17. yüzyılda yapılan versailles sarayında tuvalet yoktu, 150 sene tuvaletsiz sarayda oturdu adamlar, 18. yüzyıl sonunda lütfedip tuvalet yaptılar saraya, ama bu tuvaletleri de sadece kraliyet ailesi kullanabiliyordu, geri kalan hizmetliler ve askerler lazımlık kullanmaktaydı...
oysa bizim 15. yüzyılda yapılan topkapı sarayımızda sayısız tuvalet olduğu gibi, 3'ü hizmetlilere ait olan toplam 12 hamam bulunmaktaydı.
hamam dediğimizde evinizdeki banyoyu, yahut mahalle aralarındaki hamamları düşünmeyin, devasa hamamları vardı topkapı sarayının.
fransa kralının lazımlığa pisleyip sarayın bahçesine attığı dönemde, bizim padişahımızın her tuvalete gidişinin ardından o tuvalet, ısparta'dan getirilen gül suları ile yıkanır ve temizlenirdi.
evet, bu tuvalet ve hijyen hususunda biz 19. yüzyılın 2. yarısına kadar fevkalade öndeydik. sonra kıçını taşa, çalıya silen bir millete dönüştük.
SOKAGA ATMISLAR, SONRA SEHIRLERINE OYLEBIR ALTYAPI KURMUSLARKI YUZYILLARDIR HALA DURUYOR. BIZDE HALA ASKERDE SICIP TASI TUVALETE ATANLAR VAR. BIZ ILRDE BEKLERKEN ADAMLAR OOO OOOO.
Avrupa'yı burada gönüllü avukatlıkla savunan arkadaşlar avrupalıların kendi çektikleri orta çağ dizilerine, filmlerine yazdıkları kitaplara baksınlar. Dert ne amk? Kendi memleketini bile bu kadar savunmak saçmayken bu ne ezikliktir? Basbayağı sıçıyorlardı.
Bunu anlatan kişi 21. yy'dan bahsetmiyordur zaten. Avrupa'yı orta çağ'da bok götürüyordu her anlamda. Klişedir artık topuklu ayakkabılar, tuvalet adlı elbise, şemsiye taşıma, gelinin çiçek taşıması, "kirli suda çocuk kaybetmek" deyimi vs. Avrupa medeniyeti sonradan öğrenmiş ama sağlam korumuştur. Özenmeyelim ama örnek alalım dedirtir. (bkz: bunu da mı ben söyleyeyim)