simdi oncelikle butun genellemelerin girecek bir delik bulabileceginden en az sizin kadar eminim ben de. fakat istisnalar kaideyi bozmaz diye de bir soz var guzel turkcemizde. her neyse lafi uzatmadan konuya geleyim; fransiz halki tipki ingiliz-fransiz-turk fikralarinda oldugu gibi inanilmaz derecede ozguveni yuksek bir halktir. bunda fransizlarin tarih sahnesindeki basarilarinin etkisi de buyuktur tabi. fakat kendilerini dunyanin en ustun irki olarak gormelerini hic yakistiramamaktayim bu insanlara. fransiz bir havayoluyla seyahat etmeniz bile bu durumu anlamaniz icin yeterlidir.
bunun yaninda bu insanlarin uluslararasi politikalarini da hic tasvip etmiyorum. ayni fransanin oyuyla turkiye'de ifade ozgurlugu adina bizden reform beklerlerken anayasamizi bunlarin istedigi gibi degistirip turkluge ve devletin bolunmez butunlugune hakaret edilebilmesi icin yargi yolunu acmamizi isterlerken, kendi ulkelerinde ermeni soykirimini kabul ederek ermeni soykirimi yoktur demeyi bir suc unsuru olarak sayabiliyorlar.
kadinlari guzel olur evet fransiz halkinin. 3 saatlik istanbul paris seferi sirasinda yanimda oturan oldukca alimli bir kadin uc saat boyunce sifir sekerli pepsi icip elindeki gazetenin ekonomi sayfalarini satiri satirina okudu. bu kadar guzel bir kadin ve ekonomiye bu kadar duyarli bir kadin gercekten turkiye sartlarinda pek rastlayabilecegimiz bir durum degildir sanirim.
netice olarak kimi olumlu yanlarina ragmen fransiz halki dunya uzerinde kendilerine karsi antipati duydugum tek halktir. ikincisi de araplar.
insan ilişkilerinde soğuk insanlar diye yaftalanıyorlar lakin bence bir duruşları var ve mesafeyi o kadar iyi koruyorlar ki kimse hayatlarında söz sahibi olmak gibi bir densizliğe cürret edemiyor.