Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
Canım sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hâlâ söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.
Her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim. Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.
Ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.
Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.
Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden sen olduğun için vazgeçtim. Bencil olduğun için vazgeçtim. Bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi.
Çünkü sevgim büyüktü. Ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım. Bu yüzden ben de senden vazgeçtim...
15 yaşında geçirdiği otobüs kazası ile trenin altında kalarak; bir demirin belinden girip üreme organlarından çıkması (rahmi kıl payı kurtulsa da) ve pelvis kemiklerinin de kırılmasıyla çocuk sahibi olmasının imkansızlığını bilmiş, yine de bir umut kendisini defalarca aldatan ve kendinden yaşça büyük diego rivera ile evlenmiş 2 kez hamile kalmış 2 kez aldırmak zorunda kalmış ve nitekim kazadan sonra yaşadığı fiziksel acıların yanısıra yaşadığı kürtajlar ve çocuk özleminin yaşattırdığı ruhsal ve psikolojik acıları da baş gösterince frida tamamen kendini resim çizmeye adamış, içindeki boşluğu fırçalar paletler boyalarla doldurmaya çalışarak acı dolu hayatını böylelikle tüm umutsuzluğu ile hissetmiş oldu.
Bana sorarsanız ne kazadan sonra yıllarca yatakta acılar içinde kıvranması onu ümitsizliğe düşüren ne de diegonun başına buyruk umursamaz tavırları. O yalnızca doğmayacağını bildiği çocuğuna isim seçerken hissetti tüm kırgınlığını.
niye bu kadar acı çekmiş anlam veremiyorum bazen ya kendinden başka bir frida daha var içinde sanki diegoyla hiç tanışmamış gibi anlatamamış kendini ele geçirmiş tüm bedeni.
resimlerinden, yaşama azminden çok eşine yazdığı mektupla gönlümü fethetmiş ressam.
seni sevmekten ne zaman vazgeçtim biliyor musun?
kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.
her sabah benimle uyanmak istemediğini anladığımda, ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.
sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.
tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden sen olduğun için vazgeçtim.
bencil olduğun için vazgeçtim!
bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi, çünkü sevgim çok büyüktü. ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım. bu yüzden ben de senden vazgeçtim…
bıyıklarına dokunmamasına rağmen makyajsız dolaşmadığı ve kalın gür martı kaşlarını bir de siyah kalemle boyayarak daha bir göze soktuğu bilinmektedir..
Geçirdiği kaza sonrası tabuta benzettiği karyolasının üst tarafına ailesi tarafından ayna konmasına içerlemesiyle '' ya bu takıntı sizi yutar ya da siz onun karşısına dikilirsiniz. Ondan daha güçlü olmak, sizi tutmasını engellemek gerekir. Bu iş kuvvet ister, cesaret ister. '' diyerek resim yapmaya başlamış ve portre çiziminde bu kadar başarılı olmasının ilk adımlarını bu şekilde atmıştır. Ona göre yüz bir anahtardır, yüz her şeyi dile getirir. Ve : Bana eziyet edip her an beni sorgulayarak az kalsın kimliğimi elimden alacak olan aynadan görüntüyü çaldım, der. Geleneksel giyim tarzında, kaş ve bıyık almayışında milliyetçi oluşunun yanı sıra vazgeçemediği aşkı, hem ressam hem de siyasi bir adam olan Diego'nun da etkisi oldukça fazladır. Acının, aşkın ve devrimin kadını Frida'ya göre ''Acılar geçicidir. Ama her sevinç, sonsuzluğa ; derin, en derin sonsuzluğa uzanır."