bir fenerbahçelinin yıllardır türkiye kupasını alamamayla dalgasını geçebilmesi ya da bir galatasaraylının, bilmem kaç senedir fenerbahçeyi kadıköyde yenememesiyle...
başka bir takımın taraftarıyla, ' benimkisini seninkisini döver ' anlayışını bir kenara bırakarak, taktiksel, anılarla bezenen, unutulmaz futbolcuların da yer alacağı sohbetler yapmakla sağlanandır.
mümkün oldugunca az maç izlemek. ne zaman kanallar cogaldi, super lig, premier lig, la liga, seria a ve bundesliga izler oldum, futbolun artik o eski heyecani kalmadi. ne bileyim haftada 10-12 mac cok geliyor bunyeye herhalde.
futbolun zevkine ancak oynandığı zaman tam manası ile varılabilir. O da ancak güzel bir sahada, eşit güçteki takımlarla, (özellikle diğer oyuncuların fizik ve teknik olarak hemen hemen sizinle aynı olması çok önemli) en önemliside herkesin oyunu ciddiye almasıdır. Eğer oyun ciddi değilse herşey sıçıyor. Mesela kaleci topu alıp gol atmaya çalışıyorsa zevk alamazsınız. Zorla oynarsanız zevk alamazsınız.
-Alo ahmet maç var gelcen mi?
+Oluur. Hem bi değişiklik olur.
Olmaz.
Senin oynama isteğin gelecek maç yapacak adam arayacak ve birbirinizi bulacaksınız. Sahaya para verirken üzülmeyeceksiniz. Mükemmeli istiyorum değil mi?
Sonra kıyafet çok önemli. Rahatlık ön planda olacak o tamamda, gecelik, pijama vs. De olmaz yani. Gidin forma alın. Şort alın krampon alın. Kendinizi bir şey zanneder havalara girersiniz. Çok faydası olur. Ve son olarak mevkii konusunda anlaştınızmı iş tamamdır. Doya doya oynayın. Abone olun sahaya.
televizyonda gördüğü oyuncuların kendi direktiflerini duymayacağının bilincinde olan insanlarla izlemek. adam götünü yırtıyor "pas at, pas at lan" diye. e pezevenk sen patlasan da o seni duymayacak, benim keyfimin içine etmeye ne hakkın var? adam gibi izle maçını, iç biranı ki herkes keyif alsın izlediğinden.