muse'un absolution albumunun japonya versiyonunun 15.sarkisi, chris ve domun yuzunden normal albumde tsp tercih edilmistir. muse'un en vurucu sarkilarindan biri kanimca, 'we'll pray that there's no god to punish us' gibi sozleri ve inanilmaz muzigiyle muse'un yaptıgını belli ediyor. youtube'deki 2 canlı performans goruntusu de inanilmaz, montreuxde matthew cosuyor costuruyor adeta.
youre so happy now
burning a candle at both ends
your self-loving soothes
and softens the blows youve invented
breathe in deep, and cleanse away our sins
and well pray that theres no god
to punish us and make a fuss
cracks healing up
future soul forgive this mess
you wait twenty years
and wind up alone, demented
breathe in deep, and cleanse away our sins
and well pray that theres no god
to punish us and make a fuss
breathe in deep, and cleanse away our sins
and well pray that theres no god
to punish us and make a fuss
Film 2. Dünya Savaşının sonlarını ele almış. Yani bir bakıma savaş filmi. Brad bu tip konseptleri çok iyi taşıyor kanımca. Bekleyelim görelim. Anceliye selamlar.
etkileyici bir fragmana sahip 2. dünya savaşında geçen brad pitt filmi.
kendisini bir tank komutanı olarak izleyecek ve başarılı savaş sahneleri göreceğiz.
24 ekim 2014 tarihinde ingiltereyle eş zamanlı türkiyedede vizyona gireceğini umduğum brad pitt filmidir. tabiki sadece kadroda brad pitt yoktur Logan Lerman
transformersin sam'ı shia LaBeouf clint eastwood un oğlu scott eastwood falan filan. filmin konusu II.Dünya Savaşı 1945 Nazi Alman savaş dönemini anlatıyor. merakla belkiyoruz bakalım ne olucak.
Bugün izlediğim ve eh Brad sana da bir oscar vermek için bahane arıyor zaten akademi aferin güzel iş dediğim film.
efendim bildiğimiz 2. dünya savaşının vahşet, dalalet ve hatta hıyanet atmosferinde geçiyor film. er ryan'ı kurtarmak tadını alıyorsunuz film başlar başlamaz. Brad Pitt'in canlandırdığı Don ve ekibinin hikayesini anlatıyor. Fury isimli tankın elemanlarından oluşan ekip çok tanıdık yüzler. Transformers ve Nymphomaniac'da izlediğimiz (Nymphomaniac'ı ben değil bir arkadaşım izledi)Shia LaBeouf, The Walking Dead dizisinden aşina olduğumuz pislik tipli ama sempatik hal ve hareketler sergileyen Jon Bernthal ve Hollywood'un olmazsa olmazı bu filmde Meksika'nın gururu taraftarın Gordo'su rolüyle Michael Peña arz-ı endam ediyorlar. Brad Pitt'in olgunluk döneminin bir eseri aslında bu film. Çünkü filmdeki karakter gerçekten canlandırılması zor bir karakter. Zaten yaşı ilerledikçe Baby Face tribinden karizmatik ve olgun statüsüne geçen Brad abimiz rolünün hakkını fazlasıyla veriyor. konusu itibariyle tahmin edersiniz ki şiddet ve savaşın acımasızlığı temaları etkin bir şekilde işlenmiş. Senaryo ve Yönetmenlik görevi David Ayer'de... Hızlı ve Öfkeli, U-571, s.w.a.t. filmlerinin senaryosu da bu abimize aitti dolayısıyla senaryo yönünden tutarlı etkileyici sürükleyici bir film olmuş. Güzel memleketimin hiç dahil olmadığı 2. Dünya Savaşı hadisesi zaten Hollywood'un dramalarıyla yeterince içimize işlemişken filme girerken ya "ya tamam anladık büyük savaştı amerika kahraman tamam oğlum on numarasınız" diyerek çıkmaktan korkmuştum. ama etkileyici, oyunculuklara ve senaryoya alkışlarımı sunarak çıktım salondan. filmde tank tanka kapışma, henüz başlardaki taaruz ve alman ablaların evinde geçen muhabbeti izlerken "eeeyyy akademi! sen ne işe yararsın! eğer bu filmle Brad'e oscar vermeyeceksen, ödül noktasında gerekli adımları atarız bu böyle biline" dedim içimden. Ellerinden öperim Brad.
