“iki denizi birbirine salıveren de O’dur. işte şu susuzluğu gideren tatlı bir su, diğeri de tuzlu ve acı bir sudur. Aralarına ise, Allah, birbirlerinin sınırlarını aşmaktan alıkoyan bir engel koymuştur.” (Furkan:53)
Yeryüzündeki bir başka su engeli türü de, tatlı su nehirlerinin denize döküldükleri haliç ve deltalarda görülür. Hem üst, hem dip akıntılarıyla birbirlerine karışması son derece mümkün olan nehirler, denizlere döküldükleri noktalardan asla tuzlu su ile karışmazlar. Eğer Allah bu iki su arasına karışmama kanunu koymasaydı, yeryüzündeki tatlı su nehirleri tuzlu deniz suyu ile karışır içlerindeki ve çevrelerindeki canlılarla birlikte yok olup giderdi.
1400 yıldır kuranda yazmaktadır ve onun insan sözü olmadığının delillerindendir.
Sevgili at ski arkadaşlarım nehirlerin denize karıştığı yerlerde biraz açıklama kadar tam olarak bu engel oluyor. Tuz, tatlı tarafa geçemiyor. Bir santim gerisi tatlı su iken bir santim ilerisi tuzlu su oluyor. Zaten geçebiliyor olsa denizden de nehire tuz karşırdı.
Aq araştırın ya. Bilmiyorsunuz beni suçluyorsunuz. Kuranı bir kenara bırakacak olursak siz herşeyden önce bilgiden habersizsiniz. Okuyun anasını satayım tembel olmayın. Tamam müslüman olmayın ama cahil olupta bilmediğin şeyle sanki karşı taraf bilmiyormuş edelarında olmayın hiç olmazsa.
ha şimdi, "sular karışmıyor", "tuz karışmıyor" oldu ki o da yalan ve acınası seviyede cehalet.
anlaşıldı, lise terk bir ergen bu. daha "çözelti" nedir onu bile bilmiyor. bir de kalkmış yalancılığı "santim" detayına kadar ileri götürüyor! öyle cahil ki denizden nehirlere tuz karışmadığını sanıyor!
velhasıl boklu götünden bir şeyler uydurup, sonra "araştırın" diyor!
len neyi niye araştıracağız a yüzsüz yalancı? iddia sahibi kimse iddiasını kanıtlamaktan o sorumludur.
yine de şu kadarını söyleyeyim: evet, genellikle deniz suyu nehirlerin içine sirayet etmez. açıklaması çok basittir: bir ivmeyle gelen tatlı su deltadaki -nispeten- durgun deniz suyunu, debisine, ivmesine bağlı olarak biraz geri ittirir. sonuçta bu sular karışırlar. yani karışmadıkları iddiası tam bir yalandır.
fakat bu demek değildir ki deniz suyu nehrin içine hiç sirayet etmez. güçlü gelgit olayı yaşanan kıyılarda, deniz kabardığında nehrin içine doğru ilerler.
Ya benim anlamadığım neden hakaret ediyorsun. Beni tanıyor musun. Yada bana neden kızgınsın.
Sonracığıma gelgit ile karışma farklı şey burdaki durum farkı şeydir. Çözeltinin ne demek olduğu ile de bunun bir alakası yok.
Durum şudur. Tatlı suyun akışından(debisi) kaynaklanan kuvvet ve deniz suyu ile tatlı su arasındaki hem yoğunluk farkı hem de tuzluluk farkı ile denizin tuzlu kısmı tatlı kısmına geçemez ve arada bir engel varmış gibi bir taraf tatlı bir taraf tuzlu olur. Dünyanın pekçok yerinde bu yaşanır.
bir, akarsuların debisinin pik yaptığı mevsimlerde yani akışkanın momentumunun diğer kütle transferi mekanizmalarına oranla çok baskın olması durumunda hala yoğunluk farkı zırvasından bahsetmenin tek anlamı “aman bunu da yazayım da açıkta kalmayayımcılık” olmaktadır..
bir de dünyanın her yerinde bu böyledir vs avam avam ukalalık yapıyor zevzek..
ortada kafanın basmayacağı daha kompleks bir durum var ama ne kendini ne beni yor..
iki, kurak mevsimde, yani akasu debisinin dip yaptığı mevsimlerde o akarsuyun denize döküldüğü yerde dez suyu da yer yer dalga, yer yer de gel git etkisiyle -hani 1 cm demişsin ya- çok santim olarak akarsu deltasına girebilir ve -1 cm geçemez ve karışmaz iddian için söylüyorum- karışır..
üç, e tabii ki de denizin akarsu deltasından yürüyüp teleleri tırmanacak hali yok.. ha teorik olarak da mümkündür ama ortada ulvi bir durum yok.. gerçekleşebilir, gerçekleşmişliği de vardır tabii ki..
dört, gelelim karışma karışmama boyutuna makroskopik bakışla o derenin hemen ağzında deniz suyu ile o tatlı su karışır.. karışır ki o bölgede suyun tuzluluk oranı azalır..
ki zaten senin gibi bir aptal bile bilmelidir ki, denizlerin tuzluluk oranını totalde ya da yerelde ayarlayan mekanizmalar
a) buharlaşma
b) tuzluya karışan tatlı suyun miktarıdır
yemeğin tuzu çok kaçınca annene “naptın anni yaaaa tatlı su ile tuzlu su karışma dök şimdi o çorbayı!” mı diyorsun?
ne çeşit bi malsın olm sen?
edit: şunu da ekleyeyim de çakallığının önünü tıkayayım.. akarsu ağzının döküldüğü nokta ile denizde tuzlu-tatlı su karışıp karışmama olayı birbirine geçirip duruyorsun.. açık ve mert ol ki hepsini net cevaplayalım, bir de şark kurnazlığını düzeltmekle uğraşmayalım..
hoş bilerek de karıştırdığını sanmıyorum ya neyse..
—spoiler—
hem tuzluluk farkı hem yoğunluk farkı
—spoiler—
bunu diyemezsin, yine makro bakışla ilerlersek, ikisi birbirinden bağımsız gelişen bir şey değildir..
hayır, sanki ortada esrarengiz, bilimsel açıklaması olmayan bir durum varmış gibi "allah engel koydu" diyor!
yahu neye engel koydu? ne engeli koydu? bilimsel olarak açıklanamayan nedir? ne dediğin, ne iddia ettiğin bile belli değil.
şunu mu diyorsun: "müminler, bir bardağa tatlı, bir bardağa tuzlu su koyup ikisini sürahiye boşalttığınızda karışmazlar. allah engel koymuştur." bunu diyorsan başta sen olmak üzere, mümin kardeşlerin bir deneme yapsınlar, iddiayı doğrulayan(!) "bulgularını"(!) en itibarlı bilim dergisinde yayınlatmazsam namerdim.
ya da şunu mu diyorsun: "efendim yukarıdaki örnekte karıştığını hepimizin bildiği tatlı ve tuzlu su, mevzubahis nehir suyu ve deniz olunca mümkün değil karışmazlar. allah engel koymuştur."
öyle diyorsan, nehir suyunun yok olduğunu söylemiş, böylece "madde ve enerji yoktan var olmaz, vardan yok olmaz" kuralının aşıldığını iddia etmiş olursun. tam nobellik bulgu yeminle!