nasıl gereksiz denilebilir anlamıyorum,bilmem kaç milyar dolar ithalatımız olan bir ülkeye yapılabilecek en güzel protestolardan biridir.
ve de yıllardır fransanın bu konudaki tavrı belliydi,biz tepkisiz kala kala ciddileştiler,adamlar yasa bile çıkarıyolar bizimle ilgili..
biz napıyoruz yok şu gereksiz bu saçma biz büyük bir devletiz .....
demek ki büyüklük yetmiyor.
başka şeyler de yapmak gerek,nitekim onlar yapıyor..
gereksizdir. hükümetin beceriksizliğini halkın çözmeye çalışmasıdır. unutulmamalıdır ki, bu protestoları iktidar partisi seçim zamanı kendi yapmış gibi üstlenecek ve herkes de bunu yiyecektir. bütün dünyada "lobicilik" faaliyetleri için çok büyük bütçeler ayrılırken, lobicilik anayasalarla düzenlenirken bizde devlet büyüklerinin!! mahalle ağzı basın açıklamalarıyla yapılmaya çalışılmaktadır. amatör iktidar olmaz, olmamalıdır. fransız mallarını protesto etmekten önce hükümet kararlarını protesto etmek gerekir ki bütün felaketler bu yüzden başımıza gelmektedir. Diğer ülke politikalarına bakılmalıdır. Başka bir ülkenin başına aynı olay gelecek olsaydı, nasıl basına sızmadan halledilirdi görülmelidir.
Sapla samanın karıştırılması durumudur. Fransız sinemasının büyüklüğü yanında Fransız parlementosunun bireyleri keçi boku kadar küçüktür. * Fransız'la Fransız olmanın manası yoktur..
gereksizlikten kasıt şudur; halk geçen hafta meydanlara dökülüp aman aman tepki göstermedi. düşünün apo'nun italya'dayken sokağa dökülen halkı. en azından 1 hafta italyan ürünleri boykot edilmişti. bu defa en yüksek perdeden başbakan "ey fransa" dedi (tabi grup toplantısında dedi ab toplantısında demeye yemez çünkü) ne oldu geçen perşembeden beri ne değişti? halktan fazla siyasetçiler gürlüyordu neden arkasında duramadılar? işte bu basiretsizliktir, kişilksizliktir. dün le figaro gazetesi "türkiye'de boykotun ciddiyet taşımadığını, hükümetin resmi boykot ilan etmesinin kesinlikle beklenmediğini, olayın sadece yasdan önce savrulan tehditler" olduğunu yazdı... fransız basını resmen tossak gecti hem halkla hem de hükümetle. ya en başından beri susacaktık yada sonuna kadar yasa geçmeden önce gürlediğimiz gibi gürleyecektik. kuyruğumuzu kısmamalıydık. dışişleri bakanı(mız) "fransa ile aramızda onarılması imkansız yaralar açıldı, fransa çok şey kaybetti" dedi neymiş bu fransa'nın kaybettiği, onarılamayan yaralara örnek versinler... kuyruğumuzu kıstık işte daha ötesi var mı? senin başındaki devlet organları gereken tepkiyi koyamıyorsa bu ülkenin dış politikası artık bu ülkenin değil; abd, ab, israil'in elindeyse rtük'ün çağrısıyla reklamları döndürsen ne, döndürmesen ne? bayramda, paris seyahatlerinde iptal edilen rezervasyon yokmuş... boykotmuş... ancak çenemizi yoruyoruz. icraat yok. hükümet tepkisini yasadan sonra kaybetti, ama olmaz halk devam ettirmeli.. peki milletin vekilleri neden susuyorlar artık? biz asilsek neden asil'in çıkarları düşünülmüyor? boykot edelim ama bunun hesabını sandıkta asil olan bizler vekillerden hesabını soralım. acı bir gerçeğin yüzü ==> (bkz: türkiye'nin dış politikası)
rtük ne kadar tavsiye ederse etsin, beklenmesi hatadır. dini imanı para olan televizyon kanalları geçmişte aldıkları ve ileride alacakları reklamları düşünerek asla kabul etmezler. ha olur ki reklam verenlerle kısa süreliğine "abi şimdilik böyle olsun, durduralım reklamlarınızı. ilerde %bilmem kaç indirim size. maksat milletin gözünü boyayalım." şeklinde bir anlaşmaya da girebilirler.
e bu "göz boyama" devletin de halka karşı uyguladığı ve başarılı olduğu politik anlayış olduğu için muhtemelen çoğumuz yiyecek...
ha, hakikaten fransa'ya tepki olarak durduranlar da çıkacaktır belki. onları tenzih ediyorum.
aslında düşününce çok gereksiz olduğu ortaya çıkıyor. sonuçta verilen her reklam bize fransa'nın para ödemesiyle sonuçlanıyor.
bu durumda onlar reklam verdikçe biz para kazanıyoruz. peki reklam niye verilir? satmayan bir ürünün satması ya da satıyorsa bile daha çok satması vb. sebeplerden ötürü verilir. peki onlar reklam verdikçe biz pazarladıkları şeyi satın almasak? onlar reklam verse biz satın almasak, onlar daha çok reklam verse biz yine almasak...
gereklidir.
Fransa'ya "madem kardeşim orta doğu daki petrol gelirlerine abd el koydu sen ağzını açamadın, bari gideyim orta asya ya açılayım deyip ermenilere bizim üzerimizden yalakalık yaptın, buyur kardeşim, o zaman sana cevabımız budur." denilecek cevabımızın en güzel ama en güzel yollarından birisidir.
istersek lobilerimize pr lerimize gr lerimize milyon avrolar aktaralım yine de fransa'nın yapacağı buydu, bizim de yapacağımız buydu. ikimizden birini tercih edecekti ve kendisine göre en rasyonel olanı seçti.
umarım duyarlı türk milletinin yine duyarlı vatandaşları gereken tepkiyi gösterir de orta asya'ya yerleşmenin yanında bir de türkiye pazarını kaybetmeme lüksünü kendilerine vermeyiz isteğini dillendiren uygulama.