gerek sanatın, gerekse güzel kadınların başkenti paris'in varlığı bile önermemi kanıtlar nitelikte.
fransa'da, cezayir uyruklu olsun, asian olsun böyle has fransız olsun, her kadının erkeğine yaşattığı cinsel haz hiç bir yerde yok arkadaşım. sanki dünyaya sevişmek için gelmişler şerefsizim. sırf erkeklerine de değil yoldan çevirdikleri yabancı erkeklere de böyle misafirperver davranıyor bunlar. çok çılgın.
sonra da türkiye'dir.
şaka lan şaka! türkiye 78. falandır herhalde.
pisliklerini örtmek için yarım litre parfüm boşaltan, koltukaltı kıllarını kesmekten aciz, sadece giyimleri hatta bazen giyinmemeleri ile güzel görünen kızların bizim türk erkeğinde bıraktığı etki nedeni ile söylenebilecek sözdür.
e türk erkeklerinin kafası da bacak arasına çalışmayı bıraksa anlarlar nerelerin güzel olduğunu.
not: fransız kızlara sorsanız ''en güzel memleket italya'' derler. malum oranın da erkekleri nam salmıştır.
siyah gözlük takan, muhtemelen gömleğin düğmesini iliklemeyen, görünen kılların kendine ayrı bir karizma kattığını savunan, tüm chat sitelerinde accountu bulunan, abaza yazardır.
türkiye'yi görmeyen birinin edebileceği bir laftır. kirli sokakları, gıcık ve uyuntu insanları, kendi beğenmiş çocukları, su satılmayan marketleriyle uyuz olduğum paris'in bulunduğu uyuz ülkenin mükemmel olma olasılığı 'pratikte sıfır'dır.
yanlış bir önermedir. hem de hayatımda duymuş olduğum en yanlış önerme. tam ulusözlükten çıkmıştım ki başlığı gördüm, hemen geri döndüm. ve bunları yazıyorum. en gerzek genelleme hayatımdaki. zaten ben kabul etsem, tüm türkiye, tüm dünya kabul etse, fransızlar kabul etmez bunu. madem en güzel ülke bunlarınki neden her fırsatta bizim ülkemizden toprak almaya çalışıyorlar? hem de yüzyıllardır. daha yüz yıl olmadı, ilkokulda öğretmediler mi şu şehirleri fransa istiyor diye. kurtuluş savaşı kazanılmasaydı o şehirler fransızların değil miydi? madem en mükemmel ülkeydi, bizim kötü ülkemizde ne işleri var. mükemmelin ötesi yoktur, niye hala toprak arayışlarındalardı? iki asyalı orospu görüp de fransayı dünyanın en iyi ülkesi sanan, hatta ilk 5te bile sananın aklından şüphe ederim. bu kişi tayvana falan gitse her yer çekik gözlü hayat kadını, gelip sözlüğe dünyanın en mükemmel ülkesi tayvan yazıcak.
2 fransizin ortasinda new york - paris arasi olan yaklasik 8 saatlik ucak yolculugunu yapmamis insan soylemidir. bu yolculugu yaptiktan sonra gerek fransizlar gerekse fransa hakkindaki tum kanaatinin degiseceginin garantisini verebilirim.
Degildir. Paris de dunya'nin en guzel sehri degildir. Fransiz kizlariyla sevismekten yola cikilarak atilmis baslik saniyorum. Hayatinda sevgiyle sevismek nedir bilmeyen birnin soylemi olabilir. Hissizlestiren bir ulkedir. Kapitalizmin en ucra koselerde bile kendini gosterdigi butun ulkelerde bu boyledir. Paris'in gorkemli tarihi ve yapilari bile ne yazik ki bunu degistirememktedir.
Paris'i yasayabilmek onemlidir. Champs-Elysées ve Eiffel kulesinden ibaret degildir. 1789, 1830,1848,1871,1914, 1939,1968 gibi onemli tarih donemeclerine ev sahipligi yapmis bir sehirdir. Paris'i yasayabilmek tarihi ve dunyanin butun milletlerinden gelen insanlarin kulturuyle mumkundur. Ancak hissizlestiren, tekduzelestiren bu yasam nedeniyle belli bir donemden fazla burada yasayinca, insan degisiyor ve tad almamaya basliyor.
En guzel ulke kavrami ise tartisilir. Insan faktoru onemlidir. Insanlarin yalnizlasmadigi, birbirine destek olduklari, arkadaslari, dostlari icin bir seyler feda edebildikleri ulkeler dunyanin en guzel ulkeleridir.
fransa dünyanın en mükemmel ülkesi değildir. zaten en mükemmel ülke diye bir ülke de yoktur ha belki isviçre mükemmel ülkeler içinde "en mükemmel"dir. ancak bugünkü fransa'yı tarihte ki fransa gibi bilmek te cahilliğin daniskasıdır ya da aslında mükemmel bir ülke olduğunu bilip, kötü yorumlarla kıskançlıktan bu ülkeye bok atmaktır yapılan şey.
hayatının nerdeyse tamamı fransa da geçmiş bir türk ve bir göçmen işçi olarak yukarda yapılan kötü yorumların hepsinin körükörüne yapıldığını hayretle izliyorum.
-ülkelerinde milyonları bulan yabancı uyruklulara karşı insan hakları kapsamında saygılılar ve yabancı uyruklularda her hakka kendi milletleri*yle aynı derecede sahiptir,
-hayvan haklarının var olduğu bilincine yıllar önce varmış olup doğadaki bütün canlılara saygılılar,
-lisanına saygılı, sahip çıkan, halkının yüzde 90 na yakın insanının ingilizce,almanca, ispanyolca bilmesine rağmen fransızca dışında bir lisana rağbet etmemesi onların kimliklerine* nasıl da saygılı olduklarının en iyi kanıtır,
-kültür düzeyi oldukça yüksektir, eğitim ve öğretim dünyaya örnektir,
-tarihte, evlere tuvalet banyo yapılmama hatta yıkanmama saçmalığını bugün çok iyi telafi ederek lüks banyolu evlerinde sabah akşam beden temizliklerine özen gösterirler,
evet diğer ülkelerden toprak ve mülk satın alırlar, bu durumda; (bkz: ülkesinin topraklarını yabancılara satan devlet)temi dir suç yoksa başka ülkelerinde toprağını satın alıp derinden ve sessizce bir ülkeyi istila etsek temennisinde bulunan ülkedemidir?
(bkz: ülkesini satan devletin malı deniz, almayan ülkeler domuz)