baba tarafından alman asıllı ve sürekli kendi portrelerini çizmiş olan ressam. vücuduna girmiş demir boru ve çivi gibi semboller kullanarak çektiği acılarını yansıtmıştır resimlerinde. surrealist bir ressam olan eşi diego rivera'dan ayrıldıktan sonra bir süre büyükadada sürgün olarak yaşamış devrimci leo trotzky'le birilikte olmuştur.
--spoiler--
Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
Canım sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hâlâ söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.
Her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim. Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.
Ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.
Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.
Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden sen olduğun için vazgeçtim. Bencil olduğun için vazgeçtim. Bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi.
Çünkü sevgim büyüktü. Ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım. Bu yüzden ben de senden vazgeçtim...
üniversitede ilk senemde her gün mutlaka konusu açılan ressam, anlaşılamayan resimler çizen hayatı roman gibi hatta benim diyen yazarın yazamayacağı bir roman gibi olan "kadın". *
"hayatımda iki ölümcül kaza oldu. biri otobüsteki, diğeri diego." der frida. ve o diego için şunlar söyler:
diego.ressam / diego.aşkım / diego. "kocam" / diego.arkadaşım / diego.annem diego.ben / diego.evren / der ve ekler;
"o hiçbir zaman ve hiç benim olamayacak.o kendine aittir."
koltuk altı kıllarını uzatıp birde bunun üzerine fotoğraf çektiren bıyıklı, martı kaşlı acının kadını. Hayatının büyük bir bölümü yatakta aynanın karşısında geçtiği için otoportre alanında ünlenen isim.
diego ile olan evlilikleri fil ile güvercinin evliliğine benzetilmiştir.
kaşlı bıyıklı sürrealist ressam. neresinden bakarsan bak gideri yoktur. kendi resimlerini çizip zorla anlaşamıyor dedirtmiştir kendisine. anlaşılamadığı falan yoktur. o çizdiği kişi var ya işte o kendisi.
(bkz: bir aynştayn doğuyor)
"kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.
her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim.
düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.
ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim...."
meksikalı ressam, düşünür, sosyalist sıradışı kadın. geçirdiği tren kazasından sonra yatağa bağımlı kalmış ve annesinin yatağın üzerine aynalar yerleştirmesiyle her zaman otoportre yapmıştır. birçok hastalık geçirmesine rağmen '' hasta değilim '' sadece paramparçayım, yine de resim yapabildiğim sürece hayatta olmaktan memnunum '' demiş ve en büyük acıyı resim yapamaz hale geldiğinde çekmiştir.
aynı zamanda kendisi gibi ressam olan nam - ı diğer '' meksikalı michalangelo '' diego rivera' nın eşidir ve ona hastalık derecesinde aşık bir kadındır.
diego:
'' hiçbir şey ellerinle kıyaslanamaz, hiçbir şey gözlerinin altın-yeşili gibi değil. vücudum günlerdir seninle dolu. sen gecenin aynasısın. şiddetli bir şimşek çakışı. toprağın nemi. koltuk altlarının oyuğu benim sığınağım. parmaklarım kanına değiyor. tüm sevincim çiçek-çeşmenden fışkıran hayatı hissetmek ve sana ait tüm sinir yollarımı bununla doldurmak. ''
eserleri, sürrealizm öncüleri tarafından sürrealist olarak tanımlansa da kendisi bunu reddetmiştir.( they thought i was a surrealist but i wasnt. i never painted dreams. i painted my reality... )
keşke kadınlar olarak süslü nataşalara özeneceğimize, böyle karakterli, kaliteli, güçlü ve hayatta yer etmiş kadınları örnek alsak...
çektiği acıları resimlerine işlemiş, ayna karşısında yaptığı otoportreleri ve çektiği çile dolu yaşamıyla bir çok insanı derinden etkilemiş meksikalı ressam.
hayatında fena kasisleri olmuş kadın. hayatını resmetmesi dışavurumcu sanat terapisi olarak algılayabiliriz. kocası Diego Rivera* ile evliliklerinin fil ile beyaz güvercinin evlenmesine benzetilmesi acı ama gerçektir. kız kardeşi cristina kahlo* ile fil kocasının ilişki yaşaması kahredicidir. her kadın gibi ihanet sonrası saçlarında değişiklik yapması ne kadar dışavurumcu olduğunun başka bir kanıtıdır. asıl kahredici olan ise bir süre sonra tekrar diego ile evlenmesidir.. *
hastane sürecinde kendi portrelerini yapabilmesi için anasının yatağının tavanına ayna yerleştirmesi bir yandan düşündürmüştür. ağır bir süreci geçiren bir kadının bunu izlemesi ne kadar doğrudur? realizmin başladığı nokta *
yerinde dinlensin. viva la vida.