Friendzone Türkçe'de arkadaş bölgesi anlamına gelmektedir.
Amerikan halkı arasında bir kızın gözünde sevgili potansiyeli olmayan erkek anlamında kullanılır.
allahın belası bir durumdur. kısaca özetlemek gerekirse ikili arkadaşlık ilişkilerinde bir tarafın diğer taraftan hoşlanmasıyla başlar, diğer tarafın sizi arkadaş olarak gördüğünden emin olunduktan sonra friendzone çemberine girmiş olursunuz ve sonsuza kadar orada kalabilirsiniz. isviçre'li bilim adamları bu konu üzerinde hayli zorlu çalışmalar içerisine girmişler ve arkeologların da içerisinde olduğu kazılar sonucunda orta Anadolu'da yazıtlar bulunmuş fakat bu yazıtlar bilinen gök-türk yazıtlarına benzemiyormuş. sanki yazanlar bunların anlamının bilinmesini istememiş. yazıtları okudukça bunun bugünkü ansiklopedilere benzer bir şey olduğunu görmüşler. okuduğum bir çok makaleden yola çıkarak eserin üzerinde bizzat yaptığım incelemelerde ana konunun friendzone olduğu kanısındayım. Türklerin tarihinin başlangıcından bu yana, friendzone'a giren bir daha çıkamamış. burası friendzone buradan çıkış yok. geçmiş olsun.
çekilecek acıyı bile isteye girilen alan. gözümüzün önünde gençler telef oluyor eriyor gidiyor hayatı soluyor bu işe insanlık olarak el atıp çözüm üretmetmeliyiz yarın çok geç olabilir.* https://media.giphy.com/m...a/2otNCCSaqX9bG/giphy.gif
Karşındaki kişiye sahtekar olmaktır bi anlamda.
Ama başka çaresi kalmamıştır belki de kişinin.
Acaba kendisini girl/boy friend olarak kabul edebilir miydi? Ya reddedilirse? işte bu gibi korkular devamlı baş gösterdiğinden platonikler için en güvenli limanlardandır friendzone.
Sanıyorum yine en mantıklısı ne kadar zor olsa da konuşmaktır. Dokunmadan kaybetmek en zorudur nede olsa.
Kısaca o bayıldığın kadının başkalarıyla düzüşeceği ama götünü toplamanın sana düşeceği iğrençlik abidesi.
Kadınlar kendilerini cidden seven erkeklere bunu özellikle yapıyorlar. Bu yüzden siz siz olun peşinen "ölümüne kankayız" muhabbetine gelmeyeceğinizi bildirin.
garip ve degisik bir sekilde icinden cikiverdigim durum. guldugumuz, dalga gectigimiz, mango ve kahve dunyasi arasinda yasanan bir friendzone dum bundan aylar once. gecen kisin ortalarina falan gelir anlayacaginiz. cikmak istiyordum ama. durumu kabullenmis degildim. dusundum. acikcasi pek bir sey bulamadim.
ne yalan soyliyeyim, god dizisinden oberyn martell i cok severim. ve hayran oldugum o insanla, normaldirki kendimi karsilastirdim. dehsetle gordum ki, oberyn martell'in sahip oldugu, cinsel isteklerini karsisindakine rahatca belli edebilme yetisi bende yoktu. e acikcasi friendzone oldugum kizla hayalini kurdugum iliski cinsellik tabanliydi.
bir gun, yeni aldigi elbise ile geldi mekana. ikimiz vardik sadece masada. kiyafetin dekoltesi vardi ve miniliydi. mekandaki tum erkekler ve tabi kadinlar bile bakti, bu esmer minyon yavruya. erkeklik organimin onu alinmaz bir sekilde sertlestigini hissettim. yan masadaki cocukla kesismesini izledim once. ki boyle seyleri benim yanimda yapardi surekli. bana donup,
"elbisem nasil" dedi.
acik konustum,
"guzel bir elbise. o yokken de gormek isterim seni" dedim. bir an bir sey demedi. ne demek istedigimi ve saka yapip yapmadigimi anlamak ister gibiydi duraksamasi. ama ben durmadim.
"bak guzelim" dedim "seninle hayalini kurdugum iliski bu degil. sana saygi gosteriyorum ve senin benimle kurmak istedigin iliskiye de saygi duyuyorum. aylardir seni hic bir sekilde kisitlamadim ve seni seebest birakmaya dikkat ettim. ne de olsa su yolunu bulur, ikimizin de mutlu olacagini bir iliski tipine gireriz diye umut ettim. fakat su geldigimiz nokta benim isteklerimden o kadar uzak ki. hem ayrica beni tampon, namus duvari gibi kullanmandan da biktim. benim ismimi verip onlarca erkekle bulustun. satana ile bulusacam diyip ailene, kac erkegin evine gittin. ailen, bu senin yalan soyledigin bulusmalarin bir kisminda beni arayip kontrol etmeye kalktilar. nasil cevirdigimi ben bilirim. senin istedigin tipte bir iliskiyle yeterince zaman gecirdik. artik ya benim istedigim bir iliski tarzina geceriz ya da aramizda bir iliski olmaz. e aylardir senin sayende erkekligim bile uyustu. seninle gecirdigim zaman icinde iletisime gectigim o kizla arami bozmani da unutmadim. ama bitti. ya simdi benim eve gidip o uzerindeki kiyafetleri cikaririz. ya da ben buradan giderim"
uzun konusmustum o gun. aklimda kalipta planli bir sekilxe yazabildigim bu kadari. ne mi oldu sonra? tokatini atip gitti tabi. o gun anlamistim. su hayatta ezilmemenin tek yolunun isteklerinin pesinden gitmek oldugunu. baskasinin isteklerini yerine getirmek pahasina kendi isteklerimizi ketlememek gerektigini. anladim ama olan bir kac ayima oldu. ve ayrica arkadaslarim arasinda imajimi duzeltmem de zaman aldi biraz.
daha ilginci, gecenlerde benim bu ayar verdigim kiz mesaj atti tefondan. bana cok ihtiyac duydugunu, benim degerimi bilemedigini, tekrar bulusup yenide. bir iliskj kurmamiz gerektiginden bahsediyordu. bu mesajlari aldigimda kiz arkadasim istanbul'dan donmustu. onu almak icin astideydim. mesajin karsilik bu haftasonunu kiz arkadasimla gecirecegimi ve eger isterse bir kac yil sonra bulusacagimizi yazdim. cevap vermedi.
boyle oldu. biraz edebilestirerek anlattigim icin ozur dilerim. boyle bir olayi baska nasil anlatacagimi bilmiyorum.
arkadaşlıkla sevgililik arasındaki farkı algılayamayan yurdum abazanının düştüğü durum.
kızlar için de tehlikeli bir durum zira sevdiği (arkadaşça), anlaştığı biri var ama herifin niyeti bozuk. kaybetse bir türlü kabul etse o da olmaz. arkadaşlık sınırını sürdürmek zorunda. ha bunu ego tatmini için kullanan kızlar da olabilir.
demem o ki, kızla arkadaş olacaksanız arkadaş olun.