nietzsche nin evrensel bir ahlak kuralının olmadiğini iddia etmesi, ve insanlari yonetilen, ilerlemenin kurbanlari, koyun surusu ve ilerleyecek olanlar seklinde ayirmasi (bu ayrim boyle gecmez kitaplarda, benim yourumum) fasizm in habercisi sayilmistir. ama nietzsche yi fasist olarak yaftalayip birakmak cok yuzeysel olur.
papaz olacak sanılırken,dogmalara karşı en büyük mücadeleyi veren,üstinsanlık gibi bir kavram ortaya atan,böyle buyurdu zerdüşt okunduğunda en iyi biçimde anlaşılabileceğine inandığım ve aslında tamamen hiçbir zaman anlayamayacağımız insan.
nietzsche'nin felsefesi,platon'dan beri süregelen yanlış değerler ve kuruntuların geçirsizliklerini ilan eden eleştirisel bir girişimdir.nietzsche,"soybilimsel" bir yöntem aracılığıyla "metafiziğin devrilmesi" işine girişti.bu yöntem,ahlak ve dinin temelini oluşturan ve sonunda sonsuz ve yıkılmaz olarak kabul edilen değerlerin kaynağını bulmaktan ibaretti.nietzsche önemli eserlerini 17 yılda kaleme aldı.daha sonra,iyi tedavi edilemeyen frengi hastalığının son evresindeki akli dengesizliği nedeniyle,ölümüne kadar yazı yazmadı ve 1900'de öldü.
1844-1900 yılları arasında yaşayan, 20. yüzyılın en önemli filozoflarından biri. Hegel'in * felsefesine ve Alman tarihçiliğine tepki duymuştur.
Nietzsche, güçlü olanın yaşam gücünün güçsüzlerce engellenmesine son vermek, tüm değerleri yeniden değerlendirmek istiyordu.
Ona göre hristiyanlık ve felsefe gerçek dünyaya sırtını dönmüştü. Gerçek diye gösterilen bu kavramlar, gölge bir dünyadan başka bişey değildi.
"Yeryüzüne sadık kalın ve size öte dünya umutlarından söz edenlere inanmayın."
der hatta..
şimdi herkes faşizmin ve hitlerin nietzsche'nin üst insan felsefesinden etkilendiğini söylüyor ve nietzsche'yi faşist görüyor olabilir ama bunu diyenler büyük bir hatanın içindeler.hatta 2 tane hatanın içindeler.bu hataları söylemek gerekirse:
1-evet,faşizm nietzsche'nin bazı görüşlerini alıp başka taraflarından anlamıştır.ama bu görüşler aslnda üst insan hakkında değil de nihilizm hakkındaydı.yani faşist liderler 2 aşamadan oluşan nihilizmin bir aşamasını almışlar,"aha teorimiz budur,doğru yolu bulduk arkadaşlar"demiştir.neden böyle dedikleri ise malum.faşist bir insandan zeka ve dolayısıyla teori üretmesini beklemek ne olur siz karar verin.şimdi gelelim nihilizme.nihilizm aslında 2 aşamadan oluşur.ilk aşama aslında insanın yok olduğunu kabul etmektir.yani insan sınırlı yaratılmıştır ve yapılabilecek birşey yoktur.kimse insandan tanrı olmasını bekleyemez.nihilizmin bu ilk kısmı son derece kaderci bir bakış açısıdır ve nietzsche'nin görüşlerini yansıtmaktan çk bir ironi taşır.ki beyinsiz faşistler de bunu gerçek sanıp bir teorinin sadece bir kısmını almışlar,bunu da halka dayatmışlardır.nasıl mı?birey kavramını yok ederek tabi.yani halka "siz bireylerden oluşan bir topluluk değilsiniz siz tek bir vücutsunuz ve herkesin ayrı karakteri yoktur,bir tek karakter vardır o da üstün alman ırkının karakteridir."düşüncesini bazen güzellikle azen silah zoruyla dayatmışlar,çok boş ve kıro görünmektese de nietzsche'yi tersten anlamayı tercih etmişlerdir.oysa ki nihilizmin can alıcı noktası ikinci kısmıdır.bu kasımda da aslında yok olan insanın var olabileceği anlatılmıştır.yani insan basit bir canlı değildir ve sadece tanrının oyuncağı da değildir.insan kendi başına bir dünyadır ve bunu büyütmek,geliştirmek ve farklı boyutlara sokmak kendi elindedir şeklinde bir düşünce sunmuştur.ki bu düşünce de(nihilizm düşüncesi)darwinizm ve marxsizm'le birlikte komünist ideolojinin temelini oluşturmuştur.ki çelişkiye bakın ki nietzsche'yi tersten anlayan faşistler dünyanın gelmiş geçmiş en uçuk sağ rejimini;nietzche'yi doğru anlayan komünistlerse dünyanın en uçuk sol rejimini kurmuşlardır.ve iki rejim de istediğini elde edemeden yıkılıp gitmiştir.yıkılma nedenleri de tabi ki uçukluklarıdır.normal ve sıradan olan bir halıkn uçuk bir rejimi hiçbir zaman uzun ömürlü olarak ta desteklemeyeceği ortadadır.
