First-person shooter, en bilindik bilgisayar oyunu tarzı. oyuncu elinde silahla dolaşır önüne geleni vurur. fps tarzının efsanesi half-life'dır. medal of honor, call of duty, alien vs predator, far cry ve akla gelen çoğu oyun bu tarzdadır.
ks. First Person shooter. Birinci kişi bakış açısından oynanan oyunların genelde içinde bulunduğu oyunlar. Oblivion ve Morrowind gibi rpg ögeleri içeren oyunlar tam olarak fps değildir.
ks. Frame Per Second. Saniye başına kare sayısı anlamına gelir.
alt yazılar için vazgeçilmez bir kavramdır. film karelerinin sn deki geçiş hızıdır. elimizde bulunan yabancı bir filme uygunluğu bakımından değişik fps lerde altyazılar bulunabilmektedir. genellikle 23.976 , 24 , 25 , 29.976 fps lik altyazılar bulunmaktadir. tek cd'lik filmler genellikle 23.976 fps lik altyazılara sahiptirler. film ne kadar sıkıştırılmışsa fps'si de o kadar artmaktadır.
id software'in yaptığı wolfenstein 3d adlı oyunu bu türün atası sayabiliriz. ancak türün yaygınlaşmasını sağlayan asıl oyun yine id software'in yarattığı doom adlı efsane oyundur.
frame per second: bir oyunu oynarken ki okuduğunuz değer ne kadar yüksekse * o kadar rahat o oyunu oynarsınız. sisteminizdeki bileşenlerin *** birbiriyle uyumuyla ve ekran kartınızın driverının oyunla olan verimliliğiyle alakalıdır genelde.
altyazılı film izleyecek olanların ne olduğunu bir an önce öğrenmesi gereken kavramdır. 25 fpslik filme 35'lik altyazı indirip de siteye küfretmek ayıp gençler.
1- id software tarafından yapılan wolfenstein oyunuyla ortaya çıkmış oyun türüdür.
first person shooter: birincil kişi vurucu anlamadır, en yaygını half life, counter strike gibi oyunlardır.
2- animasyon, film veya oyunlar da görüntünün akıcılığını belirtir. ideal 30 olarak kullanılınır.
konsol piyasasının sikip attığı oyun türü. eskiden fps'ler bilgisayardan konsola uyarlanırken artık konsoldan bilgisayara uyarlanmakta. bu da gerçek fps ruhunu bitiren bir etken.
unutmadan slogan notumuzu da düşelim: fps kolla değil, bilgisayarla oynanır; fareylen, klavyeylen oynanır.
first person shooter anlamına gelen savaş oyunudur oyunu karakterin gözünden görerek oynanır online oyunlarda fazla yok tur ama singleplayer olan oyunlarda çoktur zaten öylede olması daha iyi olduğunu düşündüğüm bilgisayar programı.
atmosferi daha iyi yaşattığını düşündüğüm, sizi hikayenin içine daha kolay sokabilen bir tür. bence rpg türü ile birleştiğinde çok hoş şeyler çıkıyor ortaya, tps'ye tercih ederim.
yapması da daha zordur heralde, kaplamalar, ortam falan daha bir detaylı yapılır, bunları tamamen mantığıma dayanarak söylüyorum tabii...
ancak her oyunun kendine özgü bir tarzı var, mesela bioshock gibi bir oyun, ki en iyi fps örneklerinden, tps tarzında düşünülemez...
prince of persia gibi bir oyun da fps tarzında çileye dönüşürdü, zaten hızlı tepki vermen gerek, hangi tarafa bakacaksın? hani hayatınızda bir iki oyun oynadıysanız anlarsınız...
frame per second veya first person shooter olarak kullanılan açılımları, günümüzde, özellikle bilgisayar dünyasında en çok çok kullanılan halidir.
edit: herhangi bir öznel düşünceye karşı çıkmayan, bir öznel düşünce belirtmeyen entrylerin eksilenmesi, saat 12'den sonra asla olmuyor. bunun sebebi, ergenlerin o saatte ortalıklarda olmaması olsa gerek.
bir hareketli görüntüde saniyede geçen kare sayısını ifade eden ingilizce harfler.(Frames per seconds) insan gözü saniyede 12 kareden sonrasını (12 Fps) hareketli görüntü olarak algılıyor. Sessiz sinema dönemindeki filmlerin çoğu saniyede 16 kare (16 fps) kabul edilse de 12-40 kare arasında çekilmiş. 1920'lerin ortalarından sonra standart olarak saniyede 24 karede (24 fps) karar kılmışlar.
işin ilginç yanı bu standart ortaya konulmuş fakat "8 mm" filmlerin kare sayısı amatör format olduğundan olsa gerek 24 karenin çok altında kalmış.(ilk önce saniyede 16 kare imiş, sonra 18 kare yapmışlar.)
Derken elektronik görüntü yakalama aygıtları çıkmış. Onların standardı da 25 veya 30 kareden başlamış, şimdi saniyede trilyonlarca kareden bahsediliyor.
Ancak bence bu işe standart konması yanlış olmuş. Çünkü saniyede geçen kare sayısı arttıkça keskinlik/kontrast artıyor. Enstantane değeri de yükseldiği için ışığa ihtiyaç daha da çoğalıyor. Belki bunun için fotoğraf çekerken küçük bir flaş yeterken, film çekerken büyük ışık sistemleri kurmak gerekiyor. Ve tüm bir filmi saniyede 24-25 kare ile çekiyorlar. Halbuki 15-16 kare çekseler az ışıkla bile daha güzel sonuçlar elde edecekler.* Nasıl olsa insan gözü 12 kareden yukarısını hareketli olarak algılıyor. Çok hızlı konular (yol alan araçlar, koşan hayvanlar/insanlar...vs) dışında standart kare sayısının altında çekim yapılmasının bence bir mahsuru yok. Ben mesela saniyede 15 kareye dönüştürdüğüm bir filmde bu farkı pek hissetmiyorum. Önemli olan saniyedeki kare sayısından çok bit oranı değil mi? (bkz: 144p/#39418110) Neyse derin konular bunlar. Ama dediğim gibi bir filmin standart kare sayısı ile çekilmesi, hele hele saniyede yüksek kare sayıları ile çekilmesi, hareketli bir konu yoksa gerçekten saçma geliyor bana.