60 larda enfes derecede iyiydi tabi alain delon bb lois de funes nin falan da itici etkisi vardı sonra 90 ortalarında kaliteli komediler çıkardı .şimdi ise bildiğin ölü.
izlerken toplum olarak geride kalmışlığımızı buram buram hissettiğim filmlerdir. Belki de Fransızlar sanata özellikle edebiyata karşı doğuştan gelen bir yeteneğe ve ilgiye sahiplerdir.
Le Herisson ve Coco Chanel'den önce bunlara verebileceğim iki örnek.
fransız filmleri aslında bisürü amerikan filminden iyidirler. çok sosyal konulara girerler, ve korkusuzca girerler. fransız filmlerini izleyiniz. hele belçikalarla olan düşmanlıklarını anlatan, gümrük görevlilerinin ab kapsamında birlikte çalışma zorunluluklarını hicveden bir komedi vardır, enfestir.
Genellikle altyazılı izleyip romantik komedi arşivi yaptığım filmlerdir.fransızca izlemek ayrı bir keyif.genelde çerezlik filmlerdir.fransızlarda hayran olduğum tek şey güzellik ya da çirkinliğe bakmadan sevgili olan kişiler olmaları.kadınların hepsi güzel değil erkeklerin hele hiç.bizdeki gibi estetik kaygısı yok.kocaman burunlu kadın ve erkek görebilirsiniz.
ilginç detayları birbirine bağlayarak, olağan süren filmin yanı sıra başka mesajlar da verir.
Sanatsal bir yan muhakkak bulundurur ve içinde Fransızca bir şarkı, eyfel kulesi muhakkak vardır,şarap a duyulan aşk vardır,
Kokunun,tadın ,lezzetin,hayattan keyif almanın önemi vardır.
ilişkiler duygular,romantizm heyecan adına radikal düşünceler ortaya koyan veya ağır bir şekilde bu konuları ele alan filmlerdir.
benim izlediğim iki tanesi de cinsellikle ilgili olan filmlerdir. hralde bana mı öyle denk geldi.
la vie d'adele(adelin hayatı)
jeune et jolie(genç ve güzel)
siz merakla sonunu beklerken birden bire biten film türü. ekran karşısında birkaç dakika kalırsınız, aptal aptal bakarak, acaba film gerçekten bitti mi yoksa devam edecek mi diye... sonra acı gerçeği kabullenip normal yaşama dönersiniz.