fransa parfümü buldu; çünkü kokuyordu fransızlar.
topuklu ayakkabıyı buldular; çünkü sokakları pisti.
fransa fahişe.
fransa berbat.
peki neden fransa bu kadar kötü?
ve bu kötü yerdeki insanlar neden bu kadar abartıyorlar kendilerini?
o berbat otel odaları...
bir fahişenin bacak arasında varoluşunu tamamlamak.
utanç verici olduğu kadar gerçek.
bize göre olmayan bu hayat bizi neden cezbediyor?
anlayabilmiş değilim.
çok düşündü fransa..
izbe bir otel odasında, çöküşünü.
sefaletini..
müthiş şiirler yazdı fransa.
durmadan yazıyordu sefaletini.
köylüleri hayvanlardan bile rezil,
aydınları şatolarda.
herkes karamsar.
herkes kendi sefaletinde rezil.
fransa güneş ışığını düşünmüyor.
piyano mest ediyor onu.
kılıcıyla kazanabileceği hiçbir şeyi yok.
buna rağmen alçaklığın verdiği üstünlükle,
bayılıyor kendine fransa.
dünyaya yeni bir yaşam sunarken
izbe otel odalarından.
bizim kılıcımız, aşkımız onların gerçeklerinde
mağlup oluyor.
afrikalıların ahıyla yaşayan, dayak yeyince annesinin dizinin dibine koşan çocuklar gibi kanuniye sarılan, iyilik bilmez türk düşmanı olduğu halde yerli godomanlar tarafından örnek alınan orospu çocuklarıdır.