nazi konulu filmler ne zaman bitecek gerçekten de merak ettirendir.günümüzde onca güncel savaş varken, Almanya merakının suyu ne zaman kesilip bizi nazi tarihine susatacaklar. harbiden yeter artık !
"almanları kötülemek için yapılmış film", "amerikanın ego tatmini için yaptığı film", "amerikanın kendilerini üstün göstermek için yaptıkları film" klişeleri bir kenara bırakıldığında, gerçekten izlenmesi gereken bir filmdir. özellikle günümüzün orta doğusunda her an savaş çıkma durumu varken, "çıksın savaş, gerekirse gideriz" diyenler tarafından izlenmelidir. savaşın ne kadar kötü bir şey olduğu, insanlara, milletlere neler yaptığını göstermesi açısından çok güzel işlenmiş bir filmdir.
--spoiler--
- görene kadar bekle.
+ neyi görene kadar ?
- bir insanın, başka bir insana neler yapabileceğini görene kadar.
--spoiler--
Fury, 1945 yılının Nisan ayında, ikinci Dünya Savaşı'nın son günlerinde geçiyor ve Komutan Wardaddy, topçu Boyd Swan, yükleyici Grady Travis, şoför Trini Garcia ve yardımcı şoför Norman'dan oluşan müfrezenin, 300 düşman askeriyle karşılaştığı ve tüm imkansızlıklarla savaşmak zorunda kaldığı 24 saati konu alıyor. Beş askerden oluşan küçük ekip, zırhlı tanklarıyla, Almanya'da savaşın ortasında kalır ve bu ekip bölgede kalan son Amerikan ordusu askerlerinden oluşur. Birlik az sayıda askerden oluşmasının yanı sıra cephane anlamında da bir hayli zor durumdadır. Gruba komuta eden Çavuş Wardaddy'nin Avrupa'nın tamamını yıkıma uğratan bu savaştaki son görevi, askerlerini Nazi birliklerinin kuşatması altında olan bu bölgeden sağ salim çıkarabilmektir. 20. yüzyılın en kanlı senelerinden biri olan 1945 yılında geçen ve müfrezenin geçirdiği bir günü ele alan savaş dramının yönetmeni ve senaristi David Ayer. Filmin başrollerini ise Brad Pitt, Shia LaBeouf ve Logan Lerman paylaşıyor.
ikinci dünya savaşına meraklıysanız, izlemeden yapamam diyorsanız, özellikle perdede bir m4 sherman, bir tiger 1 görmek istiyorsanız, gidin. size güzel bir iki saat sunacaktır. ancak yok görmesem de olur, açar bilgisayar oyununda da görürüm, derseniz de pek bir şey kaybetmezsiniz. kaynak: http://sinemahzen.com/fury/
Tiger'in üç amerikan tankını indirdiği sahne çok güzeldi. Filmin başında Bir alman çocuk bir tankı patlatırken, filmin sonunda 300 ss, bir paleti kırık çakılı tankı indiremez.
Olmamış film.
Gittim gördüm. Aman aman bir film değil belki ama seyredince mutlu oluyor insan. Ben de acayip bi call of duty oynama isteği uyandırdı. Bir de bu kadar savaşın içinde bu filmi görmek insanı mevcut haline şükrettiyor. Ben de bir insanın başka bir insana yapabilecikleri spoiler ine fena takıldım. Seyredin, sıkılmazsınıZ
Edit ; Almanlar bu nazi bahanesiyle daha ne kadar aşağılanmayı kabul edecekler, o merak yine uyandı ben de film sonunda...