ben lisedeyken bu hayat felsefemdi benim. faka faka yaşıyordum sistemleri. bir gün okulda çok çılgın bir uygulama oldu, sınıf başkanlarını yönetime getirdiler, ne isterseniz yapın, hangi sistemden memnun değilseniz değiştirin dediler.
o zamana kadar fak fak sistım, fak müdür, fak okul filan diye dolaşıyorduk, anasını satayım o makama geçince bir baktık her şey güzel.
lan dedik ne değiştirsek, neyden memnun değiliz, nasıl daha iyi olur? düşün düşün bir s.k yok ortada.
en son tuvaletlere koku koydurduk sadece, demek ki ordan kaynaklanıyormuş, tuvalet kokusu beyni etkiliyor heralde.
ya da sorun sistım mistım değildi, hormonlarda sorun vardı. abazanlık işte, ondan tabi, kesin.
okan bayülgen'in fog the system şeklinde söylediği hede. kanımca kendisi galatasaray lisesi yıllarından çıkamamıştır. zaten bi söyleşisinde demişti ben galatasay lisesi takıntılıyım diye. fog the systemmiş.. pezeveng. ne kadar reklam varsa oyna, haftada üç kere program yap, sonra fuck the system. sistem siksin seni.
düşündümde bizim ülkede çok güzel bir sistem var.
sülo olursun sülalen zengin olur.
turgo olursun sülalen zengin olur.
bacım olursun kocacığın zengin olur, örtülü ödenekten herkes zengin olur.
hoca olursun kayıp trilyonların olur.
abducum olursun oğlun 17sinde şirket sahibi olur.
tayyocum olursun gelin damat oğul kız ne varsa ihya olur.