eski bir dizi. tanımı geçtikten sonra ;
bugün final bölümünü izleyerek 10 sezonluk yolculuğumu tamamladım. ve kesinlikle kalitesini hiç bozmadan yoluna devam etmiş bir dizi. her karakter eşsiz , her oyuncu karakteriyle bütünleşmiş resmen. joey in hem bu kadar saf olup da halen kadınları götürmesine şaşırıyorken rachel in kaşarlıklarına kızarken buldum kendimi. ama bunlar kesinlikle onlar rollerini iyi yaptıkları içindi. ayrıca bu gündelik hayatıma da etki etti. hayatımda bu kadar güldüğüm bir dizi hatırlamıyorum. öyle ki bu diziyi izleme fikri how i met your mother ı 9 sezon izledikten sonra sözlükteki karşılaştırmalardan dolayı aklıma gelmişti. şimdi seinfield diyorlar. onu da izleyeceğim kesinlikle. fakat friends in bitmesi ile içimde koca bir boşluk oluşacak. güle güle ross ; sinir bozucu ezik bir tiptin ama iyi iş başardın. güle güle monica ; sana gıcığım ama sevimlisin be, güle güle pheebs ; ilk sezondan beri gözdem hep sendin. güle güle joey ; '' you were such a great guy'', güle güle chandler; iğneleyici sözlerinden bana da öğretsen? ve güle güle rachel, az kaşar değildin ama neyse hadi , ross kırdığı cevizlere saysın.
kafamı dağıtsın moralimi yerine getirsin diye izlediğim diziydi. ta ki 4. sezon 21. bölüme kadar. darmadağın oldum lan. hele şu ıstakoz mevzusuna hiç girmeselermiş iyiymiş. evet bazı şeyler unutulmuyor en azından bazı insanlar için.
Zevkler ve renkler tartışılmaz kabul. Ama arkadaş bu diziyi izleyip de sevmeyeni inanın hiÇ anlamıyorum. Bana göre böyle bir şey mümkün olamaz. Friends lan bu friends yani.
gelmiş geçmiş en güzel en iyi dizidir. çok dizi izleyen biri değilimdir uzun zamandır hep izlemem gerektiğini söyleyen arkadaşlarım vardı bu diziyi bir gün bi oturdum izlemeye başladım o gün bu gündür hastası oldum. daha önce izlemediğime çok çok pişmanım tekrar tekrar oturup izliyorum.
8. Sezon finaliyle dağıldığım dizi. Joey elinde yüzükle Rachel a bakarken, Ross un elinde çiçekle asansörde görünmesi. Böyle sahneler vuruyor beni, çok derinden etkiliyor. Çünkü hayat bu işte bir saniye bile hayatınızı sonsuza kadar değiştirebiliyor. Ve gerçekleşmeyen ihtimallerin karşımıza neler çıkaracağını bilmiyoruz bile. Öylesine mükemmel bir dizi ki bunu kaderci bir filmmiş gibi hissettirebiliyor.
Tabi dokuzuncu sezonda bu söylediklerimi haksız çıkaracak kadar karışmaz ortalık, umarım.
Nihayet bitirebildiğim 10 sezonluk efsane dizi. Böyle efsane bir diziyi bitirdikten sonra içine düşeceğim efsane boşluğu beklemeye başladım bile. Halen daha izlememiş olan talihsiz arkadaşlara şiddetle tavsiye ediyorum. Ben neden bu kadar geç kaldığımı çok sordum kendime izlerken, siz de soracaksınız. 10 sezondan aklımda kalanları ve beni en çok güldürenleri hatırlayabildiğim kadarıyla yazmak istedim.
Öncelikle her karakter ayrı ayrı inanılmaz olsa da özellikle Chandler Bing dizinin en çok güldüreniydi bence. Esprileriyle, iğnelemeleriyle ve Joeyle olan efsanevi muhabbetleriyle bol bol güldürdü. Zaten bu dizide diğer sit-comlardan farklı olarak kendi aralarındaki muhabbetlere, anlık tepkilerine; başlarına gelen olaylardan daha çok gülüyorsunuz. Çünkü diyaloglar inanılmaz komik.
Ben dizideki flash-backlere de bir parantez açmak istiyorum. Bu kadar komik flashbackler görmedim, duymadım. Ross ve Chandlerın üniversitedeki halleri, saçları hareketleri falan bir yana o Monicanın şişman halleri acayip komik. Rachel lisedeyken daha sürtükmüş, bu da göze çarpıyor.
