Her insan fotoğraflarda güzel çıkmadığını düşünür. Aslında belki de en güzel oldukları yer fotoğraflardır. Öyle dururlar çünkü yalan söylemezler, bırakıp gidemezler, nankör olamazlar, arkandan konuşamazlar, kalbini kıramazlar, seni aldatamazlar, ihanet edemezler. Gerçeğinde bu yazılanların hepsini yaparlar, fotoğraflar sadece susar, bakar. O yüzden gelmesin gidenler. Bir fotoğraf göndersinler yeter.
yetmiyor bazen yazmak, konuşmak ve hatta sessizlik bile.
zaman akıp gidiyor, öyle çaresiziz ki karşısında, bir parçasını kopartıp kendine saklamak ve birine göstermek istiyorsun. işte bu hızsızlığın adı fotoğraf. Günahını bana sormasınlar, "neden" demesinler, pişman değilim.
geçmişle olan tek bağdır. her şey o karede saklıdır. sevinç, hüzün, şaşkınlık, huzur, mutluluk.. anıların ölümsüz hali, çoğu zaman elinizde kalan tek şey.
ânı sabitleyen araçtır.
ama çok da başarılı sabitleyemez
titreyen bi gözyaşı damlası
titremeye devam eder mesela o "sabit" karede
veya gergin bir dudak
gerilmeye devam ediyordur
ama en beteri
güzelliğin büyümesidir fotoğrafta
hele ki bakılan aşık olunan ise
aşıkının gözlerini
her bakışta daha çok deler
çok acımasız olur
geçen her saniye
gözler daha bi güzelleşir
yanaklar daha bi güzelleşir
kollar bile
güzelleşir
ve ânın birinde
olduğu gibi yutar bakan zavallıyı
kendine köle yapar
geçmişe
ve geleceğe dönüşür
yani fotoğrafın ânı olduğu gibi sabitlediği
yalandır
kafasına göre takılır...
maymunların çekebileceği altı üstü düğmeye basılarak icra edildiği sanılan, küçümsenen, kızlara hava atmak için kullanılan, toplumda iyi bir yer edinmenin aracı zannedilen, bu kadar hor görülmeyi de haketmeyen bir eylem...
nietzsche'nin 1900'lerde çekilmiş bir fotografını görünce bir merak duygusu beni fotografın icadına götürdü. bir şeyin icadına genelde seviniriz. ancak icad edilen şey her ne ise, icad edildiğinden (mesela) bir yirmi yıl önce icad edilmiş olsaydı acaba dünyada neler değişirdi? kaynaklara göre tarihte bilinen ilk fotografın yılı 1826 olarak gösteriliyor. ancak insan tarafından çekilen ilk fotografsa 1839 olarak kayıtlara geçmiştir. bu yüzden tarihe geçmiş hangi ünlüleri görebilme şansımız oldu ve hangilerini kaçırdık acaba diye düşündüm bir an. bana bir deneme konusu olabilecek kadar ilginç gelen icadların bulunma zamanlarının öyle alelade önemsizmiş gibi görünmekle birlikte aslında çok önemli hatta kimi zaman hayati değer bile taşıyabiliyor olabilecekleri düşüncesidir. tarihin akışını değiştirebilecek kadar büyük bir önem bu. ama bu yazının konusu burası olmadığı için lafı daha fazla uzatmanın da gereği yok. fotografla ilgili vermiş olduğumuz iki tarihi sözlük formatı kabul edelim ve etrafını da cümlelerle süsledik farzederek noktamızı koyalım.
Resimden anlayan bir dostum: "fotoğrafta ışığı öğrenmek otuz yılı alır.", demişti. O günden sonra hep düşündüm. 25 milyon fotoğrafçısı ile sen ne çalışkan ülkemizmişsin türkiye valla.