küçükken top sahibi olmak reis i cumhur olmak gibi birşeydi çocuklar arasında. futbol topu olan çocuk el üstünde tutulurdu mahallede. o olmadan maç yapamazdınız. tabi bir de şerefsiz olurdu bu futbol topu olan çocuk, vermezdi topunu. gözü gibi bakardı topuna.
mahalledeki çocuk sayısına bağlı olarak değişen ağırlıktır. enteresan bir örnek vermek gerekirse, kalabalık bir yerdeki ağırlığı gayet yerindedir, fakat kimseciklerin yaşamadığı alakasız bir yerde bu ağırlık, o kalabalık bölgedeki ağırlığın 1/6' i kadardır.
9-10 yaşlarındayız az çok var mahallede bir abiliğimiz. genelde hep fakir ama gururlu taşşak oğlanı doludur mahallemiz. Bir polodur, badmintondur, tenistir, hokeydir, golftür bilmeyiz. hayır godoş mıhtarr akif emmi golf sahası yaptırdı da biz mi oynamadık?
tek eğlencemiz futbol. iki taştan yapılmış kale arasında bulursak top, bulamazsak şişe kapakları ve bilimum pet şişe türevleriyle yaptığımız mahalle maçları. genelde bu takımlara mahallenin delikanlılarının belirlediği sağlam çocuklar alınırdı. delikanlı biz oluyoruz tabiki. gelelim olaya;
mahallemizde dubleks eve sahip, atariye, bisiklete ve yetmezmiş gibi akülü jeepe bile sahip bir zengin pici kaan vardı. bu kaanın anası da kokene bir hanım teyzemizdi. kimse sevmez her günde bu teyzenin dedikodusu yapılırdı annelerimiz tarafından. neyse yine bir gün toplandık oynayacağız, ciddi de bir maç. takımlar hazır, kaleler hazır. tek sorunumuz topumuz yok. kaanda elinde topu ile köşede bekliyor elbette bizi izliyor. ama yavşak oğlu yavşak öyle bir sarılmış ki o topa "size vermeyecem piçler, çok beklersiniz" diyor adeta. ama napalım el mahkum. kaan gardaşş diyoruz gel 2. yarı seni de alacaz oyuna topunu ver. piç omuzlarını silkerek ıı-ıhhh diyor. şimdi girecem been ! töbe estağfur çekiyorum ulan tamam gel gir hadi topu da ver. ama yok benim şartlarım var diyor. saydırıyor top kaçarsa almam, penaltılar benim, topumu patlatan öder, mahallenin tüm maçlarında kaptan benim, faul yapsam bile oyundan çıkarılmam, sert çalım atmayacaksınız .... bu ve bunun gibi o topu olmasa asla kabul etmeyeceğimiz şartları saydırıyor. hee kabul diyoruz. inanmıyor. yemin edin lan diyor bize. tek ayağımı kaldırıyorum çaktırmadan, yemin oluum yemin valla lan hadi diyorum. inanıyor piç. başlıyoruz oynamaya ilk çalımda yıkıyorum yere. kenarda bizi izleyen eceyede çapkın bir bakış gönderiyorum hemen bak nasııı güçlüyüm ama dercesine. oda gülümsüyor bana ve o an o piçin hiç bir ağırlığı kalmıyor.
karizmatiksss boyyy yeeahh diye geziniyorum ortalarda.
Nedense, genelde grup içinde toptan çakmayan kişi de odur. Oynatmak istemezler arkadaşları kazma olduğu için, Ama işte adam mal'ın sahibi, yiyosa oynatma. Emir demir'i keser.