öncelikle şunu belirtmek gerekir ki futbol, bir spor oyunudur. ancak bu disiplin de ne yazık ki gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde bir ayrıştırma aracı olarak kullanabilir. bu ülkemizde o kadar göze batmaya başladı ki, birçok tv programcısı maçlarla ilgili yayın hakları olmamasına rağmen, futbolun saha dışı olaylarını ön planda tutarak reytingden reytinge koşuyor.
futbol takımları, sadece parasıyla bir yerlere gelmiş yöneticiler, cahil kalmış futbolcular, fanatizmin doğurduğu taraftarlar... bunların hepsi bir evin ayrı odaları gibiler.
Futbol uğruna icabında adam öldürülür, heykel dikilir, çoluğunun çocuğunun rızkını iddalarda kombine biletlerde harcatılır...
Haftanın belli günleri belli saatleri sadece futbola aittir. Futbol insanı köle yapmıştır kendine. Kişiye tuttuğu takımla ilgili yorumlarını sorsan koca bir tarih anlatır sana. Ama yanı başındaki komşusu açmıdır tokmudur, hastamıdır ölüyomudur bilmez.
her alanda geri kalmış bizim gibi ülkelerde futbol; halkı uyutan, uyuşturan bir kapitalizm aracıdır. burası ingiltere, almanya, ispanya gibi gelişmiş bir ülke ve toplum değildir. bir takım diğerini fetöcü, diğerini şikeci, diğerini tinerci olarak niteliyorsa, her türlü siyaset futbol sahasında ve dışında dönüyorsa, yabancı futbolculara bok gibi paralar, kazma ötesi yerli futbolculara bir sürü maaş, prim vs. veriliyorsa, bu toplum hep geri kalmaya mahkumdur. futbol da dahi kutuplaşmışız neyin sporu, neyin taraftarı.