Kendi yalnızlığının içinde yok olmuş sevgisizlikle büyümüş bir adam. Bu yalnızlıkla gelen huzursuzluk da cabası. Acı çekmekten hoşlanan ve bununla beslenen sado-mazoşist bir kişilik.Yine de bu özellikleri ile hukuk okumuş ve Alman edeyatının öncülerinden biri olmuştur. Kitaplarını okumak sağlam bir psikoloji gerektirir. Zira seni kendi içine çeker ve yazdıklarının içinde kaybolursun.
Kafkayı bilebilirsin ama bi de anlıyor musun işte burası önemli olan bilmek ve anlamak kafkayı. içindeki derinliği onun iç dünyasını inceliğini bilmek ve öyle okumak onu, işte bunları yapınca gerçekten de vazgeçilmez oluyor kafka senin için...
Huzursuzum ve kendimi toplayamıyorum;sürekli ve dairesel bir şikayet etme ruh hali içindeyim,bugün dün olmasa da bilgim kendini aşıp daha iyi günlere doğru özgürleşecek.
"ormanda yolunu yitirmiş çocuklar gibi terk edilmişlik içerisindeyiz. önümde durup bana baktığında; ne sen benim içimdeki acıları anlayabiliyorsun ne de ben seninkileri…ve senin önünde kendimi yere atsam, ağlasam ve anlatsam bile; biri sana cehennemi sıcak ve korkunçtur diye anlattığında cehennem hakkında ne bilebilirsen, benim hakkımda da ancak o kadarını bilebilirsin."
"Gerçek bölünemez, bu yüzden kendini tanıyamaz. Her kim onu tanımak istiyorsa, yalan olmak zorundadır."
Melankolisini ve varoluş sıkıntısını Daha iyi anlayabilmek adına meraklısı için, 1991 yapımı "dava" isimli romanından uyarlanarak çekilmiş jeremy irons'ın canlandırdığı güzel bir biyografik filmi de olan varoluşçu yazardır.
hukukçu olduğunu öğrendiğimde bayağı şaşırdığım; melankoli, insan iç dünyasındaki çatışma ve yabancılaşma duygularının romancısı. *
mutsuz ve düzensiz bir hayat geçirmiş, ailesi yüzünden kötü bir çocukluk yaşamak durumunda kalmıştır. ailesinin 6 çocuğundan en büyüğü ve en uzun süre hayatta kalanıdır.
yahudi olması ve esmer ırka mensup olması dolayısıyla hristiyanlar ve almanlar tarafından dışlanan kafka, çek cumhuriyeti sınırları içerisinde doğup avusturyada yaşamını yitirdi.
1.80 civarı olan boyuna karşılık 55 civarı kilosuyla kafka, çok çelimsiz bir görüntüye sahipti ve yaşamı boyunca kendisinden daha zayıf biriyle karşılaşmadı.
genç yaşta yaşamını yitiren ve geride mutsuz bir yaşam öyküsü bırakan pek çok kişi gibi, o da veremden gitti. ömrünün son yılını hastalıklarla boğuşarak geçirdi. kendisine konan son teşhis, hayatının son senesinde gırtlak kanseriydi.
kendisine 7 yıl önce akciğer kanseri teşhisi konduğu da rivayet edilir fakat bu pek gerçekçi bir ihtimal gibi görünmüyor. (zaten veremli de olan bir adam, bir asır öncesinin tıbbi olanaklarıyla bu hastalıkla yedi yıl yaşayamaz çünkü.)
Orta sınıf bir ailesi olan Kafka, Prag'da dünyaya geldi.
Kötü bir çocukluk dönemi geçirdi. Babasıyla arası hep kötü olmuş ve içindeki öfkeyi, nefreti eserlerine yansıtmıştır.
Franz Kafka, eserlerinde insanın içinde gizli kalmış korkularını, sahte aile ilişkilerini anlatmıştır.
Karakterleri çaresizlikle donanmıştır.
ESERLERi
Dönüşüm
Şato
Milena'ya Mektuplar
Dava
Kayıp
Aforizmalar
gizem dolu ve sorular üreten karanlık gidişata atıfta bulunan kafkaesk tarzı ile ünlü, bu tarzla zaman zaman edgar allan poe' dan etkilendiği tahmininde bulunulabilecek ünlü çek edebiyatçı.
Okumanız gereken bir yazar. Yazar demek yeterli mi bilmiyorum. Eski başyapıtlara daha sıcak yaklaşan birisiyim. Tanışmamız şöyleydi. Dönüşüm'ü okuduktan sonra elektirik çarpmış gibi hissetmiştim. Bir süre kitaba bakmıştım sadece. Her yazar değerlidir(gunumuzu kastetmiyorum agac israfi cogunlugu) okuyun.
Günün birinde Franz Kafka rutin yürüyüşlerini yaptığı parkta ağlayan küçük bir kıza rastlar. Nedeni ise oyuncak bebeğini kaybetmesidir.
Kafka bebeği onun yerine aramayı önerir ve ertesi gün aynı noktada buluşmak üzere sözleşirler. Bebek bulunamaz.
Kafka küçük kıza bebeğin ağzından bir mektup yazar ve buluştuklarında kendisine okur... Mektupta şu yazar:
“Lütfen benim için kederlenme, dünyayı görmek için uzun bir yolculuğa çıktım. Sana başımdan geçenleri anlatacağım.”
Kafka küçük kızla her buluştuğunda oyuncak bebeğin hayali maceralarını küçük kıza okur. Görüşmelerinin son gününde Kafka küçük kıza bir oyuncak bebek getirir.
Oyuncak bebek kızın kayıp bebeğinden çok farklıdır.
Ancak bebeğe iliştirilen küçük not soru işaretlerini giderecek türdendir:
“Yolculuğum beni çok değiştirdi.”
Aradan yıllar geçer... Yetişkin hale gelen kız bebekte küçük bir çatlağın içine yerleştirilmiş notu fark eder...
O notta şöyle yazar: “Sevdiğin her şeyi er ya da geç kaybedeceksin, ama sonunda sevgi başka bir surette geri dönecek.”
" Dante'nin ünü gitgide yayılıyor çünkü kimse Tanrısal Komedya'yı okumuyor. " Voltaire
Bu tip kült olmuş isimleri görünce aklıma hep bu söz düşer artık onlar hakkında iyi bir önyargı oluşmuştur, beğenmeme gibi bir lüksün yoktur, eleştiremezsin, bilmeyeni ayıplarlar ama ayıplayanların %90'ının hiçbir çabası yoktur onları anlamak için. Sadece isimlerini bilirler eserlerini bilirler lys edebiyat ya da kpss genel kültür testlerinden yüksek net yapmak dışında hiçbir katkıları yoktur hayatlarına ve bu onlara gayet yeterli gelmektedir. Yapmayınız böyle onlara yapılacak en büyük saygısızlıktır bence bu!!!!