Gel derse Fuzuli ki güzellerde vefa var
Aldanmaki şair sözü elbette yalandır.
eger fuzuli güzellerde vefa derse inanma muhakkak ki şair sözü yalandır güzellerde vefa yoktur;eger şair sözü yalansa fuzulide bir yalancıdır ve güzellerde vefa vardır, şeklinde bir kısır döngü oluşturan bir paradokstur.
şimdi efendim, vakt-i zamanında, ki bu vakit fuzulilerin vaktine tekabül eder, şairler hakikatleri dile getirmedikleri eleştrisine maruz kalarak yalancılıkla suçlanırlarmış. * fuzuli'nin burada gönderme * yaptığı da bu vak'adır. aslında güzellerde vefa yoktur, fuzuli de zamanına göre yalancıdır... yoksa değil midir?
"Gel derse ki; fuzuli güzellerde vefa var
Aldanma ki; şair sözü elbette yalandır."
Güzellerde vefa yoksa şair doğru söylemiştir. O zaman yalancı değildir. Güzellerde vefa varsa o vakit şair sözü yalandır ve şairin yalancılığı doğrudur.
"Bu önermenin tersi olan, "en az bir şair doğru söyler." Önermesidir ki; o da vefasız bir güzele denk gelmiştir." hipotezimle paradoksa çözüm getirme çabasını başlatmış bulunuyorum.