biraz da şöyle spontane fotoğraflar çekilse? ne bileyim peynir zeytin falan diyip aptalca gülümsemek zorunda olmasak. o fotoğrafların eskiyeceğini ve o anı bir daha yakalayamayacağımızı bile bile sırıtmasak?
ne bileyim odun gibi biriyim o yüzden fotoğrafta gülümsemek pek cazip gelmiyor. hafif bir yumuşama, belki...
normal zamanda gülmeyen insanı fotorafta güldürerek olduğundan farklı göstermeye çalışmak. bi de fotoğrafçıların espri yapmaya çalışması gülmeyen abimizi hepten çileden çıkartır.
ingilizler - amerikanlar - ingilizce konuşan, okuyan, yazan ülkeler, oralarda yaşanlar vs.. fotograf çekilirken cheese derler, çiiiiiz derken ağız gerilir gülümsüyormuşsun gibi olur, anlıyorum kendilerini. her bokumuzun onlara benzemesini isteyen insanlarımız da, fotograf çekimi anında çiiiizz dedirtemeyeceklerinden peynir dedirtiyorlar, gülümsemek zorunda kalasın diye. ulan peyniiiiir diyince afedersin arkandan bir şey veriyorlarmış gibi ağzın açık kalıveriyor. sonra çekilen fotoyu inceleyen kişide şöyle bir intiba oluşuyor, bu yüz ifaden ne lan (bkz: deli mi zikti) amma velakin cümbür cemaatin diline düşüveriyoruz. gülmeyin anacım. güldürmeyin siz de şipşakçı abiler.
mecburiyet durumu lisede üniversitede mezuniyet fotoğraflarında muhtemel başa gelecek bi durum. gülmeyi gerçekden sevmeyenler için berbat bi durum. fotoğrafçının zoruyla bi iki fotoda gülünür fakat yapmacık olduğu her halinden bellidir.
(bkz: allah kimsenin başına vermesin)