insanı, futbol maçlarını izlemekten soğutan reklamlardır. dikkatini vermişsin, adapte olmuşsun olaya; oradan herifin biri, bahis şirketinin reklamı için; ekranın altında belirince, insan bir siktir çekiyor ister istemez.
trt'de -ziraat türkiye kupası esnasında- yayınlanan prezervatif reklamlarından sonra sınır tanımayacağına bir kez daha gönülden inandığımız reklamlardır.
futbolcu kale önünde sakatlandı diyelim, hemen ana kamera görüntüsü girer kapalı tribün gösterilir ve istemediğin kadar sanal reklam. acaba yönetmenler oyuncuların sakatlanmaları için dua mı etmektedir? sürekli oyuncu sakatlansa seyir zevki düşmeyecek midir? para sakatlanan oyuncudan değerli midir? sorularını aklıma getiren olaydır bu aynı zamanda.
seyir zevkinin içine sıçan reklamlardır ki şöyle diyelim: herhangi bir ceza sahasında pozisyon varken, oyuncular baraj kurup kimi hakeme itiraz ederken, topun başında bekleyen futbolcular konuşurken, kaleci defansa adam paylaştırırken bunları seyirciden gizleyip, santrayı görüntülerken karşı tribünde beliren reklamlardır.
eğer kendini bir bok zanneden reklamcılar var ve bu satırları okuyorsa şunu bilsinler ki, futbol erkeğin duygusal olarak bağlandığı bir spordur ve maçın en heyecanlı anlarında tırt reklamlarla görsel zevk bozuluyorsa, o ürünü o erkeğe sittin sene aldıramazsın.
önemli maçlarda her 4 dakikada bir tv'nin sagına, soluna,üstüne ,altına gelen insanı futbol izlemekten bıktıran bilgisayar destekli reklamlardır. bunca yıldır kahvehane ortamında maç izlerim maç sırasında gazoz reklamı çıktı diye gidip gazoz alanı görmedim.