bu arada konu çok dağıldı,ben en başta bahsettğim faşizmin 2.hatasına geçeyim:
2-faşizm üstinsan kavramını da tersinden anlayarak ancak "üsttoplum" adı verilebilecek ve üstinsan düşüncesiyle taban tabana zıt bir düşünceyi ileri sürmüştür.yani üstinsan da direkt olarak insanın kendisine değer verilirken faşist tarzı üsttoplum düşüncesinde ise insan kavramı buruşturup atılmış,insanı sadece robot olarak gören,ve ulus kelimesinin KAVRAMINI aslında ulusu oluşturan milyonlarca insandan üstün tutarak üstinsanla alakası olmayan apayrı,saçma ve dayanaksız bir ideoloji üretilmiştir.bu masalla beraber de miyonlarca saf insan kandırılmıştır.o dönemde alman halkı da yenilgiden bıkmıştı ve başlarında gerçek bir lider istiyorlardı.hitlerin tam zamanında yeşeren bu politikası da alman halkının bu isteğiyle tam oolarak örtüşüyordu.yani güçlü bir ulus gücüyle,tek yumruk olarak tüm dünyaya kafa tutabilirlerdi.ve de faşizmin nietzsche ve birkaç ünlü düşünürü de halka faşist olarak göstermesi de faşizmin halk tarafından benimsenmesinde,ciddiye alınmasında büyük rol oynayacaktı.ki oynadı da.hepsi bundan ibaret.yani nietzsche gibi saf kan bir komüniste faşist diyebilmek herhalde sadece faşistlere özgü bir hıyarlık olurdu,ki o hıyarlığı da yaptılar zaten.kendilerini terörist değil de entellektüel göstermek isteyenler de tarihte her zaman ünlü filozofları çıkarları için kullanma yolunu seçmişlerdir.tıpkı en son SSCB'de stalinin komünist teorisyenleri önce iktidara geçmek kullanması,halk üzerinde etkilerinin kalmadığını görünce teker teker öldürmesi ve komünizm perdesi altında kendi faşizmini yaratması gibi.
bu arada en üstte söylediklerimin alttakilerle çelişmemesi için şöyle birşey ekleyeyim;evet,faşizm üstinsan kavramını da nihilizm kavramını da tersinden anlamıştır ve kendi çıkarları için heba etmiştir.ama bu kavramların kullanımı açısından bakarsak nihilizm'in yandan yemiş versiyonu faşizmin kökenini oluşturduğu ve o ideolojiye kaynak sağladığı(!)için üstinsan kavramına göre çok daha önemlidir.üstinsan kavramının çarpıtılması sadece insanlara faşizmin sıcak,inançlı ve kutsal bir yüzü olduğunu zannettirebilmek için kullanılmış bir kozdan ibarettir.
