bir dönemin tasoları vardı...şimdi ise futbolcu kartları yine moda.geçen cumartesi yeğenimin sıkıştırması ile destesine 12 ytl verdim aldım . yetmiyormuş gibi bi de karşısına geçip oynadım.bu çılgınlık hiç bitmeyecek. (bkz: kapitalizm'in elinde oyuncak olmak)
gecmiste surekli biriktirdigimiz tamamlaninca gonderip mutlaka birsey kazanilacagini yazan ama mutlaka eksik kalan hatta ayni kartlarin bircok kiside eksik birakilmasindan dolayi arkadaslar arasinda bilerek basilmadigina inandigimiz kartlar
eksik olan kartlara en buyuk ornek, benim zamanımda bjk de oynayan ulvi ydi... rakip kart sirketi* nin urettigi futbolcu kartlarından ulvi yi ekleyip mahallenin saf cocuklarını kekledigimiz ve cılgınca üttügümüz* gunlerin efsane oyunu...
bu oyunun en sevdiğim yeride mahallenin çocuklarını toplayıp yüksek bir yerden kapış yapmak ve onları birbirlerini iterek kağıtları kapmaya çalışmalarını seyreylemek
ilk başlarda 10 lu kutularda kağıt olarak satılırdı.içini açıp hangi futbolcu çıktı diye merak edilir, kötü futbolcu çıkınca küfür edilir,iyi futbolcu çıkıncada sevilinirdi.sonradan yapışkan halleri çıkmıştı.para tuzaklarıydı.12 yaşına geldiğimde evde top oynarken biblo kırdığım için annem hepsini sobaya atmıştı.
seriyi tamamlayanlara futbol topu veren kartlardı bunlar. herkesin dediği gibi 34 numara değil, izmir'de bulunmayan numara 89 numaraydı ve o kartta trabzonsporlu şeyhmus diye bi herifti. uzun uğraşlarım sonucu bir ilkokul yazında o kartların serisini tamamlama şerefine eriştim. benim bildiğim ya da duyduğum bi tamamlayanda çıkmadı daha karşıma. seriyi tamamladım tamamlamasına da daha sonra üzerimde oluşan mahalle baskısını size anlatamam. ben istiyorum kartları saklayayım, cebimde orda burda dolaştırıp artist artist gezineyim, bizim çocuklar illede top alalım diye tutturuyorlar. sonuçta baskılara dayanamayıp top almaya karar verdik, aldık da topu nitekim ama engin ticari zekamla topu daha eski bir topla ve arkadaşın yeni aldığı bisikletle mahallede 7 tur atmasına -buraya dikkat 10 değil 5 değil 7 tur, nasıl bi pazarlığa tutuştuysak- takas ettik. ulan ne salakmışım çok ucuza gitti kartlar çok.
küçük çocuklara futbolu sevdiren efsane oyun kartlarıydı.
batak oynar gibi kartlarla oynardık. kendi kriterlerimize göre futbolcuların güçlerini belirler, hangi kartın diğerlerinden üstün olduğuna karar verirdik.
sadece fenerbahçe'den kennet andersson ve uche, beşiktaş'tan nihat kahveci ve kaleci cordoba, galatasaray'dan bir tek suat kaya, trabzonspor'dan ise hasan üçüncü, hüseyin çimşir ve mehmet yılmaz eksik. bu saydıklarımdan elinde birden fazla olan varsa takas için yeşillendirsin.
Bir zamanlar kafayı sıyırmıştım bunlarla. Tabii ki çocukluk zamanları.
Bunlarla bir çeşit kumar oynardık. Kazanılan da kaybedilen de kartlardı.
Bir bavul dolusu biriktirdiğimi ve bununla gurur duyduğumu hatırlıyorum.
Nelerle nasıl mutlu oluyorduk?
zamanında çocukken 3310 veriyor diye heves edip tüm kutuyu almıştım tüm futbolcular çıkmıştı ama amk jokeri çıkmamıştı. telefonumda yok tabi ne biçim hayal kırıklığıydı. bir arkadaşta jokeri bulmuş seriyi tamamlamıştı ama onada vermemişlerdi bir şey. o zaman anladım bunların saçmalık ve yalan dolan olduğunu bir dahada bulaşmamıştım.