fuckulte mezunu

entry35 galeri0
    1.
  1. (#7099570) burada feci halde yarmış ancak gerçek hayatta sıçmış yazardır.
    Hoş gelmiş, beş gitmiş.
    2 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. balık burcu yazar. *
    ayrıca muhabbeti de sarıyor. keyifle takip ediyoruz.
    1 ...
  5. 4.
  6. 3 kere bile zıplayamayan hayvanlarla ilgili görüşleri koparmış yazardır.
    2 ...
  7. 5.
  8. ''master yaptın mı?'' diye sormaya korktuğum yazar.
    3 ...
  9. 6.
  10. bugün yine el ele yürüdük istiklal'den aşağı ama ben ayrılmaya kararlıydım. sadece ne zaman, nerede ve nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum. öncelikle bir yer seçmeliydim ama birlikte çok mutlu olduğumuz, çok eğlendiğimiz, çok güldüğümüz bir yer olmaması gerekliydi eski günleri anımsamamak için. ne kadar zor şeymiş bu. onunla tanışmak, birlikte olmak için bu kadar stres yapmamıştım, korkmamıştım. onunla birlikte olduğum zamanlarda tam göğsümde hissettiğim acının aynısını ayrılırken yaşayacağımı nereden bilebirdim ki. sebepsiz yere terk etmemiştim daha önce kimseyi. ya bir kavga ya bir kıskançlık krizi ya aldatma ya da yalan söylemelerin sonucunda yaşanmıştı hep ayrılıklarım. bir sebep kalmıyordu o zaman ayrılırken uydurmak için.
    terk ederkende terk edilirkende bu hep böyleydi.

    akşam, son gecemizi birlikte geçirdiğimizi bilmiyordu. her zaman ki hafta sonları gibi sanıyordu dün akşamı. son kez öpüştüğümüzü, son kez sarılıp uyuduğumuzu bilmiyordu. "seni seviyorum" dediğinde "ben de" dememe çok kızdığı halde yine "ben de" dedim. "ne kadar çok seviyorsun" diye sorduğunda, her zaman ki gibi "seni tanımadan önce yaşadığım dinginlikten nefret ediyorum" demedim, sadece "çookk" dedim. bunun sebebinin içtiğimiz şaraptan olduğunu sanıyordu eminim ama öyle değildi. şaraptan uyuşmuş dudaklarımız yine birleşti ve ayrılırken kulağıma fısıldadı: "sebep olduğun mutluluk için kalbimin derinliklerinden teşekkür ediyorum sana". kapadım gözlerimi "elveda, seni hiç tanımamış olmayı isterdim. ah! hep mutlu ol, seni daha çok sevecek birisini bul" diye düşündüm.

    hiç mi düşünmemişti acaba "biz ayrılır mıyız" diye. tamam, ben de söylemiştim zamanında ona "n'olur beni bırakma" diye, ama düşünmüştüm en azından o"nunla ayrılırsak n'olur" diye. neler düşünecekti acaba neler diyecekti "senden ayrılmak istiyorum" dediğimde. hiçbirşey söylemeden çekip gidecekmiydi. yoksa yanağımdan öpüp "hoşçakal aşkım" mı diyecekti. yoksa "akıldan aşk düşünce gönülde idam olur, boynuma ip geçirdiğini fark etmedim" mi diyecekti. küfür etsin, aşağılasın, bağırsın çağırsın ama ağlamasın, mutsuz olmasın. ilk defa bir kadının beni gerçekten sevmemesini diliyordum aynı zamanda. bunu düşüneceğimi hiç sanmıyordum. "sevilmemek", "karşılıksız sevmek" çok derin iz bırakan duygular. tarif edilemez. "evinin, o'nu içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edecek sokağa fırlayacak, sokaklar da dar gelecek",bu duygu nasıl tarif edilir ki. nasıl anlatılır, hangi olayla örnek gösterilir ki. kalbimin yandığını hissediyordum ama aşktan değil vicdan azabından.

    "hadi sinemaya girelim, yeni bir film gelmiş" dediğinde ben rüyamdan uyanmış sinemaya doğru çekiştirildiğimi fark ettim. ben, daha önce hiç gitmediğim bir mekanda onu sevmediğimi, ayrılmak istediğimi söylemek isterken, o; bir aşk filminde beni ne kadar çok sevdiğini, çok mutlu olduğunu söylecekti. haksızlık bu. aklımdan neler geçtiğini anlayabilseydi keşke. tek kelime etmeden, lafı evirip çevirmeden, kıvırmadan neler düşündüğümü anlatabilirdim böylelikle. "hadi gel şurada oturalım, seninle konuşmak istediğim bazı şeyler var" diyerek daha önce hiç gitmediğimiz bir mekandan içeri girdik ve önümüze gelen ilk boş masaya oturduk. barmen çocuk bizi mutlu bir çift sandığındamıdır nedir sırıtarak "ne istersiniz" diye sordu. "bir iki bira içsem üzerimde ki stresi alır" diye düşündüm ama bu sefer sarhoş değilken "senden ayrılmak istiyorum" diyecektim. çünkü daha önce hep sarhoşken söylemiştim ve o bunu hiç umursamamıştı. fakat ben bu sefer kararlıydım. "söyleceklerimi söyleyeyim de daha sonra içeriz nasılsa" düşünceleriyle boğuşurken kurumuş dudaklarımın arasından "iki nescafe" kelimeleri çıktı sadece.

