fransızca nın harf israfı olması

entry24 galeri0
    24.
  1. sadece jötem' i (onun da yazılışını bilmiyorum ya neyse...) bildiğim için savunamayacağım önerme.
    1 ...
  2. 23.
  3. 15 harf yazıp 5 tanesini okumalarındandır. sadece harf değil, kağıt israfı en başta.
    2 ...
  4. 22.
  5. napsak boykot mu etsek yine ?

    3 gün fransızca konuşmayalım arkadaşlar. 3 gün ama. ötesi olmuyo zaten.

    jötem illede jötem.

    (bkz: serdar ortaç)
    1 ...
  6. 21.
  7. c'est = se
    voulez-vous = vulevu

    gibidir.

    "o da allah'ın yarattığı bir dil sonuçta dalga geçmemek lazım yavrıım."
    --70 yaşında nine stayla--

    amerikalılar'ın kraliyet ingilizcesi'ndeki bazı kelimeleri kısaltması durumu vardır bir de:

    plough (kraliyet ingilizcesi)
    plow (amerikan ingilizcesi)

    madem ki oradaki "ough" "enough" taki "ough" gibi "f" sesletimi vermeyecek öylese ben de bazı kelimelerdeki "ow" harflerinin verdiği sesletim olan "auv" u karşılayacak kelimeleri kullanırım mantığı güdülmüştür. fransız'lar anglo-sakson lar gibi dağılmış bir millet olmadıkları için (bkz: cermenler, ingilizler, amerikalılar, iskandinavlar vs) öz fransızca'yı bozduracak öylesi bir tehlikeyle karşı karşıya kalmamışlardır. haliyle ingiliz edebiyatından bile güçlü olan fransız edebiyatı, dilini günümüze kadar korumuştur.
    0 ...
  8. 20.
  9. fransızların yazmak için gereksiz vakit harcamasına sebep olur.
    0 ...
  10. 19.
  11. en romantik lisan olma özelliğini gölgelemez.
    0 ...
  12. 18.
  13. maldanadam'da da harf israfı var ama neyse.
    2 ...
  14. 17.
  15. 16.
  16. 15.
  17. türkçe'nin daha kestirme ve yazıldığı gibi okunan bir dil olmasından dolayı bizim öyle algıladığımız kavram.

    (bkz: marseille)
    (bkz: marsilya)

    (bkz: olympique lyonnais)
    (bkz: olimpik lyon)*
    1 ...
  18. 14.
  19. 13.
  20. harf israfı değilde anlatımdaki sağlamlıktan kaynaklanabilecek durum. hatta bunu atatürk'ün hatıralarından bir örnekle açıklayabiliriz;

    Arkamda büyük bir kara tahta vardı. Atatürk 'Kalk bakalım genç profesör tahtaya' dedi. Tahta başına vardığımda bana üç kelime yazdırdı. 'Su, tuz, deniz'. Şimdi bu üç kelimeden Türkçe'de, Fransızca'da, Almanca'da kaç cümle yapılabiliyordu? Böyle bir soru ile hiç karşılaşmamıştım. Şaşkınlığım geçince aklıma gelen cümleleri sıralamaya başladım.

    1) Denizin suyu tuzludur.
    2) Suyu denizin tuzludur.
    3) Tuzludur denizin suyu.
    4) Suyu tuzludur denizin.
    5) Denizin tuzludur suyu.

    Şimdi bu üç kelimeden Fransızca'da ve Almanca'da ancak ikişer cümle çıkarılabiliyordu. Atatürk sordu. Bu durum Türkçe'nin lehine mi, aleyhine mi? Hafif bir irkintiden sonra dedim ki 'Efendim, bir bakıma bu bir söyleyiş zenginliğidir. Çünkü kurduğumuz beş cümle arasında küçük farklar vardır; bu bir çeşit nuans zenginliğidir.' Atatürk 'evet ama' dedi 'Bunun büyük bir sakıncası var.' Sonra ilave etti. 'Milletlerarası antlaşmalar niçin Fransızca yazılır?' Doğrusu bu soruya da hazır değildim. Fransa'nın büyük bir devlet oluşu buna neden olabilirdi. Atatürk 'hayır' dedi. 'Fransızca öyle bir dildir ki kelimelerin cümle içerisindeki yeri sağlamdır. Bu sebeple Fransızca bir metin yıllar sonra okunsa daima aynı anlama çıkar.' ilginç bir görüştü bu.

    Atatürk'ten Anılar
    Ord.Prf.Dr. Sadi IRMAK
    13 ...
  21. 12.
  22. 11.
  23. eğer okul'da bu dili secmeye karar verirde 4 yılını bu dile verir ve 4 öğrenim yılından sonra hala tek diyebildiğin şey je t'aim ve je'm apelle ise cok pis uyuz olunan dildir.**
    millet bu fransızca kulağa cok hoş geliyor diyor, ee tabi kulağa hoş gelir kardeşim, adamlar muaa moia filan diyor durmaksızın, arada kalan kelimeleri kulanmak istemiyorlar resmen harflere tecavüz ediyorlar, yazdığınız şey farklı okuduğunuz şey farklı.
    2 ...
  24. 10.
  25. 9.
  26. bir de bunlar, okulda çocuklara 5 ortalı harita metot aldırırlar, yazdırırlar, öğrenecekleri en fazla 2 ünite çocukların.
    sonra türkler'e neden yenildik. öğrenemedin ki tarihi, bizim gücümüzü, savaş tekniklerini.
    1 ...
  27. 8.
  28. 7.
  29. "n" okunmaz "h" harfi söylenmez "r" zaten malum balgam çikarirsiniz fazla kasarsaniz,çogul kelimelerin sonuna gelen "x","s" okunmaz,bizde ki "s" onlarda ki "ç" ve "c"dir onlar "s"ye "es" derler.. çok gereksiz bissssürü harf kalabaligi vardir.

    huyy fazla kastim tirledim ha!
    4 ...
  30. 6.
  31. bir de bunların "r" yazmasını anlamıyorum. "r" yazıp "ğ" okuyorlar.*
    2 ...
  32. 5.
  33. bir de bunlar 1 sayfalık yazıyı 3 cümleymiş gibi okurlar, biter hemen.
    orda on bin tane kelime var. adam, zıvjöse mıvoş ğağov der biter her şey.
    3 ...
  34. 4.
  35. daha entelektüel bir görünüme sebep olduğu da yadsınamayacak durumdur.
    1 ...
  36. 3.
  37. 2.
  38. türkçe'nin bi çok dile göre ziplenmiş bi dil olmasından ileri gelen bi tespittir..

    sch , 3 harf lan..oysa türçke nasıl? ş
    ch ç
    oe ö
    7 ...
  39. 1.
  40. fransızca her hangi bir kelimenin okunuşunu ve yazılışını gören birinin fark edebileceği olgu. ben daha görmedim ki fransızca bir kelime yazıldığı gibi okunsun, ya da yazılırken kullanılan bütün harfler okunurken de kullanılsın. harf ve noktalama israfıdır bu dil.

    (bkz: olympique lyonnais) -> olimpik lyon

    (bkz: qu'est-ce que c'est) -> kes köse

    (bkz: bordeaux) -> bordo

    (bkz: je t'aime) -> jötem

    ve daha bir yığın kelime, cümle. hayır madem okumayacaksın, niye yazıyorsun arkadaşım? lisede bir yıl fransızca aldım, on beş sene oldu daha yeni yeni kendime geliyorum yahu.
    82 ...
© 2025 uludağ sözlük