cezayir sokağı olarak da bilinen zordan olma ama gene de zarif bir mekan.bir nevi nevizadenin cicisi,conconlar için olanı gibi.muadili sokaklardaki hırçınlık yok burada ama çıktığınızda gene yanıbaşınızda.
beyoğlu'nda galatasaray lisesi'nin arka tarafındaki cezayir sokağı'nın Yapım Şirketi ile Kültür Üniversitesinin ortaklaşa geliştirdiği bir proje ile yenileştirilmiş haline verilen isim. Fransız kültürünü yansıtmayı hedefleyen, kısacık mesafesine rağmen bünyesinde 43 değişik işyeri barındıran, çeşit çeşit cafeler, restoranlar ve sanat merkezlerinin bulunduğu sokaktır.
çok farklı kalitelerde canlı müziği beşer metre arayla bulabileceğiniz, camlarından begonyaların ve aşıkların sarktığı cafelere ve barlara sahip, şarap konusunda altyapısı zengin ve her an bir aktöre ya da yazara çarpabileceğiniz enfes sokak.
soykırım yapılmış, işgal edilmiş, yağmalanmış, sömürülmüş bir sokak.
cezayir sokağı'nın kaşını gözünü boya, restorasyon çalışmasına sok fransız sokağı çıkar. sokağın girişinde cezayir sokağı tabelasını gör, fransız sokağı'nda şarabını iç. sokak, sokak değil ki, absürt olaylar silsilesi.
esas adı cezayir sokağıdır.sonradan fransız sokağı olarak anılmaya başlanmıştır.çok pahalı ve lüks cafeleri vardır.gezilmesi daha akıllıcadır.oturulduğu vakit sağlam bir hesap ödenir.ödeme gücü olsun olmasın oldukça gereksiz bir hesaptır ödenen.*
daracık merdivenlerden oluşan bu sokakta merdivenin her iki tarafı cafelerle bezenmiştir. Eğer paranız cebinize çok geldiyse ve taşıyamıyorsanız uğramanız tavsiye edilir. cafe olarak ise Chez vous un gerek müzikleri gerek kendilerine has aromalı şarabı (aynı kadehte kavun, ahududu ve elmanın güzel birleşimi) güzeldir.