Tanınmış bir kişi. Bilimsel olmayan çalışmaları ile insanların aklını bulandırmıştır. Bilinçaltı diye bahsettiği şey aslında bilinçdışıdır. Bu güne kadar gördüğümüz öğrendiğimiz her şeyin kalıntılarının bulunduğu alandır. Bu alandan bir şeyi bilimcimize getirip düşünmeye başladığımızda o şey artık bilinçdışı değil bilinç olur. Zannedilen gibi kendi kendine çalışan içimizde büyüttüğümüz sapık bir canavar değildir. Bilinçaltında yani bilinçdışında olan şeyler kendi fikirlerimizdir.
"Bir sevgi nesnesi bulmak, daima birini yeniden bulmaktır. " Sözünü hayli sevdiğim psikanalizin kurucusu babamızı tanımamaktır.
Burada, 'birini yeniden bulmak' derken kastettiği romantik bir aktarım değil elbette, romantik ilişkilerde ebeveyn-çocuk etkileşimini yeniden deneyimlemekten söz eder ve ödipal karmaşalara işaret eder.
Psikozu ve nevrozu açıklarken ruhun renkli yansımalarındansa egosunun derinliklerinde kastrasyon ve ödipal seçkili obsesyonunda boğulmayı tercih etmiş, pek istemese de ruha katkı sunmuş bir araştırmacı ve uygulayıcıdır.
Psikanalizin kurucusu sigmund Freudu tanımayan insandır.
Dün akşam bir arkadaş ortamında, sohbet ederken Freud'dan alıntı yaptım.
Birisi de çıktı ve Freud kim ya? Dedi lan!
Ortamın Seviyesi nasıl düştü...