herhangi bir futbol takımına gönül bağıyla bağlanmak! yahu ne gülünç ve utanç verici bir durumdur bu.
para karşılığında anında 'ter döktükleri' takımlarından 'ezeli rakipler'ine transfer olan futbolcuları, futbol klüplerini maddi kazanç kapısı ve aklanma vasıtası olarak kullanan yöneticileri göre göre halen neden oluştuğu belli olmayan bir takıma bağlanmak hatta uğruna kavga etmek.
biraz klişe olacak ama halkımız bu ilgi ve alakasının yarısını çeşitli sanat dallarına ve düşün alemlerine verseler çok daha aydın ve gelişmiş bir topluma sahip olabilirdik.
en azından isim ve memleketin sorgulamasının ardından gelen hangi takımlısın? gibi saçma sapan sorulardan arınalım.
edit: futbol olayına tamamen karşı olunmamalıdır neticede spordur, spor olarak kaldığı an faydaları hakkında konuşulmaya başlanabilir.
insanların müzik, sinema, kitap okuma gibi rahatlama amaçlı üzerlerine düştükleri konulardan biri olan takım tutmaya saygısı olmayan kişinin söyleyeceği söz. kişilerin uğraş alanlarını sınırlamaya yönelik de olabilir. özgürlüğü kısıtlayıcı bir düşünce olduğu kesindir.
zamanında ispanya kralına sormuşlar, 'neden real madrid'e bu kadar önem veriyorsunuz' diye. cevabı şu olmuş.
-insanları uyutacak daha iyi birşey olmadığı için. *
Bir spor aktıvitesi olarak hoş olan ama insanların zevk almak yerine "ölmeye ölmeye geldik" oldukları,müzik,sinemadan farklı olarak insanların küfrederek ve birbirine saldırarak rahatladığı trajikomik olay.
arkasindan, "yirmi iki adam bi topun pesinde, ay cok anlamsiz" cümlesiyle tamamlanirsa kaciniz.
sanki her yaptigin bi icat, bi mucize; her söyledigin nükleer atiklara, küresel isinmaya, savaslara cözüm..
bi de kendisiyle aynı takımı tutan öğrencilere fazladan puan veren üniversite hocaları var ki, akıllara ziyandır. sırf bjklı olduğu için puan alarak sınıf geçe geçe bu hale gelir çalışa*nlar. hayatları boyunca da maç muhabbetiyle terfi alacaklarını, çocuklarını en iyi yerlerde okutabileceklerini sanarlar. ne denir ki? şaka gibi..
televizyon izleme gülünçlüğü, müzik dinleme saçmalığı, sinemaya gitme mallığı, kitap okuma gerzekliği gibidir. ne de olsa millete para kazandırıyoruz!...
ama bir dakika ya, ben takım tutmaktan, tuttuğum takımın maçını izlemekten zevk alıyorum?
tıpkı televizyon izlemekten, sinemaya gitmekten, kitap okumaktan, müzik dinlemekten zevk aldığım gibi...
o zaman?
pardon, saçmaladım...
önemli değil, olur öyle...
her insan bi spor dalına gönül verebilir ve o spor dalında bir takımı destekleyebilir. bunun hiç bir tarafı gülünç ve utanç verici değildir. neden öyle olsun ki? futbol maçları sonrası kavga çıkması,kavga çıkaran kişilerin cahilliğinden kaynaklanır. ama bunu takım tutmak gülünçtür diyerek eleştirmemek gerekir.
futbol dünyada en çok ilgi gören spor dalıdır. bunu herkes kabul etmelidir. futbol takımı tutanlar gülen kişiler,öncelikle aptal dizileri ve aptal sabah programlarını izleyen kişilere gülmelidir. hatta kendi k.çlarınıda açıp gülebilirler.
bir bayan olmama rağmen sinirlendim. kimse kimsenin zevkine karışamaz.
takım tutma,tuttuğun takımın maçlarını izleme sadece bir sosyal aktivitedir.insanların biraz daha rahatlamalarını sağladığı,stresini azalttığı sürece gülünç değildir.gülünç olma durumu bunun araç olmaktan çıkıp amaç olmasıyla başlar.
Kulakları cınlasın lisedeyken bi matematik hocamız vardı.Zat-ı ali son derece "fırlama" bir insan olup ogrencilere laf koymaya bayılırdı..
işte yine bu duygularla dolu güneşli bir günde tikky tipli bi kız ogrenci (evlenmeye , eglenmeye , öğrenmeye gelen öğrenci şekillerinden , eglenmeye gelen sınıfına giren bir metabolizma) :
-HoooooCaaaaEEEaAAAm hangi takımı tutuosunuz
-Ben kendi takımımı tutarım istersen sende gel benim takımımı tut
-Ama hocaaaaaaaAEEAm
Arka sıralardan yine fırlamagiller sınıfına giren bir genç :
-Hocam sizin takım hangi ligde oynuyorsa bende takımımı o lige sokayım beraber oynatalım.
