olmadı, direnemedi, bu ülkedeki futbol-futbolcu-yönetici makasına o da kurban gitti, en büyük hatasıydı belkide galatasaray'a gelmesi, yaşandı ve bitti. parasını istiyormuş, yok falan da feşmekan. adamı getirirken kontratı imzalarken iyi de, adamı gönderirken "olmadı mr rijkaard, sen yoluna biz yolumuza" derken iyi de adamın en doğal hakkını, parasını istemesi kötü. bizim futbol cahili bebeler istiyorlar ki başarılı olan hamuduyla götürsün başarısız olan da bağışta bulunsun kulübe. iyi iş valla.
rijkaar galatasaray'a fazla geldi. bir yazar diyor ki "türkiye büyük bir futbol adamını kaybetti bugün*"
altına imzamı atıyorum ama biraz düzelterek.
türkiye çok önemli bir futbol adamını göz göre göre harcadı
gözünüz aydın, gözümüz aydın.
şunu da belirteyim. rijkaard'ı yonga gibi savurup atan kuvvet hagi'yi haydi haydi atar.
bursa ve galatasaray tecrübeleri ortada.
futbolculardan bazıları âlenen oynamamışlardır. bunu yapabilmelerinin tek nedeni de yönetimin yani adnan x 2'nin dengesizlikleri ve iş bilmezlikleridir.
rijkaard'a güven verip, işine karışmasalardı rijkaard o topçuları aynı dakika kapının önüne koyar; yerlerine de genç takımdan çocukları yerleştirirdi. gençlere şans vermesiyle tanınan bir teknik adamınilk birkaç ayından sonra gençlerin tümünü görmezden gelmeye başlamasının başka açıklaması olamaz.
üst düzey bir teknik direktör değil.
barcelona'yı çalıştırmak asla ve asla bir kariyer ölçüsü değildir.
barcelona'yı babam da çalıştırır. bakın "barcelona'yı babam da şampiyon yapar" demiyorum.
guardiola dediğimiz adam, barcelona'dan ayrılsa kendine gidecek yer bulamaz mesela.
rijkaard da öyleydi işte. barcelona çocuğuydu.
real madrid'i çalıştırmış olsa, eyvallah derim. chelsea, manu, juve vs. yine aynı şekilde.
ama barcelona dediğiniz takım zaten kendi içinden çıkanları menajer yapıyor öyle.
ve barcelona'ya başarı kazandırması için öyle çok üstün yetenekleri olması gerekmiyor adamın.
yani demem odur ki;
zaten bir kariyeri olmayan, neye dayandırarak "übersonik menajer" denildiğini anlayamadğım kıvırcık.
guardiola'ya bakın biraz. barcelona teknik direktörü.
kariyerinde başka başarı var mı? yok.
barcelona'nın başarısında da kendi payı olduğu pek söylenemez.
şimdi barcelona'da çalışıyor ya, size göre o da dünyanın en iyi teknik direktörü di mi?
hiç şüphesiz bünyesinde bir otorite eksikliği bulunan teknik direktör. barcelona'dan da hemen hemen aynı sebepler yüzünden ayrılmıştı. 'soyunma odasında otoritesini konuşturamıyor.' denmişti barcelona yöneticileri tarafından. şimdi galatasaraydan da futbolcuların sabotesi densin, motive edemiyor densin, benzer bebeplerden ötürü gitti.
türkiye'den giderken de galatasaray taraftarının uğurlayacağını okumuştum geçenlerde. vay be ne büyük taraftar demiştim helal olsun demiştim. takımı istenilen düzeye getiremese de dünyaca ünlü bir hocaydı. bizim küstah şuster gibi elini s.kine sokup gazetecilere hakaret etmemişti bildiğim kadarıyla efendi adamdı. keşke bir yönetici ya da 3-5 taraftar uğurlamaya gitseydi.
türk telekom arena'nın açılışına gelecek olan td'ymiş* kendisini hep sevdim. hala da seviyorum. umarım gelecekte büyük başarılar yakalar başka takımların başında. ve yine umarım türk telekom arena'da kendisi için çok coşkulu tezahuratlar yapılır. ve bu tezahuratlar yapılırken saha'da servet çetin gibi adamlar olmaz umarım.
sadece ismi ile galatasaray'ı aynı cümle içinde yan yana kullanmak bile bir hayalken, kendisini sarı kırmızı eşofmanlar altında takımı yönetirken görmek rüya gibiydi.
maç stresini atmak için nirvana dinleyen bir hocaya sahiptik. düz bir adam değildi. takım dümdüz bi takımdı ama. galatasaray onu hakediyordu, o galatasaray'ı hakediyordu. ama ne galatasaray galatasaray gibiydi ne de rijkaard rijkaard gibi olabildi. birbirine çok yakışacak ama romantik bir ortam yerine yanlış zamanda ve atıyorum dolmuşta rastgelmiş iki insan gibiydi rijkaard ve galatasaray. üzüldüm şahsen
siz de bu kadar mı körsünüz? takımdaki oyuncular dünyanın farklı yerlerinden gelmiş, birbirini daha önce hiç görmemiş karma takım gibi. serveti, ayhanı, ardayı, mustafayı, gökhanı, serdarı, daha aklıma gelmeyen birkaç oyuncuyu göndermeden, istediğin teknik direktörü gönder, istediğin teknik direktörü getir, hiç birşey olmaz. frank rijkaardı servet ve grubu göndermiştir. gördük serveti bugün.
şimdiden özlediğim galatasaray eski teknik direktörüdür. servet gibi yeniçerilere kaldı ya bu meydan ona yanıyorum.
not: gheroghe hagi'den herhangi bir şikayetim yok, yanlış anlaşılmasın. yerine her kim gelirse gelsin ben bunu kabullenemeycektim zaten.
yeteneksiz futbolculara ruh katamadığı için galatasaray'dan kovulan teknik adam. yerine hagi getirildi. ilk hafta bir gaz ile ruh depolaması yapıldı ama 3. hafta sonunda patladı.
galatasaray'ın ve bazı galatasaraylı'ların haksızlık yaptığı adamdır. gerçekten ayıp edilmiştir. şimdi takımın haline bakıp basıyodur kahkahayı.
bu yönetimden ve bu zihniyetten kurtulduktan sonra bir gün başımıza sportif direktör olsa ** dediğim, gitmesini bir an olsun bile istemediğim surinam asıllı hollandalı eski futbolcu, yeni teknik direktör, hollanda ekolünden gelmesinin sonucu olarak dünya'nın en iyi total futbol uygulayıcılarındandır.
ve kim ne derse desin, ne kadar eksilerse eksilesin ya da yabancı hayranı derse desin ben kendisinin gittiği takımı düzenli olarak takip etmeye devam edeceğim. sana karşı çok yanlış yaptık frank, umarım bir gün geri gelirsin.