batı dillerinin işgali altında olan fotoğrafçılık terimlerinin türkçe karşılıkları olup olmadığı konusunda kamuoyu yoklamasıdır son tahlilde.
fotoğraf = fotos(ışık) graphos (yazı) ışıkyazı= fotoğraf, ışıkyazmak=fotoğraf çekmek, ışıkyazım=fotoğrafçılık, ışıkyazar = fotoğrafçı, ışıkyazıcı= fotoğraf makinesi
ışıkyazıevi veya basçekevi = fotoğraf stüdyosu
fotoğraf (2. öneri) = anadolu'ya fotoğraf ilk kez geldiğinde "basçek" denmekteydi, bu isim sonraları kullanılmaz oldu. tekrar canlandırılabilir.
stüdyo = etimolojik köken "çalışmak" fiilinden geldiğinden, bu kökene sadık kalınarak "çalışmaevi" dedim ama tam da diyemedim, randevuevi gibi oldu önerilerinizi bekliyorum.
vizör = bakaç, deklanşör = açar, obtüratör = perde (zaten kullanılıyor), diyafram = zar, enstantane hızı = örtücü hızı (kullanılıyor)
lens(objektif) = mercek farsça "marcumak" kökenli (iranlılar mercimeğe benzettikleri için göz lensine marcumak demişler, biz de aynen almışız)bu yüzden türkçe olmuyor. bu yoldan gitmeye çalıştım, beceremedim, önerilere açıktır.
poz = köken latince "pausis" yani durma, ara verme. bu nedenle türkçeye "duruş" olarak çevrilebilir. (burada portre çekimindekonunun poz vermesi eyleminden bahsediyoruz)
pozlama (exposure) = ışıkdüzen veya sadece düzen ( burada makinenin örtücü ve diyafram ayarlarından bahsediyoruz)
lomografi = karadüzen (espriydi ama neden olmasın?)
kontrast = karşıtlık, bokeh = bulanıklık (japonca'da tam da bu anlamda kullanılır), sensör = duyarga
agrandizör = büyütücü veya baskı büyütücü 8köken fransızca "agrandisman=büyütme, irileştirme)
Fotoğraf ve fotoğrafçılık kullanılsa gerek kalmayan karşılıklardır. Facebook'ta bakıyorum da herkesin fotoğrafı altında bilmem ne photography yazıyor. Şekilsiniz ya hıamına.