''kendi omzuna tırman başka nasıl yükselebilirsin ki'' sözleriyle kişinin kendini aşması gerektiğini belirtmiş, belki de gelmiş geçmiş en sıradışı filozoflarından birisidir. genel manda sade ile benzetilir[geleneğe karşıtlık bunda esas nokta olsa gerek]
köleysen dost olunmaz...kadınlarda çok uzun sürelerdir köle olarak saklandıklarından onlardan dost olmaz gibi bir laf etmiştir. ilginçtir ve tartışmaya açık bir kişiliktir.
yazılarımın havasını soluyabilen,bunun yüksek bir yer havası-sert bir hava- olduğunu bilir. o hava için yaratılmış olmalı insan yoksa oldukça büyüktür üşütme tehlikesi.buz yakındır,yalnızlık yaman... ama herşey nasıl durgun, ışık içinde, nasıl özgür solur insan,ne çok şeyi aşağılarda bırakmıştır. işte budur, yüksek dağda buz içinde gönüllü yaşamaktır felsefe.
nietzsche hakkınca bilgi edinmek isteyenler irvin d. yalom'un nietzsche ağladığında adlı kitabini okuya birlirler 307. sayfada materyalizmin tanımı yapılmaktadır.
yaşarken bazı kitaplarını kendi parasıyla bastırmak zorunda kalan, bazı kitaplarının ise basıldığını bile göremeyen, kendi döneminde doğru anlaşılmayacağını bilen, çevirisi bugun bile tam olarak yapılamayan kitapların yazarı. anlaşılması zor üstüninsan. her çevirisi okunmamalıdır, (bkz: ithaki) mustafa tüzel, can alkor ve oruç aruoba nın çevirileri bile birden fazla okuyunca anlaşılabilir olmaktadır.
annesi, kız kardeşi, büyük annesi, iki teyzesi ile kabus dolu yıllar yaşayan nietzsche lou von salome tarafından da reddedilmesi ile kadınlardan nefret eder. yalanlar üzerine yazdıkları sarsılarak okunası satırlardır.
-insanlar arasında, geleceğin kırık parçaları arasında gibi dolanıyorum; o gördüğüm geleceğin.
Derdim günüm bu benim, kırık parça, bilmece, ürkünç, raslantı olan herşeyi toplamak, tek bir şey yaratmak.
Nasıl katlanırdım insan olmaya, aynı zamanda ozan. Bilinci rastlantının kurtarıcısı olmasaydı insan?
Tüm geçmişi kurtarmak, "böyleydi" denilen herşeyi yeni baştan yaratmak, "ben böyle isterdim " diye, benim için bu olurdu ancak kurtuluş...
-Doluluğum böylesine bir öç kuruyor, böyle bir kalleşlik sızıyor duyduğum yalanlara inanmışlığımdan!!
jusenasın tezini biraz daha geliştirirsek,herhangi bir sünnet düğününe katıldığında sonuç gerçekten korkutucu olabilir.pilav ve ayran'ın etkisi korkutucu görüntüler çıkarabilir.
yillar yillar sonra birinin buna cevabi;nietzsche oldu ama tanri hala yasiyor.
ustelik bu cevap bugunlerde her tshirt un uzerinde yaziyor.
(bkz: nietzsche is dead)
insan ruhu yaptığı seçimlerle belirlenir.
hiçlik ruhun derisidir.
seni seviyorsam sanane bundan?
ruh arayanda hiç ruh yoktur.
gibi sözlerin sahibi kaçık filozoftur. okunmaya değer, fakat tapılmaya asla. bunun en büyük kanıtı herkesin taşak konusu ettiği fakat düşüncelerine inanmakta kendimi frenlememi sağlamış olan (nietzsche is dead)God. olayıdır.
benim arzum, başkalarının bir kitapta anlattıkları şeyi on cümlede anlatmaktır. sözü nedeniyle gerçekten okunmayı hakeden şahsiyettir ayrıca, okuyucunun isteklerinin farkındadır. fakat öyle herkesin(sadece insanlık olarak nitelediği kesimin) de kendisini anlayamayacağını savunur. herneyse, mekanın cehennem olsun nietzsche**