facebookta boykot seansları ana haber bültenlerinden sonra başlamıştır efendim yine, boykot dedimmiydi şöyle üzerinde çarpı olan bir fransız bayrağı ve etrafında fransız mallarının isim ve logolarının olduğu fotoğraf paylaşma furyasından öte gidemeyeceğimizdir asıl olan.
kesinlikle fransanın ürettiği mallar alınmayıp karşı çıkılmalıdır. Valerie Boyer adlı kaltak, aslında var olmayan bir tarihsel süreci inkar edenlerin cezalandırılması yasa tasarısını parlementoya kabul ettiriyor. Kendisinin bağlı olduğu partinin sempatizanları da aslında gerçeği bilmelerine rağmen ekmeğine yağ sürüyor. Sonra da çıksın: "Biz türkiye'ye karşı değiliz, fransa ile türkiye ilişkilerine önem veriyoruz" desin.
Günümüzde dünyadaki en büyük güçlerden ikisi ekonomi ve hammadde'dir. Şimdilik dünyamızdaki hammaddeler henüz tükenmedi o yüzden değerli gibi gözükmüyor. Fakat ihracatının büyük bir kısmı sanayi olan avrupa ülkelerinin * ekonomilerinin güçlü olduğuna şaşmamak gerek. Çünkü hammaddeyi dışardan alıyorlar, Ülkenin ekonomisinin büyük bir kısmını zaten sattığı mamul maddeler oluşturuyor. ingiltere ve almanya gibi ülkelerde karpuzu dilimle satarlar, kirazın kilosu 8 eurodur, şeftali almaya kalksanız kilosu 4 euro der size pazarcı. Fransa gibi bir ülkenin ihracatının bir kısmını da biz oluşturuyoruz dolayısıyla, ve tahmin ediyorum küçümsenecek bir payımız da yok. Fransız mallarını kullanmadığımız takdirde ekonomilerine vurgun yiyeceklerinden şüphe yoktur.
her siki boykot ediyoruz ama götümüze girmeyen sik kalmadı. bu boykot işinde bi numara yok benden demesi... ama siz hobi olarak yine de yapın bi şey demeyiz.
arabam renault, kaskom axa ağzını yüzünü sikeyim neyini boykot edicez bu orospu çocuklarının, bizi çoktan ele geçirmişler, boykot işini biz anca hobi olarak yaparız, başımızdaki adamlar adam değil ki, türkiyenin en çok satılan arabası renault hadi yermi renault u siktir etsin devlet, peugeot u siktir etsin, yemin ederim arkasındayım sallamassam denize arabayı ne olayım, giden 20000 liram gider çok koymaz...
çok bilmişler bık bık konuşuyor gene. ekşi sözlükte hoşuma giden bir yazı okudum, izni olmadan paylaşıyorum.
ta meta ta fizika adlı yazar yazmış.
932'de ilk uçak fabrikasını kurmuş*, 1961'de ilk otomobilini üretmiş bir ülkenin çocuklarının çıkıp da kırk yıllık "biz bi boku beceremeyiz" klişelerini yeni bir şeymiş gibi ahkam kesmelerinin suçu çocuk yaşta vizyonu resmi ideoloji tarafından "avrupaya yetişebilmek"le kısıtlanmalarına, çapsızlığa, özgüvensizliğe mahkum edilmelerine bağlanabilir belki.
ama bu çapsızların çıkıp da kıç büyütmek yerine somut bir şeyler yapmak isteyen insanlara şuursuz diyebilecek kadar ukalalaşmalarının suçu kimde bilmiyorum.
sen kendi dağından çıkan suyu fransız hayat su'dan,
atalarının icat ettiği ülkenin yüzlerce firmasının en hasını yaptığı yoğurdu gidip reklamı var diye fransız danone'nin boktan yoğurtlarından alırsan,
kendi has maden suların varken reklamı var diye gidip suya co2 basan dandik akmina içecek kadar zevksizsen,
bi milyon tane yerli perakende zinciri varken gidip carrefour'dan alışveriş yaparsan bunun suçlusu kimse değil sensin arkadaşım.
malı toptancıdan alıp marketlerde perakende bile satmayı beceremeyen bir millet olduğumuzu zannediyorsan bu tamamen kendi embesilliğin.
otomobil; citroen, renault, peugeot, dacia
çok da eski olmayan bir tarihte sovyetler tarafından halkının dörtte biri açlıktan öldürülen ukrayna otomobil üretiyor da, iç karışıklıklar, devrim ve ve on yıllık savaştan çıkmış iran otomobil üretiyor da sen yıllardır otomobil montajı yapıyor, yedek parçası üretiyor ama otomobil üretemiyorsan bunun suçlusu "türk yapamaz" mantığıyla göt büyütüp ukala dümbelekliği taslayan sensin arkadaşım.
fransızın bf goodrich, michelin lastiğine mecbur değiliz kapı gibi petlas'ımız var çok şükür.
otomobil yedek parçasında fransız valeonun, fransız snr rulmanlarının yerine ikame üretim yapan onlarca türk sanayi firmasından haberinin bile olmaması senin şuursuzluğun. bu türk firmalarının ferrari, mercedes gibi markalara yan ürün ürettiğini bilmemen de...
axa, groupama, güneş sigorta, başak sigorta gibi fransız markalarının yerine poliçe yaptıracağın hiç bir türk sigorta şirketi yok mu zannediyorsun?
fransız tefal, rowenta, moulinex gibi ev aletleri üreten pek çok türk markası da var emin ol. marka imajını güçlendirmek yerine uygun tüketici segmentine hitab ediyor olsalar da insanımız kendine güvendikçe, "ay türk malı adidir ithalınden alalım" ezikliği çürüdükçe o da olacak.
fransız bic yerine traş bıçağı kırtasiye vs. imal eden pek çok türk firması da var emin ol. bir afganistan bir gana değiliz çok şükür.
destekler yetersiz olsa da, vergi yüküyle yüksek sigorta primleriyle boğuşsalar da iyi-kötü bir sanayimiz var.
ama senin gibi baba parasıyla göt büyütüp, marka peşinde koşturup, reklamlarla beyni bulanıp sonra da "biz bi boku yapamayız yeaa" diye gezdiği yetmezmiş gibi ona buna laf atan ezikler sayesinde değil, kendi gücünün farkında olan ve buna güvenen mücadeleci insanlar sayesinde.
en çok kanıma dokunan da bu eziklerin oturdukları yerden bilmişlik taslamaları. boş kutular gibi boş beyinlerin de sesi çok çıkıyor malesef...
asıl boykot edilmesi gereken, yüksek tahsillerini fransa da gerçekleştirmiş, günümüz de 40 ile 70 yaş arası, entellektüel vs aydın olarak geçinen yavşak vs france serviteur larıdır.
içimizde ne kadar fransız varmış amına koyayım düşüncesine sevk eden boykottur. ulan ne kadar meraklısınız kucağa oturmaya. herkes bir bahane uyduruyor. çok mu meraklısın fransızın malına, niye vaz geçemiyorsun ? nedir bu aşkın sebebi ? aşkınızın ızdırabını sikeyim. türk olanlar boykot etsin, olmayanlar ne bok yerse yesin, ama kalkıpta sanalda maaşlı fransız ajanları gibi boykot kırıcılığına soyunmasınlar.