futbolcu olmak

entry14 galeri0
    1.
  1. parklarda bütün gün top koşturan her çocuğun hayalidir. 4-12 yaş arasını parklarda, sokaklarda ve sahalarda geçiren umarsız türk çocuğunun hayallerini süsleyen hedeftir futbolcu olmak. hala 80'lerde, 90'larda yaşayıp kışın kestane-çay ikilisiyle sohbet ettiğimizi varsayıyor, günümüz 80 level olmaya çalışan gençlerini yoksayıyorum...

    anneannem derdi de inanmazdım. "nasip kısmet işi bu yavrum, oku adam ol; sakatlanacaksın ondan sonra yazık olacak bütün emeğine. üzülürüm hem öyle birşey olursa" diye sürekli tembihlerdi bana, oku adam ol; futbolculukla olmaz bu işler diye, her top oynamaya gittiğimde, her futbolcu olma hayali kurup sevindiğimde... tabi ki o da istiyordu spor yapmamı, futbol oynamamı; ama o kadar kaptırmamı, hayatımı futbola endekslememi doğru bulmuyordu.

    o değil de...

    nasip kısmet meselesidir, gerçekten. belki bizim aileye vurdu piyango, bilemem. dayım vardı, antrenmana gidecek kramponu olmadığı için takıma seçilememişti. üniversite takımına seçildiği gün, arkadaşlarıyla seçilmesini kutlamak için yaptığı maçta bacağını kırmıştı; üniversite takımında da oynayamamıştı. üçüncü ligde oynuyordu, baktı olmayacak; bu bacak daha götürmez, onu da bıraktı. zaten daha bırakamadan tekrar kırıldı bacağı. 2 kez kolu 2 kez bacağı kırıldı, kramponu olmadığı için seçmelere gidemedi. eminim şu an oynasa sabri'ye bin basacaktı, hiç olmazsa onun yerini alabliecek kapasitedeydi galatasaray'da. ama nasip kısmet işte, olmuyormuş.

    dayımı geçtim, ben vardım sırada. çekingendim, o yüzden elemelere falan katılmak istemedim hiç. çocukluğumda çorluspor'un başkanı gelip "alalım mı seni?" dediğinde bile "ı ıh, istemiyorum" demiştim. niye dediysem, salak mıyım? 8 yaşındaydım üstelik. daha sonra açıldım... öyle süper vücudum yoktu, ama müthiş tekniktim. hızlı koşamazdım, ama topu ayağımdan alamadıkları için kaleye gitmek sadece uzun sürerdi, onun dışında yavaş koşmanın zararı olmadı. kazulet gibiydim ayrıca, hava toplarını da kimseye bırakmazdım. arapaslarda falan da çok iyiydim, dehşet toplar atardım. kimisi oynatmaya layık görmedi ama. kimisi de "biz alıyoruz" diye kapıştı. ne bileyim ben sonradan ne olacağını?

    giremedim küçüklüğümde hiçbir yere salaklığım yüzünden. yaşım 12 oldu sonra, ortaokula başlamışım, artık herşey farklı; hafiften ergenliğe girmişim, zaten agresif ve karamsarım, iyice delirdim, unuttum futbolu. parka da gitmedim o zamandan sonra. okul takımına girerim dedim. ama okul takımımız yoktu. keşfedilmeyi bekledim. beden eğitimi derslerinde yaptığımız maçlarda, şişe kapağıyla oynadıklarımızda biri gelip görsün istedim; parkta oldu bir kere, ama salaklığıma yanıyorum, ona da gitmemiştim işte. bu kadar istememe rağmen birisi "gel bizim kulüpte oyna" diyince gitmiyordum. sonra umarsız çocuk oldum. yemişim kulübünü dedim, ilk işim ilçenin takımına yazılmak olacaktı. orta sonum artık, yaz tatilinde gidip gireceğim takıma... yaş 15, çok geç değil ki, takımda oynamasam bile yıllardır futbol oynuyorum, 15 yaşında profesyonel kariyere başlamak geç de olsa, bana ne, başladım ya...

    yaz tatilinden hemen önce, dayım aradı. yaz okulu gibisinden bir yere yollayayım seni dedi, iyi hadi bakalım dedim; iki haftaydı, orada da futbol turnuvası düzenleniyordu. geç gittim, ikinci maçlar oynanacaktı. antrenmansız çıkmıştım maça, topa çok sert vurdum; bir daha ayağa kalkamadım orada. kasım mı çekilmişti ne olmuştu. yaz tatilinde takıma girme hayallerim suya düştü; ilk bir ay adam gibi yürüyemedim bile. ağrım geçtiğinde tekrar topa vurmayı denedim. ama topa vurmak mümkün değildi, hala felaket ağrıyordu. en azından 3 ay beklemeliydim geçmesi için.

    her neyse dedik... liseye başlıyoruz, onun futbol takımına gireriz...

    başladık liseye. topa vurabiliyoruz artık. futbol oynamasak da koşmuşuz en azından, fizik iyi yine; iki üç haftaya toparlarız. lisede siyah okul ayakkabısı giyme zorunluluğu var, şu kunduralardan işte. spor ayakkabıya, krampona, halı sahaya alışmışım ben, giyemem ki kundura. bir hafta sabredebildim. ayaklarım patladı resmen, soyulmadık, dökülmedik tarafı kalmadı. yürüyemez oldum acıdan.

    duyuru yapıldı. futbol seçmelerine katılacaklar aşağıya gelsin...

    hayallerimin yıkıldığı yer oraydı işte... lisede okudum ve adam oldum sonra kendimce, ne kadar olabildiysem...

