Fotoğraf çeken kişiye yani her kişiye fotoğrafçı denemez.
Bu evinizdeki radyoyu tamirci yapmanız ile sizin aslında tamirci olmadığınızı gösterecek kadar basit bir tanımdır.
Fotoğrafçı dediğimiz kişiler bu işe gerçekten yatırım yapan (lens, makine,zaman vs vs) emek veren ve karşılığında paralar kazanan insanlara denir. Zira bir sözcüğün sonuna cı,cu,cü gibi ekleri getirmemiz aslında o işte o kişinin para kazandığını ifade eder.
Savaş fotoğrafçıları gibi. Moda fotoğrafçıları gibi.
Sanat fotoğrafçıları ise başka bir kategoride incelenmelidir. Zira ara gülere ben fotoğrafçı demeye cesaret edemiyorum. Zira eğer fotoğrafta bir sanat olgusu var ise bu Türkiye sınırları dahilinde ara güler ile devam etmektedir. (başka kişilerde vardır elbette)
Bizler yani şahsım ve benim gibi fotoğraf çekmeye gönül vermiş insanlar için kullanılacak tek kelimelik bir ifade yoktur. En uygun ifade "fotoğraf çekiyorum" demektir. Zira yaptığımız şey budur.
Hobi fotoğrafçısıyım diye bir isim kullananlar var. buradan o kardeşlerime sesleniyorum: Fotoğrafçılığın öyle bir kolu yok. Varsa bile sen fotoğrafçı değilsin. inat etme.
Fotoğraf çekiyorum. Geziyorum zamanımı ve emeğimi bu işe ayırıyorum ben. Birazcıkda maddi imkanlarımı zorluyorum.
Bir kaç güzel fotoğraf çekiyorum. Çektiğim 500 600 kareden işe yarar ya 6 yada 7 tane fotoğraf bulabiliyorum.
Ben sadece fotoğraf çekiyorum.
Son olarak. Kimse fotoğrafı kendisi için çekmez. Birilerine göstermek için çeker.
Sanat sanat için midir ? Halk için midir ? sorunsalı gibi bir şey değildir bu. Zira fotoğraf olgusunun bir sanat olup olmadığı hala tartışmalıdır.
Fotoğraf çekiyorsak maksatımız çok belirgindir. Birilerine göstereceğiz ve onlarda bize güzel sözler söyleyecekler.
fotokritik v.b. siteler zaten bu maksatla kurulmuş sitelerdir.
Bu işin en keyifli yanı ise. Amatör olarak çektiğiniz fotoğrafların sergilerde yer almasıdır. Çok zor değildir. Pek çok üniversitedeki fotoğraf klüpleri sene sonunda sergi açarlar zaten. Sizinde güzel bir kaç fotoğrafınız varsa orada yer alırsınız.
En son olarak. Çektiğim fotoğrafı masa üstü resmi olarak kullanıyorum. Baktıkça mutlu oluyorum.
vizörden kimsenin bakmadığı bir açıdan bakabilmektir, güzelliği farklı açılardan görebilmektir. güzel ama layıkıyla yapılacaksa biraz tuzlu bir hobidir. ama cesaretiniz kırılmasın, maharet ekipmanda değil gözlerde ve ellerdedir. 150 liralık makine ile harikalar yaratan tanıdıklarım var.
geçenlerde bulunduğum şehirde fotoğraf çekme yarışması vardı. bizzat şahit olduğum durum, kadının biri bunun için çekeceği manzarayı yakalamak adına itfaiye getirtmişti yahu. o an dedim fotoğraf çekmek budur işte budur!
Makineyi elinize aldığınızda en güzel şeyleri düşünürsünüz. Eğer düşünecek bir şeyiniz yoksa asla fotoğraf çekemezsiniz.
Aldınız elinize makineyi çıktınız çekime. Aklınızda sevgiliniz ve mutlusunuz. inanın fotoğraf çekerken kendinizi gülümserken yakalarsınız. *
kimine göre görüntüyü kareye oturttur deklanşöre bas kadar basittir. kimine göre ise odak uzaklığı, net alan derinliğli, enstantene hızı, pozlama telefisi gibi terimler içeren bir nevi tutkudur.
çocukluğumdan bu güne gelebilen tek hobim, türlü türlü şeyler denedim kimisi uzun kimisi kısa sürdü ama fotoğraf çekmekten hiçbir zaman sıkılmadım. ilk profesyoneel makinemi alabilmek için çektiğim maddi sıkıntılar, eğitim için debelenişlerim, uzun süren projeler için tabanlarım patlayana kadar gezmelerim hepsi ama hepsi çok değerli anılar benim için. Bir kez bulaşınca bırakması çok zordur ama bırakmayı kim isterki.
şimdilerde facebookta boy göstermek için, büyük-küçük, nene-dede herkesin yemek-içmek, yatmak-sıçmak, düğünlerde göbek atmak gibi faaliyetlerini pozlandırmakdır. "dolu dolu yaşıyoruz biz" kanıtıdır.