şaka maka bir yana Fransızların ne iğrenç bir millet olduğunu bizlere tekrardan göstermiştir. daha 300 sene evvele kadar parisin sokaklarında, yerlere dolmuş boklara bulaşmamak için yüksek topuk ayakkabıyı icat edenlerin şu şerefsizliğine bakın. burada ironi felan yok yavşaklık var !
Senin ülkenin başbakanı, bakanları umursamıyor bu durumu. Fransızlar dalga geçiyor diye bu duruma bu kadar tepkiniz niye ? Herkes sizin araplara üzüldüğünüz gibi meydanlara mı dökülsün yani yok öyle bir dünya kardeşim.
bahsi geçen videoyu izlediğimden görüldüğü gibi 'götünle mi izledin yarrak kafalı ibne' gibisinden bir tepki verdirmiş başlık. pehh, star haberiymiş şaşırmadım.
o sığır topluluğunun anlamadığı şey, burjuva sayılabilecek kesimin(beyinsizler için, şarkıcı, dizi oyuncusu, acun tarzı dalyaraklar) yapay samimiyetinin dillendirildiğidir.
burda sürü psikolojisiyle, 'ıyyş şerefsiz fransızlar!' diyen aptallar uludağ sözlüğün ne kadar boktan bir yer olduğunu tekrar kanıtladı bana.
"herkesin, "bırak zarar edersin!" dediği işten büyük paralar kazandım."
peki nasıl?
- işçilere 500 dolarlık gaz maskesi yerine 30 dolarlık kalitesiz maskeler kullandırarak mı?
- madende kullanılması gereken karbon monoksit algılayıcılarının sayılarını azaltarak mı?
- yangına dayanıklı* olarak seçilmesi gereken elektrik sistemini alelade yaparak mı?
- dıştan enerji beslemeli acil durum egzoz ve temiz hava fanları kullanmayarak mı?
- acil durum yolları, sığınma bölgeleri ve hayat odaları yapmayarak mı?
- işçilere, insanca yaşamaları için gerekli ücretleri ödemeyerek mi?
nasıl?
- ve türkiye cumhuriyeti devleti;
28 medeni ülkenin imzaladığı madenlerdeki çalışma şartlarının düzeltilmesi ile ilgili uluslararası çalışma örgütü'nün* 176 nolu sözleşmesini neden imzalamıyor?
- maden şirketleri az para kazanırlarsa siyasi partilerin seçim kampanyalarını finanse edemezler diye mi?
- "ölüm bu işin fıtratında var! ne yapalım kader" kafa yapısına sahip olunduğu için mi?
- bu sözleşme, uluslararası denetim kuruluşlarına denetim yetkisi verdiğinden madenlerin içler acısı halini yabancıya gösterip rezil-rüsva olmaktan korkulduğu için mi?
o fransız,
ölen işçiye gülmüyor. yüzlerce işçiyi ölüme gönderen kafa yapısını sorguluyor çünkü o kişinin kafasının böylesine bir adam sendeciliği alabilmesi kolay değil. bu faciaya sebep olan ülkenin yöneticilerini, sorumluluğu olan kişileri ti'ye alıyor. insan hayatının türkiye'de ne kadar ucuz olduğunu anlatmaya çalışıyor.
çuvaldızı da kendilerine batırıyor; "boşverin ölenleri, hadi! hep birlikte cannes'a gidelim." sözünde derin bir ironi var aslında. bunu dahi anlamaktan aciz olanlarımız var ve hala, derin hüznümüzden olsa gerek, verip-veriştiriyoruz adamcağıza...