Daha önce de çok söylenmiş ama Phoebenin Monica ve Chandlerı gördüğünde verdiği My eyes, my eyes tepkisi dakikalarca güldürmüştü.
Joey ve Chandlerın, Monica ve Rachella evleri değişmek için kendi aralarında yarışma yaptıkları bölümdeki, evi kazandıktan sonra beyaz köpeğin üzerinde eve girdikleri sahneyi jenerikte her gördüğümde güldüm.
Joeynin tam bir aç olması, yemeğini paylaşmaması, sürekli Monicanın buzdolabından yemek aşırması ve arasıra ortaya çıkan önemli bir şey söyleyecekmiş gibi yapıp muffin istemesi,
Phoebenin Mikea evlenme teklif edeceğini açıklayıp bizimkilere fikrini sorduğu bölümde Chandlerın If I were a guy diye lafa girip donup kalması,
Central Perkte yaptıkları muhabbetler, Guntherin Rachela aşkı ve bu yüzden Rossa kötü davranması, hatta Rossun bütün eşyalarını sırf Rachel onlara dokundu diye satın alması,
Ugly Naked Guy, alt kattaki sürekli çok gürültü yapıyorsunuz diyen komşuları - daha sonra ölmüştü sanırım -, binaya taşınan Danny isimli saçı sakalı birbirine girmiş arkadaşı Rachel ve Monicanın yeti zannedip sislemesi,
He bir de zırt Oh my god! diye ortaya çıkan Janice var ki, Allahım gül gül öldüm.
Rachel ve Rossun dillere destan (!) aşkına parantez açmakta da fayda var. Bu dizide en çok gözüme çarpan ya da farkına vardığım şey diyeyim, Amerikan yaşam tarzının aslında ne kadar geniş ve mide bulandırıcı olduğu. Bu nasıl bir mide ki, 10 bölüm önce Joey için yanıp tutuşan, Joeyi yatağa atmak için çabalayan ve türlü iğrençliklere soyunan Rachel finalde Rossa deli divane oluyor. Bunu anlamak güç. Daha buraya yazamayacağım bir çok mide buılandırıcı detaya rağmen finalde duygulanmadım mı? Duygulandım. Vay be sonunda kavuştular(!) demedim mi? Dedim. Her ne kadar havaalanında tam uçağa binerken yakalayıp seni seviyorum demek çok klişe olsa da, adamların en azından bunu yapabilecek kadar sevdiği biri var diyorsun, sana da bok yemek düşüyor.
10. sezon boyunca beni eğlendirdikleri, hüzünlendirdikleri ve bana tüm kattıkları için tüm Friends ailesine teşekkürü borç bilir, diziyi izlemediği halde spoiler yazan kısmı okuyan arkadaşlara yine de bir şey kaybetmediklerini benim burada hatırlamaya, hatırlayıp da anlatmaya klavyemin yetmeyeceği çok daha komik olaylarla dolu 10 sezonluk bir diziyi izlemeye için neden şimdi hemen başlamadıklarını kendilerine sorar, esenlikler dilerim.
şu ana kadar izlememiş olanları aşırı kıskandığım, bi gün olur da keşfederseniz bir sonraki bölümün repliklerini, ne olacaklarını bilmediğiniz mükemmel dizi var elinizde. oğlum ne şanslısınız lan ben çıkan yalan trailerle bile mutlu oluyorum.
gecenin bu saatinde 2. kez bitirdiğim dizi. bu dizi bitince içime öküz oturuyor amk ilk seferinde de böyle olmuştu. hiç meşrebim olmamasına rağmen hüzünlendim gece gece. ah o son kez central perk e inişiniz yok mu....
adam gibi arkadaşım olsa da arayıp dertleşmek, joey chandler gibi sarılmak, gidip annemi görüp kocaman kucaklamak geliyor içimden olmayınca buraya yazıyoruz işte mnagoym
Gelmiş geçmiş muhtemelen de gelecek komedi dizilerinin arasında en sağlamı, en kalitelisidir. Jennifer Aniston'u bile azıcık sevdirmiştir bana. izlemeyen çok şey kaçırıyor.
izleyenlerin "ne kadar geç bitirirsen o kadar iyi" demelerini göz önünde bulundurarak hiç bitmesin istediğim ama ne kadar yavaş da izlesem sonunda bitirdiğim, himym izlemiş birisi olarak izlemekten en çok keyif aldığım dizidir.