tarihte telif problemini ilk kez çözme girişiminde bulunan usta şairimiz. taklitçiliğe ve emek hırsızlığına önlem almak için kimsenin almak istemeyeceği bir nick name seçmiştir kendine. fuzuli, yani boş yere, lüzumu olmayan anlamında bir nick almıştır ki başka kimse bu ismi kullanmasın. evet gerçekten de bu mahlası alma amacı budur.
not: batı tarafından da kabul edilen dünyanın en büyük bir kaç şairinden biridir.
Fuzuli am peşine düştün gurbete, am serindir am derindir şifa verir millete,
Ye kebabı iç şarabı vur karpuz göte, bu gidişle yarrağımı gidersin cennete.
Yâ Rab bela-yı aşk ile kıl âşîna beni
Bir dem bela-yı aşktan etme cüdâ beni
Az eyleme inayetini ehl-i dertten
Yani ki çoh belâlara kıl müptelâ beni
Oldukça ben götürme belâdan iradetim
Ben isterim belâyı çü ister belâ beni
Gittikçe hüsnün eyle ziyâde nigârımın
Geldikçe derdine beter et müptelâ beni
Öyle zaîf kıl tenimi firkatinde kim
Vaslına mümkün ola yetürmek sabâ beni
Nahvet kılıp nasîb Fuzuli gibi bana
Yâ Rab mukayyed eyleme mutlak bana beni
Fuzuli mahlasını nasıl bulduğunu şöyle anlatır: “Düşündüm; eğer şiirde başkaları ile müşterek bir mahlas alırsam muvaffak olamadığım takdîrde bana yazık olur. Muvaffak olursam mahlas ortağıma zulmetmiş olurum Bunu ortadan kaldırmak için kimsenin kabûl etmediği ve edemeyeceği bir mahlas aldım. Böylece mahlas sebebiyle gelebilecek üzüntülerin kapısını kapadım ve şiirlerin karışması endişesinden kurtuldum.”