    aslında, nasip kısmet de değil; benim salaklığımmış...
    5 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. en güzel ve klas hatunların size yazması. am üstünde göt sikmek. ilgi manyağı olmak.
    2 ...
  5. 4.
  6. her gün takımının bulunduğu yere sabahtan akşama kadar idman yapmak, orada yemek yemek. orada sıçma ve gece yatağa sadece uyumak kendini atmak. aileye ayıracak zamanı olmamak.

    sahada sıçtığında onca taraftarından küfür işitmek. gol attığında veya harika bir futbol sergilediğinde taraftarının ismini takmadığını bilmek, onun yerine sadece takımının öne çıktığını kavrayabilmek.

    her gün yorulmak. yorulmaya alışmak. fakat yorulmaktan yorulmak. ama bıkmamak.
    kendisinden kat kat daha iyi futbol oynayanları kıskanmak ama asla içindeki tutkuyu kaybetmeden kendini futbola esir vermek. çok çalışmak.

    aldığı parayı haketmek ayrıca o parayı her an kaybedebilmek.

    her pahasına olsun işinden vazgeçmemek. çünkü büyük bir tutkuya sahip olmak.
    binlerce taraftarın karşısında gururlanma tutkusu.
    binlerce kişiden aynanda ismini işitme tutkusu.
    sevilen bir takımda futbol oynama tutkusu.
    hayalindeki takıma ulaşma tutkusu.

    daha nice şeyler... binlerce tutku... hepsini içinde barındırmaktır futbolcu olmak.
    0 ...
  7. 5.
  8. Hırs,mücadele,kazanma duygusu ve asla pes etmemek.
    0 ...
  9. 6.
  10. çoğu insanın olmak istediği bir şeydir. 7-70 her insanın içinde bir uktedir.
    1 ...
  11. 7.
  12. on sene aynı klüpte karın tokluğuna oynanan oyundur. sonra çok para yenir gerçi. ama amca dayı yoksa işin içinden amatörden halı sahalara muhteşem bir transfer yaparsın yıllar ilerledikçe.
    1 ...
  13. 8.
  14. zordur. güzel paralar alırlar ama çalışmaları, maç öncesi ve maç sonrası yaptıkları antrenmanlar yorucudur. kendilerine dikkat etmek zorundadırlar. beslenmelerine dikkat etmek zorundadırlar. sezon içerisinde yaptıkları sadece antrenman ve ev arasında mekik dokumaktır. teknik direktörle iyi geçinmek de ayrı bir yetenek ister bu arada. sezon sonunda yaptıkları tatilde ancak güzel paralar aldıklarını hatırlarlar. futbolcunun kendisinden çok ailesi bu durumun zevk-i sefasını sürer.
    1 ...
  15. 9.
  16. Türkiye'de süper lig ve ptt 1. Lig dışında futbolcu olmak Maddi yönden yeterince tatmin edici değil. üçüncü lig'te futbol oynuyorum yıllık maaşım 34 bin lira. Üst liglerde bu parayı 1 maçta kazanan var.
    0 ...
  17. 9.
  18. aslında çok kolay da bir iş değil bana kalırsa. 7-8 yaşından 18 yaşına kadar oynadım. lisanslı, sağa sola maça giden bi çocuktum.

    futbolu çok seviyordum, hala çok seviyorum izlemeyi de oynamayı da. ama ne bileyim hiç futbolcu olma hayali kurmadım.

    18e basmadan işte sözleşme önerdiler. futbolla ilgilenen hemen herkesin bileceği bi kulüp. o sene 2. ligdeydi takım, yani şimdinin süper liginin altındaki 1. lig. bu sözleşme önerisini ben çok sonradan duydum ama. babama söylemişler, o da aklımda hiç yok diye gelip söylememiş bana. söyleseydi de değişmezdi. ben okumak istiyordum.

    aslında bakmayın gerçekten çok disiplin isteyen bir iştir. günde 2-3 antrenmana çıkardık. uykumuzu tam almamız lazımdı, yemek düzeni önemli. bi de ben disiplinli bi tipim, çok dikkat ederdim.

    siz bakmayın bizim gevşeklerin hayatına futbolu seven, saygı duyan adam asker disipliniyle yaşar. yemeğine, uykusuna, sevişmesine her şeyine dikkat eder. mesela, haginin futbolu bırakma nedeni buydu. artık böyle yaşamak istemediği için bıraktı. yoksa babalar gibi oynardı.

    o zaman benim kestiğim adamlardan 3 tane orta saha oyuncusu profesyonel oldu mesela. benden çok paraları var mı? kesin vardır. ben pişman mıyım? değilim. şimdilerde işten çıkıp gençlerle halı saha yapmaya gidiyorum. defansın göbeğinde, az koşup top kesiyorum, geriden oyun başlatıyorum. mutluyum hehee.
    1 ...
  19. 10.
  20. 12.
  21. Alkol, gece hayatı, düzenli cinsellikten uzak kalıp sürekli formda olmayı gerektirendir.
    0 ...
  22. 13.
  23. Kazanç, Disiplinli yaşam ile doğru orantılı, sanki.
    7 ...
  24. 14.
  25. Tarık Buğra Çamdalin bile yılda milyarlar kazandığı ülkede
    Keşke bende topçu olsaydım diyordum..

    Not: küçükken Bizim ilçenin amatör takımında bir iki antrenmana çıkmıştım.

    Rahmetli amcam bu çocukta yetenek var Galatasaray'ın alt yapısına yazdiralim hem okur hem alt yapıda oynar demişti

    Ama kör olası babam "ne topçusu olacak,gitsin dersini calışsın"..

    Yani babam yüzünden belki futbolcu olamadık..
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük