my way, it was a very good year, mack the knife gibi şarkıları güzel olan, her zaman dinlemesem de belli dönemlerde bağımlılık yapan şarkıların sahibi insan.
1998 yılında aramızdan ayrılmış sanatçı. ilk çıkışı swing çağında gerçekleşmiştir. şarkı sözleri, müziğindeki farklı tınılar ve the voice lakabının hakkını verecek derecede güçlü sesi ile gönülleri fethetmiş müzisyendir.
şarkılarını insan zihninde ve duygu dünyasında bu kadar etkileyici kılan eserlerinin hayatın içindeki yaşanmışlıkların ifadesi olmasıdır. onun sözlerinde, özellikle tekrar tekrar dinlemelerin ardından yepyeni duygu dünyalarına yelken açarsınız. o, sözlerinden de anlaşılacağı gibi hayatın zorluklarına mazlum misali boynunu eğip itaat etmemiştir. saldırmış, yaralanmış, ancak pes etmemiştir. varolan en somut öğeyi bile soyutlaştırır ve doğrudan insan ruhuna hitap eder.
"isa barışın elçisi olarak anlatılır ama tarihte hiç kimse yüzünden onun yüzünden döküldüğü kadar kan dökülmemiştir. dinin yaşamımıza kattığı tek bir ileri adım gösterin ve ben yüzlerce geri adım gösteririm."
"ben sana ve kendime inanırım; doğaya, kuşlara, denize ve göğe, görebildiğim veya gerçekten kanıtlanmış şeylere... ama zor dönemlerde huzur bulmak için zar atmasını bekleyeceğim bir tanrıya inanmıyorum."
gibi sözleri olan gelmiş geçmiş en büyük şarkıcılardan biri.
diksiyonu harika olan, sesi hiç kasmadan, kelimeleri gayet açık bir anlaşılırlıkla söyleyen çok büyük bir şarkıcıdır. hiçbir zaman detone olmaz. büyük bir sanatçıdır.
gözlerinizi kapattığınızda sizi alıp , oradan hayalinizdeki yere götürebilen insandır.
eskiye gitmek istiyorsanız bir aracı olur kendileri.
yoktur dinlenemeyen şarkısı.
ropörtaj sırasında muhabir sinatraya sorar tanrıya inanırmısınız?
cevap.beni, yatağa başımı koyduğumda iyi hissettirecek herşeye inanırım.ister uyku ilacı,ister bi şişe jack daniels,istersede tanrı olsun...