bende bir kitabı var, okudum, galiba sarmadı, yarım bıraktım. kitabın ismini ve konusunu şu an hatırlamadığıma göre, çok kayda değer bir iz bırakmamış olmalı muhtemelen..
dava'yı neczunun ne olduğunu bilmeden okuyup bayılmıştım. sonra konunun ne olduğunu öğrenince daha da bayılmıştım. dönüşüm insanı çok iyi anlatıyordu. bir zamanlar amerika'da mıydı ne, öyle bir kitabı vardı, ondan çok sıkılmış ve yarım bırakmıştım nedense.
benim sanırım kafka yı anlayacak kapasitem yok. benim zekamı asıyor sanırım:)
ben oldum olası diger okurlar gibi olup olup bitmedim kendisine.
tamam iyi yazar. ama ben bu abartı sevgiyi anlamıyorum.
“beni üzecek gücü sana verdiğim için kendimden özür dilerim”, “beyinlerimiz savaşsın isterdim ama görüyorum ki, silahsızsınız”, “olmamasına razıyım, oluyormuş gibi olmasın yeter”, “kirli bir camdan bakıp herkesi ve her şeyi kirli sanıyorsunuz” sözlerinin sahibi.
hastaligi sebebiyle cok fazla aci cektigi icin sürekli morfin almasi gerekliydi.
agir depresyonlar gecirmistir. bilindigi gibi morfin cabuk bagimlilik yapan bir maddedir ama bu maddeye bagimliligindan cok yazmak ona daha cok bagimlilik yapmistir.
Eserlerini depresyonlarina ve morfine baglayanlar vardir. Artik ne türlü halüsinasyonlar ile birlikte ilham aldigi tartisilir ama yapmis oldugu metaforlar pek uyusturucuyla yapilmis gibi degil.
41 yasinda dogdugu gün (03 haziran 1883) kalp yetersizliginden ölüm günü (03 haziran 1924) olmustur.
sağda solda ismi geçince sadece "hee böceğe dönüşüyo demi? Heheh" diyen bir kitle var. sanki adam gerçekten böceğe dönüşmüş de tarihe böyle adını yazdırmış gibi.
ille de "kafka mı? hmm elbette biliyorum... böceğe dönüşmek..." diyerek olaya hakim olduğunuzu belli etme hissiyatı nedir kardeşim?
bir kafka uzmanı ya da fanı falan değilim de "böceğe dönüşüyor!" da denmesin. Vazgeçin.
"bütün din kitapları cennetten kovulduğumuzu yazar, oraya geri dönüp dönmediğimizden bahseden yok" diyerek dünyanın cennet olma ihtimalini deşer. bilmiyorum, sanırım hep cezaya meyilli beşer.
Yaşamı boyunca yüzü pek gülmemiş, bunalımlı bir adamdır.
1.80 küsur boyuna karşılık kilosu 60ı bulmayan kafka, ömründe kendisinden daha zayıf birisiyle karşılaşmamıştır.
Aşırı zayıf biri olması da onu güçsüz bünyeli biri yapmış, kısa hayatı tekrarlayan veremle mücadeleyle geçmiştir.
bir dönem çok etkilendiğim, kendisini güçsüz, hastalıklı bir insan olarak gören yazar. böyle dediğine bakmayın aslında çok güçlüdür kendisi. fakat goethe nin dediği gibi “dünya hassas insanlar için bir cehennemdir.” kafka da dünyada cehennemi yaşamıştır.
önde gelen eseri dönüşüm olsa da, şatoyu daha çok beğenerek okuduğumu söylemek istiyorum. şato kafkanın ölümsüz eseridir. kitabı bitiremeden öldü, kankası max brod tamamladı.
normalde kafka diye birini tanımayacaktık. çünkü kendisi ölmeden önce max brod a tüm yazılarını yakmasını vasiyet etmiştir. brod kötü bir dost olmuş, bu eserleri bastırmış. parasını da yemiştir. ama dünyaya çok önemli bir yazar kazandırmıştır.