fotoğraf; çekilen anın güzelliğini, bütünselliğini bozmuyor mu sanki? o bütünselliği, duyguyu bir kareye sığdırmak istemek, onu elde etmek istemek doğru mu hem? her şeyi elde etmeye çalışıyoruz bir daha yaşanmıyacak bir anı bile...kahretsin...
fotoğraf çekmeyi denemeyenlerin bu tutkuyu anlamsız, pahalı ve saçma buldukları bir uğraş. oysa ki deyim yerindeyse elinizi verince kolunuzu kaptırıyorsunuz. benim için fotoraf çekerken hayat duruyor bunun anı ölümsüzleştirmekle filan da ilgisi yok. sadece insanlara hayatı sizin gözünüzle gösteriyorsunuz, onlara başka bir bakış açısı kazandırabiliyorsunuz. bunu fotoğraflarımda becerebiliyorsam ne mutlu bana.
zamanı dondurmaktır. gelecekten geçmişe bakmatır fotoğraf. eğer baktığınız bir insansa ve o insanı kaybetmişseniz gözünüzden bir damla yaş getirmesi olasıdır fotoğrafın.
ne kadar büyük objektifin varsa, ne kadar büyük tripodun varsa o kadar iyi fotoğrafçısın!
hayır, cep telefonuyla bile çekilebilir fotoğraf. sonra da çok istersen photoshop a sokar, ruhunu aktarırsın ona.
önemli olan göz, bakış açısı. senin "çerçevenden" bakılabilmesi dünyaya. senin kadrajını aktarabilmen insanlara. senin renklerini paylaşabilmen.
tripod değil, objektif değil olay. değil.
sanılanın aksine pahalı değil o yüzden. zevk ile yapılabilecek, son derece ucuz bir eğlenti.
çok mu istiyorsun bodrum kıyılarından yunan adası çekmeyi? veya kelebeğin kanat çırpışını görmeyi? heybeliada ada değil mi gözüm? karınca böcek değil mi?
şov değildir fotoğraf sanatı. profesyonellerin ihtiyaç duyduğu "göz boyama"lara sen mecbur değilsin. evet sen!
profesyonel adam zaten 2mp ile 35mm nin eşit olduğunu biliyor. zaten objektifin çok ekstrem durumlarda değiştirilmesi gerektiğinin farkında. ışık denilen olgunun zoom suz dandik objektiflerle daha iyi yakalandığını biliyor adam. rengin ise tümüyle elde olduğunu.
fotoğrafı sevmek için binlerce liran olması gerekmez. gayette yüreğinle sevebilirsin.
çıplak ayakla top oynayan brezilyalı çocuklar gibi olabilirsin, nasıl ki; en lüks halı sahada yüzlerce liralık kramponlarla oynamana gerek yok futbolu sevmek için.
--spoiler--
ulan bir fotograf,
hepsi bir fotograf istiyorum be.
bahar değil bahçe değil,
çatlamış bir narı elinden değil,
üç kuruşluk peyniri rakıya meze yapıp,
yüzüne bakmaya yetsin,
bir fotograf istiyorum.
ekmeğini suyunu bir sofrada yediğinin
huzurundan ibaret elini tuttuğunda
bileklerimi kesmemek için bir teselli
elin elimde olanından
bir fotograf.
o fotograf için yalan söyleyen puşttur;
namussuzum münip utandı çalıyor radyoda bak.
'ağlamakla inlemekle ömür geçiyor'
sarhoş ağzıma yemin bırakmadan,
yüzünü göreceğim bir fotografı o istiyor.
--spoiler--
bazen bir savaşı bitirmeye yeter, bazen bir felaketi anlatmaya yeter, bazen bir mutluluğu, bazen bir hüznü anlatır. her deklanşöre bastığında farklı bir duyguyu aktarır karşı tarafa. kimi zaman havalanan bir güvercin çekersin barış anlatırsın. her fotoğrafın ayrı bir kompozisyonu vardır. rastgelede bassan bir hikayesi vardır makineden çıkan görüntünün. ama tek doğru varsa fotoğraf hayattaki tüm duyguları tek karede gösterebilen birşeydir. birisi bakar hüzen duyar birisi bakar eğlenir aynı fotoğrafta. bir yaşam biçimidir fotoğraf. türkiye'de ki duayenler;