1988 yapımı Harrison Fordun iyi filmlerinden biri. Sonuna kadar süren, gizem ve merak unsuru sizi sararken filmdeki yetkililerin (polis,elçilik,santral vb.)ise vurdum duymazlığı ve prosedüre uyma dertleri ile olaya Fransız kalmaları izleyiciyi sinir ediyor, tabi bunda Ford'un çaresiz hali ve tavırları da çok etkili, bunu çok iyi yansıtıyor. Emmanuelle Seigner ise rolünün hakkını vermiş, tam bir Fransız gibi oynamış. Hikayesi, sürükleyiciliği ve oyuncu performansları ile iyi bir film. https://www.planetdp.org/title/frantic-dp15747#1
Dr Richard Walker tıbbi bir konferans için eşi Sondra ile Paris'i ziyaret eden bir cerrahtır. Yerleştikleri otelde, yanında getirdikleri bavulu açamazlar ve Walker hava alanından yanlış bavulu getirdiklerini anlar. Dr Walker duş alırken karısı gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Ardından jet hızıyla kibar ama bir o kadar duyarsız otel personeli ile otelde arama yaparlar. Otelden bir sonuç çıkmayınca kendi aramak için dışarı çıkar. Bir kafede karısını soruştururken kulak misafiri olan evsiz bir adam, karısının zorla bir arabaya bindirildiğini gördüğünü iddia eder. Adamın gösterdiği yerde karısının bileziğini bulduğunda adama inanır. Paris polisi ve ABD elçiliğine başvurur ama onların umursamaz tepkileri nedeniyle tek başına aramaya karar verir. Ardından ortaya çıkan gizemli kadın acaba her şeyin anahtarı mıdır?
çoğunluk pek beğenmese de benim gayet beğendiğim, ve gayet de uçuran bir parçadır. ayrıca klibinde james reyizin taktığı gözlük resmen hayatımı değiştirmiştir. ulan o kadar çok beğendim ki hayatımın geri kalanında başka tarz bir gözlük kullanmadım.
guitar hero'da davulda çalıyorsanız, içinizde uyanan bagetleri parçalama, efendime söyleyeyim; duvara kafa atma, ayağa kalkıp davula tekme atma gibi insanlık dışı isteklere zor tahammül edeceğiniz, gaz manyağı eden şarkı.
1988 yapımı roman polanski filmi. harrison ford başrolde oynuyor. fransa ya karısıyla tatile doktorun kaybolan karısını arama çabasını anlatan psikolojik bir gerilim.
kesinlikle, o kadar atılan boka rağmen son derece gaz bir şarkıdır. dinlenirken tek şart sesi fullemektir.
"st anger" albümü için nu-metal dediler, sıçtılar dediler, onu dediler bunu dediler... fakat frantic her ne kadar thrash-metal olmasa da, headbang yaptırmıyor mu? eğri oturalım doğru konuşalım... ha evet, belki o eski kill'em all zamanları gibi değil, ama frantic, st. anger içinde bir pırlanta değil midir?
