müzikle ilgili kafamda ne varsa alt üst etmiş deha. aptalca arabesk sözler, ağdalı cümleler olmadan müziğin en hasının yapılabileceğini kendisi sayesinde öğrendim. pianonun tuşlarında yaşadı ve geçti bu dünyadan.
öldükten sonra kalbinin çıkartılıp polonya'ya götürülmesini istemiştir ve halen polonya'da sergilenmektedir.
liszt az eziyet etmemiştir zavallıma ,sevgilisini çalmıştır en kötüsü...
Neredeyse sadece piyano için eser veren tek bestekardır. onun adını anmadan piyano konuşulamaz. bestelerinin çoğu solo piyano içindir. franz liszt gibi bir çok piyanist, 19. yy piyano ekolünün öncüsü olan chopin' den sonra gelmenin ayrıcalıklarını yaşamışlardır. Benim de en sevdiğim eserlerinden birisi olan fantastie impromptu' yu 1835 yılında bestelemiştir. Bu harika müzik otoriteler tarafından fazla kadınsı olarak tanımlanmıştır. Zaten Chopin de son derece şefkatli ve kolayca kırılan birisiydi. Bu nedenle zaman zaman bunalımlara girmiştir. Chopin' in bu eserinde bu karmaşık duyguların hepisiyle karşılaşabilir ve onun gibi duygularınız arasında vals yapabilirsiniz.
piyano dinlemeyi tutku haline getirebilecek derecede bağımlılık yapan eserleri mevcut olan
kalbi polonyada bir kilisede bulunan insanüstü bir piyanist.ayrıca birçok filme soundtrack olan eserleri de vardır.
dünyaya gelmiş en etkileyici bestecidir. dinlerken nefessiz kalınabilir. polanyalılar ve fransızlar arasında büyük tartışmalara neden olmaktadır. zira her iki toplum da Chopin'in kendi milletlerinden olduğunu iddia etmektedir. ancak işin doğrusu Polanya'dan olduğudur. eskilerden Kissin, yenilerden valentina lisitsa'nın Chopin performansları izlenilesi, dinlenilesidir. bizim türklerden Gülsin Onay'ın Chopin performansları da es geçilmemelidir.