    çok büyütüyordum belki de. o'da sevmiyordur beni, o'nun içinde eskisi gibi değildir hiçbirşey, beklentilerini karşılayamamışımdır, hayalini kurduğu aşık değilimdir belki. o zaman daha kolay olurdu herşey. biten ilişkinin ardından egolar zedelenmez, hayal kırıklıkları acı vermez, kişisel başarısızlık duygusu nefret duygusuna dönüşmezdi. geçirilen bir yıl, kaybedilmiş gibi algılanmaz ve bu yüzden karşı cinslere saldırgan tavırlar alınmazdı. ama onun için dürüst olmalıydım ve doğruyu söylemeliydim o'na. kim bilir bu masa da daha önceleri ne aşklar yeşermiş, ne duygular dile getirilmişdi. ya da kimleri perişan etmiş, kimleri evine yollamıştı, kimleri sokaklara düşürmüştü. ama masanın üzerine hep "aşk, sevmek, mutluluk" kelimelerinin cümle içinde ki halleri vardı.

    "neyin var, ne konuşmak istiyorsun hayatım" dedi kahvesini yudumladıktan sonra. onunla ilgili olmadığına o kadar emindi ki. sonunda;
    "kaderin haksızlığı
    sevginin ve nefretin acıları
    kalp ağrıtan hatıralar
    bana diz çöktüren
    ve bizim mutlu olduğumuz o zamanlar,
    hayatın çok uzun gözüktüğü zamanlar
    günler geçtikçe
    hepsini yakıp kül ettim
    Ve artık çok geç, senden ayrılmak istiyorum" dedim anathema'nın "hüküm" şarkısının sözlerini değiştirerek. biraz sustu ve ardından;
    "...cevap olabilir, hepsini kaybetmek için bir şans olabilir,
    aşkı yaratmak ve düşmek kolay bir yanlıştır,
    bu yüzden yüksel ve kendi yöneticin ol köle olmana gerek yok,
    anılarının ağına yakalanarak, bir mağaranın içinde."...
    gözlerimin içine bakıyordu yaşlar içinde kalmış gözleriyle ve "seni çok seviyorum" dedi az sonra hıçkırarak ağlayacak halini belli eder ses tonuyla. az sonra kapıdan çıkıp gidecek birisinin tepkisizliğiyle cevap verdim; "ben de".
    8 ...
  11. 7.
  12. harika bir nicke sahip, 7. nesil yazardır.

    (bkz: yaran nickler)
    0 ...
  13. 8.
  14. pipisinin kalkmasını merekla bekleyen yazarları gördü ya, daha ölse de gam yemez bu yazar.
    2 ...
  15. 9.
  16. ironi'den anlamayan ve saçma başlıklara tepki olması için açtığı başlığa entry giren insanları gördü ya yurt dışına çıkıp papaz olsa yeridir. hali hazırda bakirdir de zaten.
    1 ...
  17. 10.
  18. pornografig filmlerde master yapmış kişidir.
    1 ...
  19. 11.
  20. ben kendisi geç farketmekle ne kadar üzüldüğümü anlatabileceğimi sanmıyorum. 440 entrynin tamamını okudum muhteşem bir yazar. sözlükteki ilk entyrsi ile zaten ortadan yardı beni. (bkz: özgürlük/@fuckulte mezunu)
    1 ...
  21. 12.
  22. 13.
  23. nickini anlamlı kılan yazar. hoşgelmiş.
    1 ...
  24. 14.
  25. russian institute mezunudur.
    1 ...
  26. 15.
  27. yükseks lisans yapıp yapmadığını merak ettiğim kaliteli yazar.
    1 ...
  28. 16.
  29. (#9263215) nihayet birisi yazdı şunu. zeka var bu yazarda gibi.
    0 ...
  30. 17.
  31. bugün yine yaratıcılığının zirvesinde olan yazar.
    0 ...
  32. 18.
  33. 19.
  34. 20.
  35. 21.
  36. uzun zamandır bu kadar yaratıcı bir yazar görmemiştim sözlükte.. yazdıklarına hala gülmekteyim, allah ta seni güldürsün..
    1 ...
  37. 22.
  38. kültürlü çocuk, hoşgeldin. hoşbuldum.
    1 ...
  39. 23.
  40. (#10683137)sesli güldürmüştür, kalitelidir, her yerinden kalite fışkırır.
    1 ...
  41. 24.
  42. (bkz: #10817490)..kendi prof. falan herhalde..millete b*k atacağına kendine bak dediğim yazardır.
    1 ...
  43. 25.
  44. Mini etek hakkındaki entry siyle kısa ve öz olarak mesajı yerine yollamış ve takdirimi kazanıp , ''sana helal olsun adamım'' dediğim yazardır .
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük