı! Sanki yaşam felsefem oldu bu söz, 3 yıldır.
Cife-i dünya değil matlubumuz, bir bölük ankalarız kaf-ı kanaat bekleriz.
mehmed bin Süleyman Fuzuli azeri-türk divan şairidir.
sevilen şiirlerinden birisinin ilk 4 mısrası:
can verme sakın aşka aşk afeti candır
aşk afeti can olduğu meşhuru cihandır
sakın isteme sevdayı gam aşkta her an
kim istedi sevdayı gamlı aşk ziyandır
şekspir'e el öptürmüş dünyanın içinde bulunduğumuz ana kadar gördüğü en şah şairdir. bunu diğer alemlerden birinde şekspir bile ilan etmiştir, demiştir ki ''romeo ve julyet'i benim torunlar iyi reklam etti fuzuli, olay bende değil. senin torunlarda iş yok ama sen deryasın ki yoktur teyide ihtiyacın''.
divan edebiyatının babası olan adamdır. divan edebiyatının işlendiği dönemdeki ağır süslü dili bir köşeye bırakmış biraz daha halka hitap eden sözcükler kullanmıştır. şiyaketname kasidesi de türk edebiyatındaki ilk eleştiridir.
dünyanın gelmiş geçmiş en büyük dört şairinden biri, diğerleri de: hafızı şirazi, goethe, şekspir. noktayı koyan sözün turrasını kesmiş aşk üstüne söylenecek en son lafı edip öyle ölmüş, yaşarken de ölürken de kadri kıymeti yukardaki isimlerin milyonda biri kadar bilinmemiş, asarını ''aşk imiş her ne var alemde ilm kıll u kall imiş''te sabit kılıp öyle gitmiş insan.
fuzuli mahlası iki anlama gelir; biri gereksiz diğeriyse faziletlidir. asıl adı mehmed olan şair ne mahlas bulsa bulduğu mahlas diğer şairler tarafından çalınmıştır. bu nedenle akıllı davranarak mahlasını hem gereksiz hem de faziletli anlamına gelen fuzuli'yi kullanmıştır. şöyle bir rivayet vardır:
bir gün fuzuli ile o günün divan şairi ruhi yolda ilerlerken yol üzerinde kir,pas içinde bir köpek görürler. ruhi fuzuli'ye takılmak için:
-ey fuzuli! bak şu köpek ne kadar da fuzuli! der. fuzuli hiç vakit kaybetmeden cevabını verir.
-vur tekmeği çıksın ruhi.
pek yaşama sevinci yoktur. acı çekmek ona göre olgunlaşmaktır. mükemmel aklı, iradesi, şiirleri, sözleri nesilden nesile süregelmiştir.
beng ü bade mesnevisinin sahibi *. zamanında dershanede ki hocamız su kasidesini nin kime ait olduğunu ezberletirken rahmetliyi mezarında ters döndürmüş olabilir. *
ne yanar kimse mana âteş-i dilden özge
ne çalar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı
beyiti ile yalnızlık duygusu muhteşem bir şekilde anlatan şairimizdir. Kerbela bölgesinin havasından mıdır yoksa suyundan mıdır bilinmez ama şiirlerinde yalnızlık, aşk, ayrılık gibi duyguları muhteşem şekilde vermiştir. şiirlerinin en beğendiğim yanı okuyan kişiye göre anlamlandırılmasıdır. şiirini okusunuz aşk, ayrılık gibi insani duyguların yoğun olduğunu görürsünüz. Biraz divan edebiyatı ve tasavvuf bilginiz varsa o zaman anlamlar bir başka gelir. Ayrıca sosyal konulara da değinmişliği vardır. "selam verdüm rüşvet deyü almadılar" mısrasının geçtiği şikâyet-nâmesi bir eleşti ve edebiliğin buluşma noktasıdır.
Gayr ile her dem nedür seyr-i gülistân etdüğün
Bezm edüp halvet kılup yüz lutf u ihsân etdüğün
Ahd bünyadın mürüvvetdür mi vîrân etdüğün
Hanı ey zâlim bizümle ahd ü peymân etdüğün.