.....
Bedenim beni bırakacak. Oysa ben, hep o bedenin kurbanı olmuşumdur; biraz asi de olsa bir kurban işte. Biliyorum, aslında birbirimizi yok edeceğiz, böylece mücadele sonunda ortaya hiçbir galip çıkmayacak. Düşüncenin, sırf hasar görmemiş olmasından ötürü, tenden oluşan öteki maddeden kopabileceğini düşünmek ne hoş ve sürekli bir yanılsama.
......
Ah, Dona Magdelena Carmen Frida Kahlo de Rivera, topal majesteleri, kırk yedi yılın geçtiği bu kavurucu Meksika sıcağında, iliğine kadar yıpranmış, sancı her zamankinden bin beter kasıp kavururken, onarılması olanaksız bir durumdasınız işte!
Frida Kahlo; ressamlık, sosyalizm, feminizm, şairlik ve yazarlığın vücut bulmuş hali. Tanım lazımsa bu olsun.
Tutkunun ve yeteneğin kadını Sanatçı kimliğiyle kendi eserleri dışında başka sanat dallarını da besledi. Hatta Birkaç tanesini izleme fırsatı bulduğum filmlere konu oldu. Kısaca Çalışmalarıyla toplumda ve sanatın her dalında iz bıraktı.
Ama bizde kezbanlığa giriş 101 şeklinde bez çanta ve Facebook kapak fotoğrafları, aforizmalar şeklinde hayatımıza girdi daha çok.
Frida’nın güçlü, çok yönlü ve hayatın getirdiği tüm olumsuzlukları kendisine yol yapıp gücüne güç katan bir hikayesi olduğunu göremeyen kadınlar yüzünden sevdiğim bir şeyden daha soğudum. Yetmedi mi bu zulüm arkadaşlar sorarım.
başıma bi şey gelmeyecekse sevmiyorum ben bu ablayı. tablolarını da beğenmedim.
ama aslında çok da araştırmadım. merak etmedim gibi. öyle yani. az vurun.
Acılarını resme dökmüş, saplantılı aşkından vazgeçememiş, aldatılmış , aldatmış, boyun eymeyen, devrim yürüyüşlerin de, en ön saflarda, savaşçı ruhlu, kadın.
Frida Kahlo'nun inanılmaz bir yaşam hikayesi var. Yaşam hikayesi yerine yaşam mücadelesi desek daha uygun düşer sanırım. Çünkü Frida hayatı mücadele ile geçen güçlü bir kadın.
“Bir fahişe olarak doğdum” diyebilecek kadar cesur, “bir ressam olarak doğdum” diyebilecek kadar da kendine güvenen bir kadın öncelikle.
Ülkesindeki ilk kişisel sergisinde yataktan çıkmaması öğütlenmiş, çareyi yatağı sergi salonuna taşıtmakta bulmuş. Öyle de güçlü, öyle de inatçı bir kişiliği varmış.
Resmettiği her bir Frida bir şekilde acı çekmekte olan bir kadını andırıyor adeta.
Edit: eksileyen arkadaşa bir kadının bu denli güçlü bir kişiliğe sahip olması battı galiba.
Son Zamanlarda instagramda renkli ve net günümüzde gibi çekilmiş duran fotolarına sıkla rastlayınca günümüzde yaşayan biri sandığım sonra netten araştırınca 60 yıl önce öldüğünü öğrendiğim tablocu bıyıklı abla. Neden şu sıralar bu kadar meşhur anlayamadım.
Kurtuluş savaşında yer alan kadınlarla bu kadını kıyaslamak müthiş zeka işi gerçekten.
Bir tarafta toplumsal mücadele diğer tarafta kişisel bir mücadele ve kazanılmış ün.
Bu kadının hikayesi bireyin hikayesidir.
Toplumsal kazanımlarda ise kişiler belirsizdir, zira bu herkesi kapsayan bir durumdur.
Birlik olmanın verdiği güç söz konusudur bunun önemi kastedilir.
acının ve aşkın kadınlarını görmek isteyenler, kurtuluş savaşını bir incelesinler. orada savaşta birbirlerini sevip eşlerini kaybeden bir çok kadın-erkek mevcut.
tanım : troçki sayesinde ün kazanan, abartılan sıradan kadın. gereksiz ergen modası.
Aşk ve insanlık için yaşamış bir neferdir. Milenyum insanı kendi çıkardığı dergileri, kitapları ve yaptıkları resimleri satmak için onu basit bir kezban haline getirmiştir yazık ki.
Gereksiz populerlestirilen insan. Tamam ressam olabilir sanatci olabilir ama abartmanin hakkinda bilgi sahibi bile olmadan da orda burda "frida kahlo yaaagg " diye triplere girmek anlamsiz ve komik.
Bizim elif shafaq'ın tek kaşlısı. Popülerizm üzerinden yürüyüp şöhretin dibine dibine vurmuştur.
Hayır bu dünyaya sanat adına ne katmış bu kadın?
Bu kadından fersah fazla acılar çeken kadınlar geldi bu dünyaya, yaşadı, öldüler. Yaşıyorlar..
Karı koca arası tatminsizliği bize sanat diye yutturmaya çalışanların da amına koyim, çok afedersiniz.
Şiir zaten ajite etmektir bazen, abartmaktır ama sırf burdan gideceksek; Sezen aksu'nun ya da meral okay'ın hislerinin put yapılıp tapılması gerekir.
Ne zamandan beri acıları devşirip, bunu büyük nimet diye sunar oldu bu kapital sanat dünyası, reklamlarla kendine okuyucu arar oldular nobel ödüllü dallamalar.
Bir de bakımsız kadının, vazgeçmişlik, aydınlaşmış, olmuş, acısını çekmeye çile odasına kapanmış mevlevi dervişi edası üzerinden yürümüş ki, akıllara feza.